•
•
•Güncel Duyuru!
Beğenmedi iseniz kütüphanenizden sakince kaldırıp yolunuza devam edin, büyük bir yılgınlık ile rica olunur. Herkesin okuma tercihi, fikri ve istekleri farklıdır. Ben sizlere saygı gösteriyorum, sizlerden de saygı bekliyorum.Keyifli okumalar...
✨✨Sarı papatyaların süslediği patika yolun berisinde kalan tarlada hasat zamanı idi, şimdiki hareketlilik ondan olsa gerekti.
Şirvan Ağa'nın ırgatları, alnından boşalan teri döktükleri ekmek kapısında, üç kuruş için canını dişine takmış çalışıyordu. Onların arasında bir oraya bir buraya koşturup su dağıtan, ufak tefek kız da güneşten nasibini almıştı elbet.
Boncuk boncuk akan terini, çalışırken taktığı yemeninin ucunu alnına götürerek sildi. Bir soluklanayım demeye kalmadan başka biri sesleniyor yanına yetişiveriyordu kız kimse kendine şikayetlenmesin diye.
Tarlada hat gitmek, suculuktan daha iyiydi ona göre ama nedense bu görev hep ona kalıyordu... Küçüktü ne de olsa diğerlerinden, o koşturmayacak da kim koşturacaktı?
Şirvan Ağa'nın babası Agir Ağa, toprağı emanet ettiği Hasan Efendi ile konuşurken kıza gözleri takıldı. Amelenin kimlerden olduğunu çoğu zaman bilirdi fakat bu kızı çıkaramamıştı. Son bir haftadır görüyordu yalnızca. Nedendir bilinmez amma kanı kaynamıştı ona.
Göründüğü gibi ise eğer: Ağır başlı, kendi halinde gençce bir kızcağızdı. Saf duru bir güzelliği var idi amma en çok sessizliği dikkat çekiyordu.
Çenesi ile kızı işaret edip arkasında bağladığı ellerini bozmadan "Kimlerden bu kız?" dedi yanındaki adama.
Hasan efendi önce gösterdiği yere baktı, kim olduğunu anlamaya çalışırken, Agir ağa "Yeni gelir zahar, görmedim önceleri." deyince yetim kızdan bahsettiğini anladı.
Kıza bakıp yüzündeki aydınlanma ile "Benim emmioğlu Halil'in hanımının yeğeni ağam. Adı Ariya." dedi. Sonra yüzü düştü. "Bir kusur mu etmiştir ağam?"
Agir Ağa bir elini pos bıyığında gezdirip "Yok, etmedi. Anası babası kimdir, tanır mıyım?" diye sordu. Aklındaki düşünceler tam oturmasa da sorular sorarak merakını gideriyordu.
"Babası hakkın rahmetine kavuştu beyim, anası da kütürüm, gelini bakıyor. Karşı köyden geliyor çalışmaya." Başını salladı Agir Ağa usulca. Pek bir küçüktü emme 'kadının küçüğü makbuldür' derlerdi hep.
"Eyi madem."
Adama başka bir şey demeden elini tekrar arkasında kavuşturup "Kolay gele ırgatlar!" dedikten sonra patika yola girdi. Traktör ile de gidebilirdi ama tercihi yürüyüp fikirlerini aklına oturtmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bebek Özleminde
RomanceEski bir köy kurgusudur. İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum. Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındıran. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içi...