I wanna know // Hyunho

for everything

Heyo, konuşmamı bölüm sonu yapacağım.

Bunlar son bölümler, keyfini çıkartarak okuyun.

İyi okumalar bebekler. <143

~1 hafta sonra~

'Hadi bebeğim, bütün gün seni bekleyemem!'

Minho kapının önünde beklemekten sıkılmış hala içeride eşyalarını bavulun içine tıkıştıran sevgilisine seslenmişti.

Tam merdivenlere yöneldiği yazaman elinde kocaman iki bavulla aşağıya inen sarışını gördü.

Ardından kapının önünde kendisine ait olan orta boylu bavula baktı ve gözlerini pörtletti.

'Bu kadar eşyayla ne yapmayı planlıyorsunuz Hyunjin Bey? Dünyayı falan mı gezeceksiniz?'

Hyunjin kıkırdayarak bavulları kapının önüne getirip iki elini Minho'nun yanaklarına koydu ve dudağını yumuşakça öptü.

"Paris'e gidip bir hafta kalmak olmazdı. O yüzden bizim dönüş biletimizi üç hafta sonraya aldım. Tabi şimdi söylemem zamansız oldu ama.."

Minho gülümseyip küçüğünün yüzüne düşen sarı saçlarını arkaya atıp kafasını kendine çekerek küçük bir öpücük kondurdu.

'Peki bu bavulun bana yetmesini nasıl planlıyorsun? Söyleseydin büyük hazırlardım.'

Sarışın kapıyı açıp bavullarla dışarı çıkarken konuştu.

"Ne olacak ki? Oradan yenilerini alırız."

Küçük olan asansöre ilerlerken. Minho başını iki yana salladı ve bavulunu alıp kapıyı kapatarak kilitledi.

'Ah bir de şu zenginliğini her yerde belirtmesen mükemmel olacak.'

"Şşt. Susta bin şu asansöre."

°°°

Geçen on saatin ardından artık uçak iniş yapabilmişti.

Minho için bu uçuş sürekli uyuduğundan veya film izlediğinden çok güzel geçmesine nazaran Hyunjin için de fazlasıyla sıkıcıydı.

Uyumaya çalışsada uyuyamamış sürekli  öfleyerek büyüğünü dürtümüştü ama Minho'nun taktığı bile olmamıştı.

Son bir kaç saat kala dayanamayarak fısır fısır konuşup kıkırdaşan ikilinin yanına gitmişti.

'Acaba Jeongin ile Jisung'u yakınlaştırmakla hata mı ettim?' Diye düşünmüştü bir süre.

Düşüncelerinin arasındayken sonunda ikili yanlarına gelen bedeni fark etmiş ve sohbete katmışlardı.

Böylece en azından son saatleri iyi geçmişti.

Sarışın aşağıya doğru açılmış olan uçak merdivene koşturdu ve yüzüne çarpan soğuk havayla kollarını iki yana açıp bağırdı.