-
"Dediklerimi unutmadın değil mi?"
Taehyung milyonuncu kez aynı şeyi sorarken sertçe yutkunup kafamı belli belirsiz salladım. Heyecandan ölecektim. İlk gün sürüklendiğim koridorda bu sefer tek başıma hür irademle yürürken gözlerim kararıyordu sanki.
Kendime geldiğim gün Yoongi benimle görüşmemişti. Hatta ondan sonraki gün de görüşmemişti. O iki gün ise artık benim olduğunu öğrendiğim o güzel odada kalmıştım. Her çalışanın odası öyle miydi bilmem ama baya kıyaktı benimki.
Biraz da dinlenip kendime gelmem beklenilmişti sanırım ve benim istediğim olmuştu. Hala daha geçmeyen ama azalan sinirimle fark etmiştim ki gerçekten de Taehyung'un suçuydu beni unutması. Taehyung da ya tehditimden olsa gerek ya da duyduğu suçluluktan istediğimi yapmıştım.
Yoongi'nin bir adım arkasında duran o kişi olacaktım. Sürekli peşinde olacaktım ve benden bir isteği olduğunda onu yapacaktım. Gözüme gözükme dediğinde gözükmeyecektim ki bir karar vermiştim o iki günde.
Onu gerçekten ilk defa görüyor gibi davranacaktım artık. Acılarımı içime gömüp karşısına ilk gibi çakacak ve onu yeniden aşık edecektim kendime. Sıfırdan.
Bir kere yapmıştım ikincisi zor olmaz gibi bir şey demeyecektim çünkü zor olacaktı. Bu sefer gerçekten zalim olan herifi aşık edecektim kendime.
Hiçbir acımı, anımı, mutluluğumu ona belli etmeden istediği gibi çalışacaktım. Geçmiş? Asla! Ne ona soracaktım ne de ben konuyu açacaktım. Olmamış gibi ki hoş, ona sorarsan zaten hiçbir şey olmamıştı aramızda. İstediğini verecektim ben de ona.
"Ters bir laf ederse sakın ağzını açıp karşı çıkma. Sonun zindanda biter yine haberin olsun. Bunun dışında sakın ama sakın adını söyleme. Kral. Anladın değil mi?"
Taehyung omzu üzerinden bana bir kez daha baktığında ona yumruk atmamak için dişlerimi sıktım. Daha kaç kere soracaktı bunu? Tabi o da verdiğim kararı bilmediğinden endişeleniyordu.
"Rahat ol Komutan, her şey aklımda benim."
Bu sefer o kafasını memnun bir ifadeyle salladığında geldiğimiz kapının önünde derin bir nefes aldım. Arkamdan gelen iki kişi de bizimle birlikte durduğunda Taehyung da derin bir nefes aldı. Tek gerilen ben değildim en azından.
Kapının önündeki askerlere ufak bir baş hareketi yaptı ve kocaman kapı yeniden aralandı benim için. Bu sefer daha farklıydı tabii.
Kendim Taehyung'un arkasında ilerleyip sadece ikimiz içeriye girdiğimizde kapının kapanma sesi irkilmemi sağladı, bakışlarım fırlatıldığım yerde gezindi dizlerimdeki kabuklar acıdı sanki. Boynumdaki o kılıcın yeri de sızladı. Sızlamaya da devam edecekti.
"Kralım."
Son kez eski Jimin olarak tahtında oturan onun gözlerinin en içine dik dik ama yine de en saf özlemimle baktım ve ellerimi önümde bağlayıp Taehyung gibi hafifçe eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
remember me |yoonmin
FanfictionYAZMA İSTEKSİZLİĞİNDEN DOLAYI ARA VERİLDİ (bölüm gelmeyecek) BÖYLE DURSUN DEDİĞİNİZ İÇİN KALDIRMIYORUM!! Gece sevgilisiyle uyuyan Park Jimin gözlerini açtığında kendini Min Krallığının sınırlarında bulur.