Bölüm 1 <3

1.2K 51 9
                                    


Bölüm 1

Aynadaki aksine son kez göz gezdirdi genç kadın. Etrafında yarım tur dönerken, anne ve babasına yaptığı büyük ısrarlar sonrasında, tek başına yapmış olduğu Fransa gezisinde, moda haftasından almış olduğu uçuk pembe elbisesinin etekleri hafifçe havalandı. Elbisenin dar olan göğüs kısmı kıvrımlarını oldukça belirginleştirmiş, kadınsı hatlarını ortaya çıkarmıştı. Aynadaki bakışlarını elbisesinden ayırarak yüzünde odakladı. Koyu kestane saçları, iri dalgalar hâlinde yüzünün iki yanından beline doğru dökülmüşken parmaklarını saçlarının arasından geçirerek dalgalarını hareketlendirdi. Başını hafifçe sağa ve sola çevirerek makyajını değerlendirmeyi ihmal etmedi. Gece makyajıyla belirginleştirdiği hareli yeşilleri sağlıkla ışıldıyordu. Aynadaki görüntüsünden memnun kaldığını belli edercesine dolgun dudakları kıvrılmıştı. Vücudunu yanındaki dadısına doğru çevirdi.

"Sence nasıl görünüyorum, dadı?"

Yaşlı kadın, gözlerini genç kadının üzerinde gezdirdi. Eline doğmuş olan bu küçük kadın, gözünde hâlâ büyümese de karşısındaki manzara, yaşlı kadının hislerinin tam tersini haykırıyordu. Yirmi altı yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş, o dünya tatlısı bebek, tam anlamıyla bir genç kadın olmuştu. Hatta öyle bir genç kadındı ki kural tanımazlığı, rahatına düşkünlüğü ile tüm aileye kök söktürüyordu ve kesinlikle bu gece de tam anlamıyla kuralları ihlal ettiği zamanlardan biriydi. Bu düşüncesini de kıza söylemekten çekinmedi.

"Naz, güzel kızım, anne ve baban bu durumdan hiç hoşlanmayacaklar," diyerek duyduğu rahatsızlığı dile getirse de genç kadının, sözlerine karşılığı ufak bir kahkaha olmuştu.

Naz, dadısının tam önünde durarak onun ne kadar yaşlanmış olsa da hâlâ yumuşacık olan yanaklarını sıktı.

"Sen onları bana bırak, dadıcığım. Bilirsin ki bana dayanamazlar. Babam biraz kızacaktır, sonra annem araya girip onu sakinleştirecektir. Ardından önce anneme ve sonra sana da kızabilir ya da kimseye bir şey demeden söylenecektir; ama atlatır, merak etme." Yaşlı kadının üzgün ifadesi değişmeyince konuşmasını sürdürdü genç kadın. "Asma o tatlı yüzünü. Benim yapabileceklerimi bilerek evde bıraktılar. Hem... Canım çok sıkıldı ve evde çok ufak bir parti hatta parti de denemez, ufak bir arkadaş toplantısı düzenliyorum. Kötü bir şey değil ki bu! Tüm suçu ben üstlenirim, merak etme," diyen genç kadın, dadısının yanaklarından öperek hafifçe ondan uzaklaştı ve kısılan yeşil bakışları yaşlı kadınınkilerle kesişti.

"Şimdi söyle bakalım, nasılım?"

Kendine hâkim olamayarak gülümseyen yaşlı kadın, kıza yaklaşarak elini tuttu. Ah, bu kız yok muydu? Gerçekten de ona dayanmanın imkânı yoktu, değil mi?

"Melekler gibisin, güzel kızım. Madem canın sıkıldı, eğlen bakalım biraz; ama dua edelim de babanlar erkenden çıkıp gelmesinler."

"İsterlerse gelsinler, nasılsa beni babamın gazabından koruyan annem ve dadım var. Asıl melekler sizlersiniz," diyerek dadısına göz kırpan genç kadın, ani bir hareketle saçlarını savurarak odasının çıkış kapısına yöneldi.

Kapıyı açmasının ardından tüm gürültüsüyle evi doldurmuş olan müziğin uğultusu geldi önce kulaklarına. Bu müziğe eşlik eden sivri topuklarıyla ikinci katın büyük salona açılan merdivenlerine ulaşarak yavaşça merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Dudaklarındaki mırıltıyla şarkıya eşlik etmeyi ihmal etmiyordu. Merdivenin son basamağından inerek büyük salona ulaştığında, salonun dışarıya açılan kapısından bahçedeki kalabalığın sadece bir kısmını seçebildi. O tarafa doğru yöneldiğinde içeri dolan esinti eteklerini süpürerek havalandırdı. Her bir adımında müzik sesi sanki daha da artıyordu. Bahçeye ulaştığında Kanlıca kıyılarındaki denizin tuzlu havası yüzüne vurmuş bunun etkisiyle daha da keyiflenmişti.

Aşkın 'Naz'lı Hâli / Kaldığımız Yerden Devam (:Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin