BÖLÜM ※8※

342 29 26
                                    

Bölüm ithafı: DreamveCross

Bazı hataların affı olmaz. Öyle bir şeydir ki bu, zarar veren kişiyi değil affetmek, aynı ortamda bulunamazsın. Utanabilirsin onun yerine fakat... O öyle 'pis' ve zavallıdır ki senin yüzüne bakıp gülebilir, konuşabilir- hatta aynı şeyi tekrar yapabilir bile.


Nightmare biraz yürüyüşe çıkmıştı. Kendini bulanık hissediyordu. Muhtemelen "yarım" bir gece yüzünden. Sinirliydi, killer'ı asla kendisiyle aynı seviyede görmemişti. Ona sex teklifi etmişti fakat bunun ne kendi arzularıyla ne de killer'ın davranışlarıyla bir ilgisi vardı. Ona göre killer suçluydu, ama şimdi polis o olduğu için onu istediği gibi cezalandırabilir, intikam alabilirdi.

Ona göre killer bir yüz karası, ağını kurmuş gelecek olan kurbanlarını sessizce bekleyen bir örümcek, aklı uçkurunda olan bir 'aptal' idi.

Ölü olan evrenin kuru çimlerine bakarak şelalelere doğru yürüyordu. Burası 'kısır döngülü' bir Tale'dı. Hikayesi başlamadan bitmişti. Canavarlar nesillerini yeterli besin sağlayamadıkları için tükenmiş, düşen insanlar yumuşak bir zemin olmadığı için ölmüşlerdi. Yaratıcı bile gelmezdi buraya, varlığını dahi unutmuştu belki.

Mavinin artık solmuş tonundaki parlak renkler burda zar zor hayatta kalmıştı. Nightmare büyük şelalenin yanına oturmuştu, bitkiler olmasa da o biraz daha iyiydi. Cebinden telefonunu çıkartıp kurcalamaya başladı. En sonunda kafasını rahatlattığına inandı ve kendini bir solo keman parçasının içine bıraktı.

。。。。。。。。。。

Yaklaşık yarım saatin ardından telefonun çıkarttığı güzel melodilerinin üstüne ona zıt olan tok bildirim sesi duyuldu. Nightmare uzandığı yerden bir kaç santim uzaklıkta olan telefonunu aldı ve huzurlu keman sesini kapatarak uzandığı yerden kalktı. Mesaj horror'dan gelmişti.

••••••••••••••••••••••••••

《Horror》

~>gelip halletmen gereken bir durum var.

"..."

~>yine ne yaptın?

~>ben değil killer yaptı:)

"(Sinirlendi)"

~>Söyleyecekmisin?!

~>aaaa şey evet ben lustın yanına gidiyordum ve onu bardan çıkarken gördüm

~>kör kütük sarhoştu ve etrafı dağıtıyordu

~>şu mürekkepli cüce yanında birsiyle geldi tek halledemiyorum.

".........." nightmare sinirle dolup taşmıştı. Kalkmadan önce son cümleyi söyleyerek sohbete noktayı koydu.

~>dust'ı çağır, hemen geliyorum.

•••••••••••••••••••••••

Nightmare Underlust'a geldiği gibi karaltanın, yani barların ve genel evlerin çoğunlukta olduğu yere ışınlanmıştı.

Underlust ona göre fazla 'gereksiz' bir AE'di. Aklı uçkurunda olan herhangi bir AE gezginin- özellikle bekar olanların mesken tuttuğu bir yerdi burası.

Nightmare gördüğü manzarayı biraz süzdü ve keyifle gülümsedi. Uzun zamandır karşısında görmek istediği kişi şimdi bir çift kılıçla sarhoş olan killer'ı savuşturuyordu. Killer, kendinde olmamasına rağmen onunla dövüşüyordu ve çoktan yaralanmıştı.

Henüz hiçbiri varlığının tesirinde değilken hızla onun üstüne atıldı ve zaten çıkarttığı dokunaçlarını dream'e savurdu- sapladı. Hiçbir şeyin farkında olmayan dream saldırıları savuşturamıyordu bile.

En sonunda bir boşluktan faydalanan pozitiflik gardiyanı kendini zar zor bir evin arkasına sürükledi. Nightmare hala sinirini atmamıştı, soluklanmak için durduğunda, "alın şunu gözümün önünden." dedi. Horror patronunu ikiletmeden killer'ı büyüsüyle tuttu ve bir evin çatısına ışınladı. Ink'la savaşan dust'a bir göz attı. Üstüne tam bir kemik saplanıyorduki nightmare müdahale etti, yaratıcıya dokunaçlarıyla saldırmaya başladı. Artık kimseyle oyalanacakmış gibi görünmüyordu. Konuşmuyordu, sadece uzun zamandır kinlenmiş olan gözü hedefine odaklanmıştı.

Dream kendini biraz iyileştirip ortaya, ağabeyinin karşısına çıksada hala bacağı aksıyordu ve omzundan kan kaybediyordu. Umursamadı ve ona baktı. Ağabeyi birden ona döndüğünde ürkmüştü çünkü bakışı, intikam diye bağırıyordu. Hızla üç gaster blaster oluşturdu ve ateşledi. Üstünden süzülen nefretlerle bir parçasını kaybetti. Sonra yeniden oluştu. Tekrar saldırmasına vakit vermeden yerini değiştirip herhangi bir çatıya ışınlandı. Dört tane daha. Başarısız. Aynı yerden tekrar, ve yine. Kara balçıktan oluşan beden her seferinde yine toplanıyordu.

Dream onların ilk görüşmesinin böyle geçmesini beklemiyordu. En azından önce konuşup sonradan başlayabilirler diye düşünmüştü. Birden gelen saldırıda asasını kaybetmişti, güçleri sonsuza kadar onu idare edemezdi. Öz ağabeyi gerçekten ondan nefret ediyor, öldürmek istiyordu.

Aşağıya bakıp kendi kendini evreni kurtarmak için hırpalayan arkadaşına baktı. İki kişiyle bile zorlanmadan dövüşebiliyordu. Yapabileceği bir şey bulmak istiyordu. Yararlı olabileceği bir şey...

Üstüne doğru dokunaçlarının üstünde bir adet psikopat gülümsemeli- pozitif hisler olmadan 'ölümsüz' kardeşi geldiğini gördü. Tükenen düşünceleriyle birlikte üstüne gelen katilden iyice korkmuş ve geriye doğru ilerlemişti. Yavaşça geri adımladığı yerde bir şey hissetti, bir engel. Düştü ve takıldığı şeye baktı. Az önce dövüştüğü iskeleti görmüştü. Orda, çatıda baygın yatıyordu. Aklına gelen fikirle birlikte onu önüne ışınlayıp ruhunu tuttu, "d-DUR!" nightmare duraksadı, Gözünü kıstı. Hayatında nefret ettiği birinci kişi, bir diğer nefret ettiği ikinci kişiyi tutuyordu. Tuhaf bir durum söz konusuydu.

Nightmare umursamayıp ilerledi, çünkü ikiside ölmesi gereken kişilerdi zaten. Dokunaçlarının üstünde ilerlemeye devam etti. Dream kendini tutamayıp Killer'ın önünde bir kemik oluşturdu ve düşünmeden ona saplattı.


。。。。。。。。。

Birde bölümü uzun yapacam demiştim. Dayanamadım lan.

Eee nasılsınız, umarım yeni bölümi beğenmişsinizdir. Bu bölüm biraz maceralı oldu Killer'ın içeceğini biliyormuydunuz sjsjsjs nightmare sonunda tırlattı. Horror'la mesajlaşmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur sjsj

Yeni bölüm çok güzel olacak ha benden demesi. Ormantikliğe vuracam sizi sjsjsjjs pardon romantik. Vote atın lan bunu yazmak için gece bir buçuğa kadar uyanık kaldım. Yazarınıza el Fatiha

※KARANLIK AŞK※  NİGHTMARE X KİLLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin