-
"Mektup mu geldi?"
Min Krallığında bir haftadır olduğu gibi yine rutin bir sabahta kahvaltı için yemek odasında toplanıldığında Prens Jungkook sıkılıp duran canından olsa gerek ortalığı karıştırmaya meraklıydı biraz. Amacı da vardı doğrusu.
Bu soruyu duyan Kral Min Yoongi önündekileri yemeye devam etse bile hareketleri yavaşlamış, kendisinin de merak ettiğini bakmasa bile fark ettirir hale gelmişti. Komutan Taehyung karşısındaki gülümseyerek kendisine bakan Prensle dudaklarını yalarken kafasını onaylarcasına salladı. Gergindi.
"Geldi Prensim."
Yoongi derin bir nefesle elindeki çatalı sıkıp tüm iradesiyle umrunda değilmiş gibi davranırken daha da dikkat çektiğini bilmiyordu. Jungkook onun bu haline gülmek isterken kendisini tutmuştu.
Kabul, Kral Min'in iyi olur sandığı hiçbir şey iyi olmamıştı. Yine odaklanamıyordu işlerine ve hayatına. Hatta daha kötü bir şekilde odaklanamıyordu şimdi.
Kabul etmek istemiyordu ama o oğlan varken zorluğuna rağmen daha da kolaydı sanki bir şeyler.
Heyecanlı hareketleri, ağzının içinden mırıldanıp duymadığını sandığı cümleler, itaat eder gibi gözüküp baş kaldırışı, kendinden eminliği, sinir eden tavırları... Bakışları.
Her duyguyu barındırıp sadece kendisine baktığında can bularak yansıyan bakışları.
Nefret, kırgınlık ve aşk. En çok üçü gezinip duruyordu oğlanın gözlerinde. Bu da kendisini sinir ediyordu işte. Kafasını karıştırıp duruyordu.
Tanıdık gelen bir yabancıydı sadece, fazlası değil.
Yine de o yabancıyı gönderdiği için pişmandı. Göremediği için pişmandı ve geri getirmek istiyordu ama gururuna yediremiyordu bir türlü. İşte kabul etmişti sonunda.
"Neler olmuş peki.. ne yapmış?"
Uzun süren sessizliği mırıltısı bozduğunda karşılıklı oturan Komutan ve Prens birbirine bakmış, girdikleri iddianın sonucuyla derin bir nefes almışlardı. Jungkook, Taehyung'a demişti ki 'merak edecek' ama Taehyung bunun tam tersi şekilde 'sormayacak' demişti.
Şimdi Taehyung Jungkook'la önündeki bir hafta istediği her an vakit geçirmek zorundaydı. Bunun bilinciyle Jungkook keyifle sırıtırken tepkisiz duran Taehyung'un da pek mutsuz olduğu söylenemezdi.
Yoongi'nin sesi ise merak ettiği için kendisine olan siniriyle boğuk ve kısık çıkarken her an bir yerleri yıkacak gibiydi. Taehyung derin bir nefes almış ve okuduklarını nasıl söyleyeceğini düşünmüştü.
"Bunu yemekten sonra konuşsak daha uygun olur Kralım."
Yoongi bakışlarını Taehyung'a çıkardığında kaşları çatılır gibi oldu. Bir şey olmuştu demek. Hem de canını sıkacak bir şey. Ondan yemek sonunu bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
remember me |yoonmin
FanficYAZMA İSTEKSİZLİĞİNDEN DOLAYI ARA VERİLDİ (bölüm gelmeyecek) BÖYLE DURSUN DEDİĞİNİZ İÇİN KALDIRMIYORUM!! Gece sevgilisiyle uyuyan Park Jimin gözlerini açtığında kendini Min Krallığının sınırlarında bulur.