Her insan, bir diğerinin eksik tarafıdır aslında. Gün gelir tamamlanırsın, işte o an farkedersin bir yanının boş olup sonradan dolduğunu. Eksiklik, yeri dolunca fark edilir çünkü.Vicdansız insanın bir tarafı merhamet denen şeyden haberi olunca kendisini görürdü. Onda eksik olanı da başkasında aranır dururdu. İyi biri, kötüyü görmeden bilmezdi misal. Her eksiğin bir tersi, her yarımın bir yarısı vardı. Güçlü zayıfı tamamlamaz mıydı asıl olanda?
Kötünün de bir iyileştireni olmalıydı. Merhamet maraz doğurur da, kötülük iyiliğe gebe kalmaz mıydı hiç? Belli olmazdı böyle işler.
Yasin beyazlar içinde uğurladığı bacısının ardından ağlamamak için zor tutuyordu kendini. Babası ona emanet etmişti Ariya'yı, şimdi gelinlikle uğurlasa da bir yanı acıyordu.
Ariya koluna girdiği adamın adımları ile baba ocağından çıktı. Davul zurna susmadan devam ediyordu, yaprak gibi titreyen kız taşıyamıyordu gelinliği, sanki bir ceset yüklemişlerdi üstüne.
Şirvan kıza bir kez daha dönüp bakmadı. Bakamadı dese daha iyiydi, hazmedemiyordu.
"Ah!"
Ayağı takılınca neredeyse düşecekti ki tuttu kızı. Ariya nefesini tuttu korku ile adamın ona bakan kötü bakışları ile çakışınca. "Önüne bak!" Şirvan'ın esi kısık olsa da utandı insan içinde azarlanmaktan.
Kurbanlık koyun gibi başını eğip devam etti yürümeye. Sulu gözlü idi biraz, hemen ağlayıverirdi ona en ufak söylenen şeye.
Arabanın ön koltuğuna kaynanası yardımı ile bindirilirken gözü sürekli ardında bıraktığı çocukluğundaydı. Kocası onun yanından geçip hemen binmişti arabaya. Kaynanası iyiydi amma, bir onu biliyordu zaten. Anasının yapamadığını o yapıyordu.
Arkaya da o binince rahat etti biraz, yalnız kalmak istemiyordu Şirvan ile. Adam bugün hiç de düğünü var gibi değildi, öfke kusuyordu.
Araba hareket etmeden sıkılan silahlar dalgın ve ürkek olan kalbini ağzına getirmişti. Şirvan yerinden sıçrayan kıza öfke ile bakıp yürüyen düğün alayını geçerek yola düştü.
Düğün evine yaraşır süslenen konak Şirvan Ağa'nın akrabaları ile doluydu, çocuklar şen, kadınlar kaynaşmış, gelinin gelmesini bekliyordu. Konağın avlusunda olacaktı düğün. Bütün köyü sığdırırdı zaten bu konak.
Gelin arabası konağın önünde durunca kadınlar kapıda zılgıt ile çıkardı gelinliğin içinde sıkışmış kızı. Şirvan kenarda bekleyen kardeşi Miran'a anahtarı verip genç karısını konaktan geçirmek için yanına gitti.
Bir testi tutuşturdular kızın eline, o sırada anası da iki adım artlarından geliyordu. Herkes kendi kendine konuşmaya başladı yan yana geldiklerinde. Elindeki taze tutmuş kına ile testiyi kaldırdı havaya Ariya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bebek Özleminde
Storie d'amoreEski bir köy kurgusudur. İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum. Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındıran. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içi...