Merhaba ve iyi okumalarr.♡
♧
Hyunjin şimdiye kadar aldığı şeylerin poşetiyle elinde dolaşırken gördüğü Louis Vuitton mağazasıyla koşarak oraya yöneldi.
Bu sırada bacaklarına kara sular inmesine rağmen arkasında sürüklenen kuzenini taktığı pek de söylenemezdi.
Zaten Jeongin şikayet de etmiyordu.
Çünkü biliyordu hyungunu, Minho'yu aklına getirmemek için binbir türlü yola başvuruyordu.
Bunların en büyüğü de durmaksızın yaptığı alışverişlerdi.
Ayrıca Minho bir kaç kere mesaj atmış ama Hyunjin bilerek bakmamıştı. Hatta Jeongin'e umrunda olmadığını bile söylemişti. Gerçekten büyük başarı.
Peki buna ne kadar inanmıştı? Hiç.
Emindi ki içi içini kemiriyordu o mesajlara bakmamak için ama Hyunjin'in inadı inattı.
Canı ne zaman isterse o zaman bakardı.
Jeongin mağazanın önünde kuzenini beklerken telefondan gelen zil sesini duydu.
Ses tanıdık gelmediğinden her hangi bir harekette bulunmamıştı ki cebinde titreyen telefonu fark etti. Doğru ya Hyunjin telefonunu ona vermişti.
Bir elindeki poşetleri diğer eline geçirip cebindeki telefonunu çıkardı.
Menajer yazısını gördüğünde aramayı yanıtlayıp kulağına götürdü.
Jisung ise açar açmaz bağırmaya başlamıştı.
'Hyunjin bey telefonlarımı açmayacak kadar meşgul olduğunuz şey nedir acaba?'
Beyaz saçlı anında telefonu kulağından uzaklaştırarak yüzünü buruşturdu. Kulak zarı patlamıştı.
"Jisung, benim Jeongin."
Arada az süreliğine sessizlik oluşmuştu.
Büyük ihtimalle Jisung yaptığı rezilliği sindirmeye çalışıyordu.'Çok afedersin Jeongin. Hyun alışıktır bunlara, senin açacağını tahmin edemedim.'
Jeongin kıkırdadı, Jisung tatlı çocuktu.
"Sorun değil, ne söyleyecektin?"
'Ben Hyunjin'e mesaj atacağım, her ne halt yiyorsa bitince söyle ona hemen mesajlarıma baksın.'
Jeongin kafasını sallayarak kapatacaktı ki göremediğini fark edip anlına vurdu.
"Tamam, iletirim. Görüşürüz."
'Görüşürüz.'
Aramayı sonlandırıp elinde telefonla sonunda mağazadan çıkıp yanına yaklaşan sarışına baktı.
"Ne aldığını öğrenebilir miyim?"
Hyunjin gülümseyip, şirinlikler yaptı ve yanıtladı.
'Çanta ve ayakkabı.'
Jeongin aldığı cevapla gözlerini devirdi.
"Zaten aynılarından bir sürü yok mu?"
Sarışın kafasını iki yana sallayıp dudağını öne büzdü.
'Bunlar daha gündelik, bende olanlar daha çok formal şeyler. Ayrıca sana da birkaç şey aldım mızıklanma.'
Beyaz saçlı onaylayan mırıltılar çıkararak elindeki telefonu sarışına uzattı.
"Jisung sinirlenmiş aramalarını yanıtlamadığın için. Mesaj atacakmış onlara baksın dedi."
Hyunjin içinden sinirlendiyse önemli bir şey olmalı diye geçirip hemen telefonu elinden aldı ve Jisung'dan gelen mesajlara tıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I wanna know // Hyunho
Fanfiction"Başkasının yatağında dans ritimlerini tutturdun." "Bunun cidden gerçekleştiğine inanamıyorum." ~ William Singe - love you like me [Yetişkin içerik] 041222