Kabinin aynasında kendimi süzerek derin bir nefes aldım. Siyah olan fırfırlı eteğin üzerine beyaz yakasinda okulun amblemi olan bir gömlek giymiştim. Kravat zorunlu olmasada takılması isteniliyormus. Eteğin renginde bir kravat vardı fakat ben takmayı bilmediğim için elimde tutarak dizimden dört veya beş parmak yukarida olan etek gayet güzel ve tam istediğim gibi olmuştu ince belime tam uymustu açıkçası.
Kabinden çıkarken beni bekleyen annem ve kardeşim ile utanarak onlara döndüm. "Voooaa" Yağız'ın şaşkınlık dolu yüz ifadesi ile gülmek istemesemde annem yanıma gelerek elimden tutup beni döndürdü ve beğeni ile süzdü. "Gençliğimden kat kat güzel olsanda şuan karşımda gençliğim varmış gibi hissettim. Çok yakışmış bir tanem. Dikkat et kapmasinlar okulda" son dediğime göz kirparken kikirdayarak elimden kravatı aldı.
"Şimdi takmaya gerek yok bence okul sabahı ben sana yardımcı olurum bebegim." Başımı salladigimda kendimi süzüp güldüm. "Teşekkür ederim" yapmacık bir kızgınlık ile kaşlarini çatsa da bir şey demedi. "Bunun altına bir tane de ayakkabı bakalım" görevli kadın bir kaç tane ayakkabı getirirken "kaç giyiyorsun canım" ayakkabılara fazla bakmayarak sorusuna cevap verdim. "37 giyiyorum "
1.55 boyla anca bu kadar oluyordu..
Gözüme çarpan siyah Converse deneyerek aldık uzun zamandır hoşuma gidiyordu Converse ama alma fırsatım hiç olmamıştı. Küçük bir çocuğun hayalinin gerçek olması gibi bir şeydi şuan.
Basit bir ayakkabı sizin hayaliniz olabiliyordu bazen ve bu yüzden bence sağlığımıza ve var olduğunuz,sahip olduğumuz her şeyin kıymetini bilmemiz gerekiyordu.
Ben istemesemde bir tane siyah spor secmisti benim için biyolojik annem, Yağız için de bir kaç tane ayakkabı almıştık. Çünkü kendisi ergenlik çağında olduğu için büyüyormuş.
Yağız kendinden bezmiş bir hal ile avmnin ortasında durarak bize baktı "Allah aşkına daha alış veriş mi yapacagiz" annem arkasını dönüp ona baktı ve sakince "evet" dedi. Bu beni güldürmek istese de dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Yağız bu hareketine deliye dönerek ileride ki kafeyi gösterdi.
"İyi siz yapın bende orada oturup sizi bekleyeceğim" mağazada aldığımız ürünleri eve göndermiştik bu yüzden elimizde poşetler yoktu. Biyolojik annem başını sallayarak bana döndü "sende oturmak ister misin yoksa bi gratise girip bizde mi oturalım?" Ben ise omuz silkerek ona döndüm.
"Sonra oturalım" başına sallayarak Yağız'a geri döndü "sen otur bebeğim biz birazdan geliriz" Yağız "umarım birazdandir" diye söylenerek gittiğinde bizde makyaj mağazasına girmiştik.
Makyaj malzemem yoktu ve yurtta bir kaç kez yapmıştım makyaj bunun dışında ihtiyaç duymamıştım fakat ilgim olmadığı söylenemezdi. "Senin için bir makyaj çantası yapalım bebeğim, ihtiyacın yoksa bile dursun" alt dudağımı disledigimde ona daha fazla yük olmak istemediğimi söyleyip itiraz edecegimde daha bir şey demeden beni durdurdu.
"Hiç itiraz etme güzel kızım her genç kız gibi seninde olsun,istemesen bile dursun bir kenarda" yanaklarımdan öperek gülümsedi ve heyecanlı bir şekilde mağazaya girdi.
Kolunu bana uzattığında koluna girerek içimde oluşan mutluluğu tarif edemeyecektim. Gözlerimi dolduran bu mutluluk aynısının ondada olduğunu gösteriyordu. Gözleri dolmuştu ve yüzünde kocaman bir gulumseme varken bana döndü "her zaman kızımla makyaj alış verişi yapmak gibi bir sürü hayal kurmuştum" sessizlik oldugunda kikirdayarak gözlerini sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dördüzler |TAMAMLANDI|
Teen FictionAcemice yazılmış bir kurgudur!!! Bir kavgada en yakın arkadaşımın hoşlandığı çocuğun dorduzlerimden birisi olduğunu ogrenmem ne kadar trajikomik olabilir di ki? 01/01/23