Bölüm 2 <3

646 38 8
                                    


Bölüm 2

Elindeki dosyayı ilgiyle inceliyordu genç adam. Her şey olması gerekenden daha iyi gibi görünüyordu. Bu demek oluyordu ki gelirler birkaç yıl öncesine göre katbekat artmıştı. Bu durum onu memnun etmişti ve bunu belli edercesine dudaklarında bir tebessüm belirdi.

"Bu sayılara bakılırsa... Her şey çok ama çok güzel," dedi babasına doğru.

Ahmet Bey, gururla konuşmaya başladı. "Gerçekten de öyle. Kurulduğumuzdan beri ilk defa böyle bir gelir tablosu var elimizde ve bunların tümü... Size ait."

Genç adamın gözleri bir an için dalmış ve gözünün önünde çok güzel bir kadın belirmişti. O kadının yanına gitmek istedi. Gitmek ve onun yanında kalmak... O, kalmak istedi; çünkü kadın kalamamıştı. Genç adamın hiç düşünmeden kelimeler dudaklarından döküldü.

"Keşke annem de bu günleri görebilmiş olsaydı."

Sözlerinin ardından, durgunlaşan babasının derin iç çekişiyle bakışlarını ona yöneltti. Babasının alnı kırışmış, sıkıntıyla ovarcasına elini alnına götürmüştü.

"Keşke..."demekle yetindi Ahmet Bey. Ama o keşke, yaşlı adamın görüntüsüyle öyle çok şey sığdırmıştı ki içine.

Ahmet Beyin çalışma odasına bu sözlerden sonra derin bir sessizlik çökmüşken, kapalı kapının ardından kardeşi Pelin'in konuşması ve ardından gelen kıkırtıları bu sessizliği bozdu. Sonrasında kısıklaşarak kayboldu. Belli ki kardeşi telefonla konuşurken kapının önünden geçmişti.

"Her geçen gün, öyle çok annene benziyor ki... Kardeşine baktıkça hem ona sahip olmanın gururunu hem de anneni ne kadar çok özlediğimi fark ediyorum her seferinde."

Yağız, bakışlarını babasına odakladığında babasının doğrudan karşı duvarda asılı olan annesinin portresine bakıyor olduğunu fark etti. Bakışlarında öyle bariz bir özlem ve acı vardı ki bu mahremiyeti bozmamak için bakışlarını çevirdi.

"Onu ben de çok özlüyorum,"diyerek babasının sözlerine katılabildi ancak.

Babasının birden ciddileşen sesiyle bakışlarını tekrar ona çevirdi. Adamın bir şeylerden sıkıntı duyduğu belliydi.

"Pelin ne kadar görsel olarak annene benzese de huylarını kimden aldı hiç bilmiyorum. Onunla baş etmekte çok zorlanıyorum artık. Büyüyüp serpilmişken... Ele avuca sığmıyor. Aramızda bir nesil farkı var bunun farkındayım; ama onu korumak için onu istemeden de olsa çok kısıtlıyorum. Bir de... Annenizi kaybettikten sonra sanırım... Pelin'in daha çok üstüne düşer oldum. Ama zaman zaman yanlışlar yapıyorum. Bu yüzden..."

Genç adam babasının söyleyeceklerinin devamını bekledi. Annesinin ölümünden sonra herkes kendi mahremiyetine çekilmişken ilk defa babası çoğu şeyi açık açık ifade ediyordu.

"Burada kalamaz mısın? Hem... Şirketin de başına geçersin. Ali amcan, Cem'i yönetim pozisyonuna aldı bile. Onunla beraber güzel işler çıkaracağınıza da eminim."

Babasının her cümlesinin sonu Yağız'ın istemediği ibarelerle bitiyordu. Burada kalmak, şirketin başına geçmek, yönetimde söz sahibi olmak... Bunlar yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğü eylemler dâhilinde değillerdi.

"Bunu daha önce de konuşmuştuk," dedi babasına sıkıntıyla. Ama bir şeyleri ayrıntılı olarak açıklama gereği duydu bu kez. Çünkü belli ki babası da bir şeyleri ilk kez böylesine açıyordu. Eski günleri hatırlarken derin bir nefes çekti içine. Buna oldukça ihtiyacı vardı.

Aşkın 'Naz'lı Hâli / Kaldığımız Yerden Devam (:Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin