Bölüm 4 <3

485 29 11
                                    


Bölüm 4

"Yüzbaşı Yağız Tekinoğlu. İkinci Komando Bölüğü, bölük komutanı olarak Kars Sarıkamış'a atandım komutanım,"diyerek karşısındaki, yarbay rütbesine sahip olan tabur komutanına asker selamı verdi genç adam.

Kendinden emin, uğruna canını vereceği üniformasının içerisinde dimdik duruyordu. Mesainin bitmesine çok az vakit dahi olsa üniformasını giymeyi ihmal etmemişti. Üzerindeki hafif yol yorgunluğu, sanki karargâha girer girmez silinmişti. Ne de olsa asker adam her zaman çevik ve dinç olmalıydı.

Başıyla selamı kabul eden yarbay, karşısındaki adamı inceleyen bakışlarla süzerken gözleri kesişti. Yağız da hızla adamı incelemiş ve şimdiden sonra çalışacağı adam hakkında fikir yürütmeye çalışıyordu. Saçları ağarmış, askerliğe verdiği yıllar yüzündeki kırışıklıklardan anlaşılıyordu. Kırklı yaşlarının ortalarında ya da ellilerinde olmalı diye geçirdi içinden. İri yapılı vücuduna rağmen fazlalığı varmış gibi görünmüyordu. Oturduğu koltukta yılların verdiği alışkanlıkla dimdik dururken kahve gözleri istediğini almışçasına parıldadı.

"Kurmay Yüzbaşı Yağız Tekinoğlu. İlk seferinde akademiye giren nadir azınlıktan birisin. Kendini ülkesine böyle adayan gençlere ihtiyacımız var. Bir yüzbaşıya göre de oldukça gençsin."

Yarbayın, kendisine ait dosyada okudukları ve sözlere döktüğü izlenimleri soru anlamı taşımasa da cevap verme ihtiyacı hissetti Yağız.

"Erken terfi aldım komutanım."

Duyduğu şeyler hoşuna gitmişçesine başını salladı yarbay.

"Üstün başarı belgelerinden haberdarım. Harp Okulu mezuniyetinden sonra ufak yaşına rağmen, Tunceli gibi zor bir yere atanmış olman ve burada üstün başarı göstermen takdire şayan."

Dosyasının yarbay tarafından incelendiği ve kendisi hakkında pek çok bilgiye sahip olduğu belliydi.

"Ben yapmam gerekeni yaptım komutanım,"demekle yetindi Yağız. Yaptığı şeyler tamamen yapması gerekenlerdi. Daha fazlası belki yapılabilirdi ama daha azı asla değildi. Yaptıkları da övünmesini gerektirecek şeyler değildi.

"Akademiyi dereceyle bitirmiş biri olarak kurada istediğin yere gitme hakkı sana verilmişken, neden Sarıkamış diye merak ediyorum. Başka biri olsa bu hakkını muhakkak batı illerinden yana kullanırdı,"diyen yarbayın sert duruşuna rağmen dudakları hafifçe kıvrılmaya yüz tutmuştu. "Belki de evlenmeden önce doğu görevlerinin çoğunu tamamlamak istiyorsun. İlla ki bir nedeni vardır ve umarım hakkında hayırlısı olur Yüzbaşım."

Yarbayın iyi dileklerini bir baş hareketiyle kabul etti Yağız. Doğuyu seçmesinin nedeni yarbayın nazarında farklı bir nedenle olsa da asıl sebebi; yaşı henüz gençken en yüksek bedensel gücünde, bu illerde daha faydalı olacağını düşünmesiydi. Operasyonlara çıkılan bölgelerde, aldığı eğitimin hakkını layıkıyla verebilme şansı daha yüksekti. Yani Sarıkamış'ı seçmesinin evlilik denen müessese ile uzaktan yakından alakası dahi yoktu.

Bir şey demesine fırsat kalmadan bulunduğu odanın kapısı tıklandı ve yarbay, girilmesi talimatını verdi. İçeri giren uzun boylu sarışın adam, otuzlarının başlarındaydı. Yarbaya selam verdikten sonra yarbayın karşısında dimdik durdu.

"Yüzbaşım, bu bölüğünü teslim alacağınız Yüzbaşı Serkan. Kendisi gitmekte çok hevesli ve sizin gelmenizi bekliyordu,"diyerek içeri giren adamı tanıttı yarbay.

"Görevim neyi gerektirirse onu her zaman yapmaya hazırım komutanım,"demişti Yüzbaşı Serkan.

"O zaman bölüğü yeni bölük komutanına teslim edip bayrağı devredebilirsin."

Aşkın 'Naz'lı Hâli / Kaldığımız Yerden Devam (:Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin