Gökyüzüm Diye Seven

592 54 52
                                    


İyi okumalar























°

"Ne yani şimdi kaldım mı ben" yanımda baraj dersini geçemeyip sınav senesinde kalan arkadaşımın boş konuşmalarını dinlemek kesinlikle elimde ki telefondan daha ilgi çekici değildi.

"Kalmışsın işte" elinde ki karneyi hızla odanın rastgele bir yerine fırlatmıştı. Lise son sınıf öğrencisiydi Taehyung ve kalmış olması demek üniversite sınavına girememesi demekti. Üzücüydü ama bunu kendisi istemişti. Bütün sene boyunca boş boş dolaşmış, yemediği ne bok varsa yemişti.

"Anneme ne diyeceğim ben"

"İçtiğin içkileri sayarsın" yüz üstü uzandığım yatağımda birazcık kıpırdanmış ve elimi çenemin altına yaslayıp sosyal medyada insanların ne kadar saçma şeyler paylaştığına bakmaya devam etmiştim. Evet bunu yapmak Taehyung'un ağlama seremonisini dinlemekten emin olun ki daha eğlenceliydi.

"Hiç yardımcı olmuyorsun Jimin" çalışma masamın önünde ki sandalyeye oturmuş, sandalyeyi geriye doğru yaslamış ve uzanmıştı. Kıracaktı bir gün benim sandalyemi.

"Evet" Ben henüz lise üçüncü sınıf öğrencisiydim ve Taehyung gibi saçma şeylere kafa yormadığım için rahattım. Evden okula, okuldan eve gidip geliyordum ve bide bu aptal ile uğraşıyordum. Cidden hayatta hiçbir vasfım yoktu.

"Jimin cidden ne yapacağım" tamam, bir miktarda olsa üzülmüyor değildim. Taehyung babasını küçük yaşta kaybetmişti. Annesi ve ablası ile birlikte yaşıyordu ve okuduğu lisenin masrafları annesinin maddi durumunu aşabiliyordu. Ablası her ne kadar onlara destek olmaya çalışsa bile oda üniversite okumak için çabalıyordu ve pek faydası olmuyordu.

Taehyung ile küçüklüğümden beri arkadaştım. İlk bizim evin yan tarafında olan eski bir eve taşınmışlardı. Annem ile onlara ev hediyesi olarak küçük bir kek götürmek için gittiğimizde karşılaşmıştık ancak Taehyung'a elimi uzattığımda benden kaçmıştı. O zamanlar ben beş, Taehyung ise altı yaşındaydı ve ben kreşe giderken o ilkokula gidiyordu. Annelerimiz hemen kaynaşmıştı fakat Taehyung benden kaçınca bende onla konuşmak istememiştim.

Derken bir sonra ki gün evlerinin camına çıkmış aptalca bağırıyordu.

"Jiminnn!" elinde tableti ile koltukta babasının yanında oturan küçük çocuk duyduğu kendi ismi ile babasına bakmıştı fakat yanıt alamamıştı. Kendi ismini nerden duyduğunu anlamamıştı ve bu ufaklığı korkutmuş tabletini bırakıp oturduğu yerden kalkmıştı. Koşarak mutfakta ki annesinin yanına gitmiş ve sımsıkı sarılıp ağlamıştı.

Genç yaşlarda ki kadın ağlayan küçüğünü gördüğünde yaptığı tek şey ona içten gülümsemelerini sunmak ve ellerini yıkayıp miniğine eğilmek olmuştu.

"Ne oldu benim prensime"

"Jiminnn!!!" tekrardan ismini duyması ile küçük çocuk daha çok ağlayıp annesine sokulmuştu. Annesi bu sefer cidden yüksek sesle gülmüş ve beş yaşında ki ufaklığını kucağına alıp salona geçmişti.

Eşini çocukları ile ilgilenmesi için bırakmıştı fakat adam çoktan koltukta uyuyakalmış, ufaklığının koltuğa bıraktığı tabletinden de oyun sesleri gelmeye devam etmişti.

Kadın kucağındaki küçük Jimin ile camı açmış ve onlara yan taraftan bağıran diğer miniği görmüştü.

"Çiminnn" diğer miniğin annesi olan kadın Bayan Kim cama çıkmış ve Jimin ile annesine bakmıştı.

My Sky |yoonmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin