Okan Dan..Ona baktığımda şefkati, merhameti sevgiyi görüyordum.
O benim sevdiğim adamdı. Onu çok seviyordum. Belki o da seni bu şekilde sevmiyordur ama alışacaktır bunu biliyordum.
Çünkü ona sakso çekmiştim ve buna bir şey dememişti.
Bu iyi bir şeydi benim açımdan en azından alışıyordu. Alışıyordur değil mi?
Gözlerimi duvar daki saate çevirdiğimde saat gece yarısına gelmişti ama turgut hala eve gelmemişti. Sabahta evde yoktu dükana gittiğimde çırakta yoktu ve dükkan kapalıydı.
Bende eve gelmiştim ve turgutun eve gelmesini bekliyordum ama yoktu.
Akşama doğru bir kaç yere gitmiş sormuştum ama kimse görmemişti.
Nerdeydi bu adam?Bu böyle olmayacak. Ayağa kalkarak anahtarı alıp evden çıkıp Turgutu aramaya hangi cehennemde olduğunu öğrenmek için en yakın arkadaşı rıza abinin kahvehanesine gittim.
"valla Turgutu sabah gördüm yüzü asıktı depoda olacağını söylemişti ne oluyor okan bişey mi oldu?" dedi rıza abi.
"yok sağ ol rıza abi iyi akşamlar" dedim ve depoya doğru gittim.
Depo dükanın alt katındaki bodrumdu. Orada araba parçaları malzemeler falan vardı.
Dükanın önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Sonrada Arka tarsftan dolaşarak merdivenlerden aşağı inip depoya girdim. Lanbayı yaktığımda siyah bir Arabanın önünde oturmuş yanında ve elinde içki şişeleri vardı.
"Turgut" sesimi duyduğunda başını kaldırıp gülümsedi.
"ooo Okan efendi de gelmiş tebrik ler buldun beni" dedi cümleleri ağzından yuvarlarken. Onu hiç böyle görmemiştim.
"Turgut ne yapıyorsun burada eve niye gelmedin" dedim ona yaklaşarak.
"çünkü.... Acı çekiyorum öyle bir ızdırap ki" dedi ağladığında affaladım.
Ben... Ben ona acı çektiriyordum.beni büyüten emek veren adama acı çektiriyordum.ben bu adamı hiç bir zaman ağladığını görmemiştim.
Sol gözümden bir damla yaş düştüğünde Turgut kafası omuzuna düştü. Uyuya kalmıştı.
Elimin tersi ile yanağımı silip onu kaldırarak depodan çıkıp eve götürüp salondaki koltuğa bıraktım. Üstüne bir bataniye serip üst katta çıkıp odama girdim.
Yatağımın altındaki valizi çıkartıp kıyafetlerimi Bi kaç eşyamı, gerekli olan bir kaç şey koyup aşağa indim.
Salondaki masanın üzerine yazdığım mektubu bırakıp koltukta uyuyan turgutun yanına giderek yanağına bir öpücük kondurdum.
"özür dilerim. Beni affet" dedim ve valizimi alıp evden büyüdüğüm bu mahalleden ayrıldım.
Turgut tan.
Gözlerimi baş ağrısı ile açtığımda gün doğmuştu. Başım çok fena ağrıyordu.
Salonda koltuğun üzerinde yatıyordum. Beni Kim buraya getirdi ki.?
En son depoa içiyordum. Sonra biri ışık yaktı Okan gelmişti sonrasını hatırlamıyorum.
Başımı tutarak koltuktan kalkıp mutfağa girip bir bardak su ve bir ağrı kesici içtim. Salona döndüm.
"Okan, Okan" diye bağırdım üst Katta doğru ama okandan ses gelmiyordu. O günde sonra Vicdan azabı çekiyordum.
Evladım gibi büyütüğüm çocuk bana sakso çekmişti.
Başımı iki Yana sallayarak salona geldiğimde masanın üzerinde bir kağıt vardı.
Kağıdı açtığımda okanın El yazısı ile katşılaştım.
Öncelikle özür dilerim ben Sana bunu yapmak istememiştim. Seni çok seviyorum. Benim yüzünden acı çekiyorsun acı çekmeni istemiyorum hemde benim yüzümden ben çok uzaklara gidiyorum lütfen beni arama sadece mutlu ol olur mu Turgut çünkü ben senin hayatını mahvettim.
Özür dilerim çok özür dilerim.
Nefes alamıyordum.birden ayağa kalkarak merdivenlerden yukarı çıkıp okanı odasına girip dolabını açtığımda bir kaç tane kıyafetinden başka bir şey yoktu.
Etrafı kontrol ettiğimde gittiğini anlatmıştım. Bunu bana nasıl yapardı.
Aptal çocuk! Derin bir nefes alıp hemen aşağı inerek montumu alıp rızayı aradım.
"alo rıza Okan evden gitmiş sen otogarlara bak bende istasyona bakacam onu bulunca Ara olur mu kardeşim" dedim evden çıkarak istasyona doğru koşuyordum.
"tamam kardeşim" dedi telefonu kapatıp on dakika sonra istasyona vardığımda içeri girip insanlardan okanı tarif edip görül görmediklerini soruyordum.
Ama hiç kimse görmemişti.nerdesin be çocuk nerdesin Okan.
Gözümden yaşlar gelirken insanlar bana bakıyordu.
Tüm yollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenYollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenBiliyorum, artık çok geç
Parlamıyor gözündeki kaybolan ışığın
Görüyorum, artık çok zor
Hissediyorum içindeki eksilen yerleriYalnızlık uyanıp o derin, o sinsi
O hafif uykusundan
Yaklaşır üstüme uzanıp
Adım adım, adım adımTüm yollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenYollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenYollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenYollar senin olsun
Bana bir umut bırak giderken
Kalbim sende dursun
Bana unutmayı anlat severkenBana unutmayı anlat severken
Bana unutmayı anlat severken
Bana unutmayı anlat severken
"tren kalkıyor" kondiktör ıslığı çaldığında trenlere bakıyordum. Nerdesin Okan. Nerdesin.Tren hareket ettiğinde Ayaklarım gücüne kaybederken banka oturup ellerimi başımın arasına aldım.
Hıckırıklar ile ağlarken bir parçamı kaybetmiştim.
Yürek parçamı kaybetmiştim okanımı kaybetmiştim.
************
İçinizden ne küfür ediyorsunuzdur şimdi eh yorumları alayım bakim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI BELA-BXB
Novela JuvenilTAMAMLANDI. "seni çok seviyorum" dediğimde sehpanın üzerindeki Bütün her şeyi yere fırlatı. delirmişti. "ne diyorsun Lan sen he" dedi nefes nefese "sen benim kardeşim gibisin hatta evladımsın evladım" dediğinde bir damla yaş düştü gözümden. "ben S...