Gemi gezegenin yüzeyine indi ve kapakları açıldı.Dışarı ilk çıkan profesör.
Adım attığı yerin buz değil beyaz kayaya benzer bir cisim olduğunu farketti.Ardından Selin ve Rüya'da indiler.Mehmet ve Alper geminin hangarında bulunan aracı dışarı çıkardılar.Hepsi bu araca binip.O yapıya doğru yola koyulmuşlardı.
Bir süre seyahat ettikten sonra bu yapıyı gözleyebilecek bir konumda durdular araçtan indiler.
Selin:
"Onların teknolojileri bizimkinden çok daha üst bir seviyede takip ettiğimizi anlamış olmaları gerekmez mi?"
Rüya:
"Evet burası onların yaşadıkları yer değil bence çok küçük bizi buraya çektiler.İçeriye bir tuzak kurmuş olabilirler."
Mehmet:
"Yada bizi farketmediler.Bir yer altı şehri olamaz mı."
Alper:
"Her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıyız."
Profesor:
"İçerde bizi bekliyor olabilirler.Hatta şuan bile izleniyor olabiliriz.Fakat farkedilmemiş olma ihtimalimiz de var bu yüzden gözlem yapacağız uygun bir vakitte içeri hareket edeceğiz.Farkedildiysek onlar bize gelecektir." dedi.
Çantasından dürbün çıkardı ve yapıyı gözlemeye başladı.2 saatlik bir gözlemin ardından hiçbir hareketlilik yoktu.Arada çok yüksek bir ses çıkıyor yer hafif titriyordu.O yaratıklar yer altında bir şeyler karıştırıyor olmalıydı.
Yapıya doğru hareket ettiler.Yaklaştıkca dikkatleri artıyor.Daha hızlı ve derin nefes almaya başlıyorlardı.Bir giriş kapısı bulunuyordu evet ama kapı açıktı.İçeriye doğru adım attı profesör.Arkasından çocuklarda onun adımlarını takip ettiler.
Aşağı doğru çapraz bir şekilde kazılmış tüneller vardı.Profesör rastgele bir tanesinden aşağıya doğru yürümeye başladı.Tünelin duvarlarında anlayamadıkları sembollerin içinden geçiyorlar.Tuhaf sesler duyuyorlardı.
Tünel sonsuza kadar devam ediyor gibiydi sanki.Sağ tarafta bir kapıya rastladılar.Bu kapının üzerinde semboller bulunuyordu.Sanki bir şifre gibi kapının açılması için doğru kombinasyon yapılmalıydı.Ancak hiçbiri sembollerin ne anlama geldiğini çözememişti.
Profesör:
"Burda vakit kaybetmeyelim biraz daha ilerleyelim" dedi.
Biraz daha aşağı indiklerinde büyük bir alana çıktılar.Burda eve benzer yapılar ve anlam veremedikleri değişik görünümleri olan cihazlar vardı.
Burası bir yeraltı şehriyse yaşayanlar neredelerdi.Neden boştu ve sessizdi.
Bu sessizlik selinin çığlıklarıyla bozulmuştu.Hepsi Seline doğru döndü.
Rüyanın o gece karşılaştığı yaratıklardan tam 10 tanesi önlerinde duruyordu çevrelerini sarıyorlardı.Tuhaf tuhaf sesler çıkartıyorlardı.Hepsi telaşlıydı.Tek soğuk kanlı duran Rüya idi.Rüya sabit bir şekilde sanki heykel gibi duruyor.Diğer 9 yaratıktan daha iri görünen ve liderleri sandığı uzaylıya bakıyordu.
Hepsi donup kalmış.O iri yaratık sesler çıkarıyordu.
Profesör Rüya'ya bakarak:
"Sanki onunla konuşuyor bu nasıl olabilir."
O gece olduğu gibi Uzaylı Rüyanın iç sesiydi sanki.
Alper yerden gizlice aldığı sert cismi avucunda sıkmış ve birinin kafasına indirmiş böylelikle Rüyanın zihinsel sohbeti bölünmüş.Uzaylının çıkardığı ses yükselmişti.Sanki savaş çığlığı atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARIN İZİNDE
Ciencia FicciónHikayemiz bir arkadaş grubunun uzayda geçen insan dışı canlılarla temasını ve onları arama macerasını konu almaktadır. Tamamen hayal ürüdür. Yorumlarda bu konu hakkındaki fikir ve görüşlerinizi belirtmekten çekinmeyin. Bu ve bunun benzeri hikayeler...