Bölüm 17
Soğuk Arnavut kaldırımlarda ilerken her bir adımında ezdiği yapraklar, yüzü kadar solgundu. Bugün gibi, umutları gibi ve bu soğuk kasım akşamı gibi... Oysaki demezler miydi kasımda aşk başkadır diye? Ama onun aşkı da sanki kendisine itiraf eder etmez suyu verilmemiş çiçekler gibi solmuştu. Adama söylediği sözlerin ardından gerçekleri öğrenmesiyle yaşadığı pişmanlık yakasını bir türlü bırakmamıştı. Neler söylemişti peki? 'Biz birbirimiz için başından beri uygun değildik!'
Soğuk esen Kars havasında montunun yakalarını kaldırarak biraz daha montunun sıcaklığına gömüldü. Aklına getirmek istemese de sürekli söyledikleri aklına geliyor, kalbinin çığlıklarını kendi söylediği sözler susturuyordu. Geçen bir hafta sonrası Yağız'la sadece kapıda karşılaşır olmuşlardı. Aslında bunu kasten yapıyordu. Söylediği sözler sonrasında ne aptallıktır ki Yağız'ın yüzüne bakmaktan çekiniyordu. Hem de bedenlerini ateşleyen birkaç saniyede uyumlu oldukları kanıtlanmışken bunun aksini ne olduğu belli olmayan bir kıskançlık yüzünden inkâr etmişti ve kendini daha çok hasta hissetmesine neden oluyordu. Üstüne üstlük Yağız'ın bakışları ona böylesine farklı bakarken...
Genç adam sanki bakışlarıyla ona bir şeyler anlatmaya çalışır gibiydi. Ama Naz her seferinde söylediklerinin ağırlığıyla koşar adım uzaklaşıyor, adamın söyleyecekleri varsa dahi buna fırsat vermiyordu. Onun kendisini durdurmasını deli gibi istiyordu aslında. Bunun için yanıp tutuşuyordu! Ama iflah olmaz, burnu havada, kendisine çok fazla olduğunu düşündüğü o gururu söylediklerinden geri adım attırmıyordu. Ne diyebilirdi ki?! 'Aslında biz birbirimize uygun olabiliriz. Gerçi uygunuz bana kalırsa. Yani... Uygunuz işte!' Ama kalbi uygun olduklarını fısıldasa da gururu o sesi bastırıyordu. Yağız'ı her gördürdüğünde kendisini durdurması için yalvarıyordu içten içe; ama hiçbir zaman duaları yanıt bulmuyordu. Eskiden belki neşeli ve kafasına çoğu şeyi takmayan biri olabilirdi; ama şimdi o hâlinden eser kalmamıştı. Sürekli kendisini düşüncelere dalarken ve içi sıkılırken buluyordu. Kısacası mutsuzdu hem de çok...
Zihnindeki düşüncelerinde öylesine kaybolmuştu ki kolunun hafifçe dürtülmesiyle, yerinde ufak bir çığlık attı ve kolunun üzerinde duran elin sahibine baktı. "Seni korkutmak istememiştim Naz abla," diyen Ali bir yandan da ellerini dizlerine koyarak bükülmüş derin nefesler alıyordu. Korkmanın etkisiyle Naz da birkaç derin nefes alarak kendini toparladı. Belli ki Ali peşinden baya koşmuştu. "Sana bayadır sesleniyorum; ama duymadın sanırım. Gerçi nasıl duymadın onu da anlamadım; ama..."
"Dalmışım Aliciğim kusura bakma. Seslendiğini duymadım."
Ali dikkatlice Naz'ı inceledi. Genç kadının yüzünde ise solgun, zoraki bir gülümseme vardı."Bir sorun mu var Naz abla?"dedi kaşlarını çatarak. Naz'ın gülümsemesi dolgun dudaklarında biraz daha yayılırken cevap verdi. "Hayat telaşesi Aliciğim. Hepimizin hayatında zor zamanlarımız olur."
"İşte o dediğin zor zaman, benim için tam da bu zaman," dedi Ali beklentiyle Naz'a bakarken.
Durumun ne olduğunu tahmin etmekte zorlanmayan Naz'ın gülümsemesi biraz olsun ısındı. Ali doğrularak mahcubiyetle ona bakmaya başlayınca, Naz delikanlının bakışlarına dayanamayarak ona yaklaştı ve koluna girdi. "Senin hayatındaki bu zor durumu atlatmak için bir şeyler yapabileceğimize eminim."
Ali koluna giren güzel kadının varlığıyla biraz daha dikleşerek onun adımlarına ayak uydururken bir yandan etraftaki meraklı bakışların keyfini çıkarıyor bir yandan da sadece sözde abla ve eniştesinin çare olacağı derdini anlatıyordu.
***
Günlerdir daldığı derin düşünceleri kenara bırakarak tüm dikkatini toparlamış koridorda konuşulanlara yoğunlaşmaya çalışıyordu genç kadın. Kulağını dayayabildiği kadar kapıya dayamış hatta tabir yerindeyse resmen kapıyla bütünleşmişti. Ali, Öyküm'ün geleceğini söylediğinde müsait olduğunu söylemiş ama durumu Yağız'a kendisinin anlatmasını söylemişti. Ali'nin durumdan biraz olsun şüphelendiğini düşünse de üzerinde durmamıştı. Şimdi de Ali koridorda Yağız'a durumu açıklarken ne konuştuklarını duymaya çalışıyordu. Boş koridorda oluşan eko da oldukça yardımcı oluyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın 'Naz'lı Hâli / Kaldığımız Yerden Devam (:
Lãng mạnHayatından geçen her bir gün, dolu dolu tabirinin karşılığıydı Naz için. Sonu gelmeyen seyahatler, bitmek tükenmek bilmeyen partiler, sıfırlarını dahi saymaya uğraşmadığı bir banka hesabı, anne babası, dedesi ve hatta daha birçok insanın ilgisi... Ş...