Yemek

114 55 100
                                    

Gölgelerim, sizleri çok seviyorum. Yanımda olan binlerce insan ve binlerce kalp var. Bir okurum İnstagram da  benim yazdıklarımı paragraf paragraf keserek edit yapmış ve görünce çok duygulandım. Rastgele gezinirken keşfette karşıma çıktı bir anda. Biz gerçekten büyüyoruz. Müziği yemek yapmaya başlandığında açın<<

Sizleri yeni bölüme davet ediyorum.

Ha unutmadan,

Işıkları kapamayı şarkıyı açmayı ihmal etmeyin. Hazır mısın Gölge olmaya?

Kapının aniden açılması ile içeri o gelmişti. İnsanların sakındığı, insanların kabusu olan o adam. Ticaret ortağımız. 

Halit Ergüder. Elinde büyük bir çiçek buketi ile hem de.

Kirli sakalları, uzun ve kemerli burnu, mavi gözleri ve yer yer dökülmüş siyah saçlarıyla odaya bam diye dalmıştı. Baran ile benim gözlerim birbirlerini bulurken yüzümde ki ifadeyi biraz daha gevşettim ve,

"Hoş geldiniz Halit Bey." diyerek elimi uzattım. Diğer elimle de çiçek buketini aldım. Uzattığım elime karşılık bir müddet gözleri yüzümde gezindi. Ardından elimi tutup havaya kaldırdı ve öptü. Yüzüme tiksindirici bir ifade takındım. Bu sırada Baran da öksürmüştü.

"Hoş buldum Pınar Hanım. Baran Bey geçmiş olsun. Lakin neden kapının ağzındaydınız onu merak ettim."

Baran benden önce lafa atlayarak

"Teşekkürler. Sevgilim doktorun yanına gitmek istiyordu bende gerek olmadığını söylüyordum. "

"Ee kapıda mı konuşacağız."

"Yok hayır, buyurun lütfen Halit Bey." diyerek karşılık verdim. Bu sırada Baran,

"Nereye buyuracaksak hastane odası bura." Diye mırıldandı. Halit Bey, duymuştu. Çünkü bir an için ağzını açmış, hemen sonra geri  kapatmıştı. Koltukların birine de o oturdu. Baran ve ben yan yana. O da tam karşımıza.

"Sizin içinde ne büyük talihsizlik. Balayınız da hastanedesiniz."

"Yo, aslında talihsizlik olarak görmüyorum. Onun benim yanımda olmadığı zamanlar talihsiz bir adam oluyorum." dedi Baran ve bana baktı bir süre. Halit, yüzünde memnuniyetsiz bir ifade ile tebessüm etti.

"Harika. Tekrar geçmiş olsun sizlere de. İş konuşmayalım hastane de. Üç gün sonra randevulaştık sizinle. Lakin benim kızımın doğum günü partisi var. Bir balo tarzı bir şey olacak. Sizleri de görmeyi çok isteriz. Pınar Hanım 'ı özellikle. Hem sizi de tebrik ederiz."

"Olur Halit Bey." Dedim.

"Yalnız rahatsız olduğum bir husus var Pınar Hanım."

"Nedir ?"

"Şu hanımı, beyi aramızdan kaldırsak daha samimi olabilmemiz için."

"Ben böyle rahatım aslında. Gerek yok Halit Bey." Dedim. Beyin üzerine vurgu yaparak söylemiştim.  Ayağa kalktı ve geçmiş olsun tekrardan dedi ve dışarı çıktı. Rahat bir nefes aldım ve odanın penceresini açtım. 

"Pislik ." diyerek başımı camdan dışarı çıkarttım. 

"Sevgilim, niye böyle yapıyorsun? Alt tarafı hemşire bana bir kaç soru sordu, o kadar. " dedi Baran.

Arkamı döndüm. Çiçek buketinin içinde ki ses kaydediciyi gösterdi bana. 

"Baran, cevap vermeseydin sen de. " Diyerek yanına gittim ve buketi elinden aldım.

PERDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin