Üzerime siyah deplasman formamı giydiğimde hazırdım. "Hazır mısınız?" banyodaki Arya'ya, salonda oturan İris'e ve misafir odasında hazırlanan Aden'e seslendim. Dördümüz beraber maça gidiyorduk. Galatasaray-Beşiktaş derbisi vardı bugün.
Maç Nef Stadı'nda oynanacaktı. Parçalı formamı kafamdan geçirdim ve saçlarımı içinden çıkardım. Formamın önü full imza doluydu. Bizimkiler doğum günü hediyesi olarak tüm takıma forma imzalatıp bana vermişlerdi. Canlarım ya, hepsini çok seviyorum!
"Ben hazırım!" banyodan çıktı Arya. "Yarım saattir sizi bekliyorum ben." İris sitem etti. Haklıydı kız ne yapsın? Formasını kafasından geçirip odadan çıkan Aden'le beraber aşağıya indik. Peşimizden Arya geldi ve İris yayıldığı koltuktan kalkıp kapıya geldi. Ayaklabılarımızı giyip evden çıktık.
Ben sürücü koltuğuna, Arya öne, Aden ve İris'te arka koltuğa oturup hepimiz yerleştiğinde yola çıktık.
...
"Lan kapasana adamın önünü!" locada oturmuş maçı seyrediyorduk. Daha doğrusu Arya ve İris oturuyor, Aden ve ben ayakta sahaya bağırıyorduk.
"Hadi Kerem koş!" heyecanla yerimde zıpladım. Beni duyar mıydı bilmiyorum ama Kerem'e bağırıyordum.
Top Kerem'in ayağındaydı ve gole koşuyordu. Önü kapanınca Mohamed'e pas attı. İleri doğru koşup önünü açtı. Mohamed topu geri Kerem'e attı ve gol! "GOOOOOLL!" Top ağlarla buluşunca Kerem köşeye doğru koşup gol sevincini yaptı.
Gol olunca ben yerimde zıplarken Aden küfürler ede ede oturdu koltuğa. "Sus lan! Gayette güzel gol attık. Ağlama." gülerek Aden'e bulaştım. Bana sadece dil çıkarmakla yetindi.
Golun ardından geçen on dakika içerisinde birkaç defa faul düdükleri çalmıştı. En son Atiba'nın Mohamed'i kolundan çekip düşürmesiyle sarı kart gördü. Bunun devamında Mohamed sağ taç çizgisi önünde Umut'a uyguladığı baskıyla topu kaptı.
Mohamed'in yaptığı şık ortaya Kerem aynı şekilde harika bir kafa burdu. Ersin'in sağında kalan top ağlarla buluştu. Bu golle beraber tüm stad 'Kerem' diye bağırıyordu. Sırıtmama engel olamadım.
...
Kerem'in golünden yirmi dakika sonra Beşiktaş geri atağa çıkmıştı. "Berkay, Batshuayi'yi gör oğlum!" o an Nelsson, Aden'i duymuş gibi koşa koşa gidip Batshuayi'nin önünü kapadı. İşte benim adamım ya!
Nelsson'un hareketi pekte bir şey değiştirmemişti ama. Berkay şık hareketlerle önünde duran Ciculdau'yu geçip kaleye baktı. Sert bir şut çekti ancak Muslera üstün yetenekleriyle Berkay'ın şutunu kurtarıp kale arkasına gitmesini sağladı.
Aden yine küfürler savurdu. "Hayır adamın önü boş. Ben demeden baksa oraya girerdi o gol." arka çaprazımda duran Aden'e döndüm. Pardon? "Kalede Muslera olduktan sonra o gollerin girmesi zor canım."
Aden kendince mimiklerimi taklit etti. Sakin ol Alev, sakin ol kızım... En yakın arkadaşına saldırmayacaksın! "Bal gibi de girer. İzle ve gör." ve böylece Aden'le olan laf dalaşımız başladı.
En son hatırladığım şey Arya'nın beni koltuk altlarımdan çekiştirerek kaldırmaya çalışması, altımdaki Aden ve Aden'in ellerini tutan İris'in olduğu manzaraydı. Eminim uzaktan bizi görenler deli olduğumuzu sanıyorlar. Ama konu maç olduğunda Aden'de bende bambaşka bir kişiliğe dönüşüyoruz.
...
İkinci yarı başlangıcında locada oturmak yerine Aden ve ben yedek klübesinde, Arya ve İris'se yedeklerde olmayan diğer takım oyuncularının ve yakınlarının oturduğu yere geçtiler. Babalarımızın torpilini kullanarak yedek klübesinde oturmuştuk.
Durum 2-0, biz öndeydik. Muslera kurtardığı topu Nelsson'a attı. Nelsson topu orta sahaya kadar sürüp Arda abiye bıraktı. Arda abi sol kanattan içeri girip topu uzun bir süre ayağında tuttu. Kerem'in önü açıktı. Arda abi, kendi önünü gösteren Kerem'i görmemezlikten gelip kendisi atağa çıkmaya kalktı ama beceremedi.
Kerem sinirle elleriyle saçlarını geri taradı. Talha topu Arda abiden kaptı, atağa çıkıp gole koşarken Taylan, Talha'nın ayağına kaydı ve topu taca gönderdi. "Lan dikkat etsene çocuğa! Sakat kalacak." yan taraftaki yedek klübeden Aden'in sesi üzerine güldüm. Sevgilisine bir şey olacak diye ödü kopuyor kızın.
Beşiktaş hızla tac ataşını kullandı. Yunus boşta kalan topu alıp rakip sahaya doğru sürmeye başladı. Gözüm hemen ilerideki oyunculara kaydı. Herhangi bir ofsayt durumu olup olmadığını kontrol ettim.
Yunus sağ kanada dönmeye çalışınca önü kapandı ve geriye dönmek zorunda kaldı. Morutan kendisi atağa çıkamayacağını anlayınca topu Babel'e attı. Bizimkiler atağa çıktığında oturduğum yerden kalkıp babamın yanına gidip ayakta durmaya başladım.
Babel topu Kerem'e bıraktı. Kerem önündeki boşlukla beraber topa ayağının içiyle sert bir şekilde vurdu. Ancak Ersin uzamıp son anda topu kornere gönderdi.
Korner burşu yapıldı. Top yine Ersin'de kalınca kale vuruşuyla oyun devam etti. Oyun orta sahada dönüyordu. Top Welinton'un ayağındaydı ve hakem düdüğünü çaldı. Maç 2-1 bitmişti. Kerem'in golleri bize üç puanı getiren şey oldu.
Yedek klübesinde oturan diğer oyuncular koşarak sahaya ilk 11'in yanına gittiler. UltrAslanların yanına gidip beraber 'Şereftir Seni Sevmek' söyleyeceklerdi. Bu yüzden koşa koşa yanlarına gittim. Kerem ve Muslera'nın arasına girdim ve hep beraber marşımızı söylemeye başladık.
Taraftarlar bizi alkışladıktan sonra Mostafa ve Yunus, Kerem'i üçlü çektirmesi için ortaya attı. Kerem ceza sahası çizgisi önünde dizilmiş olan takımın önüne geçti ve taraftarlara üçlü çektirdi. Kerem zıplamaya başlayınca Taylan, Kerem'in yanına koştu. Diğerleri de ikisini çevreleyip büyük bir daire oluşturdular ve kazanmanın sevincini yaşadılar. Omzuma atılan kolla arkamı döndüm o an. Aden gelmişti yanıma.
Gülerek sahanın ortasında zıplayan Galatasaray oyuncularına baktı. "Girsene kızım aralarına. Ne bekliyorsun burada?" ona dönüp elimi beline sararken konuştum.
"Bırak bunu da beraber yaşasınlar. Ne kadar beni de takımdan biri olarak görselerde ben futbol değil voleybol oyuncusuyum. Aralarına girmem doğru olmaz." Aden gülüp 'peki' dedi. Öyleydi ama. Her şeyde beni de aralarına almak zorunda değillerdi. Şimdiye kadar hiçbir şampiyonluk partisine davet edilmeden gitmemiştim. Zaten bir şekilde mutlaka davet ediliyordum ama o daveti almam gerekiyordu.
Ben düşüncelerime dalmışken Aden'in yerine çoktan Yunus geçmişti. Gülümseyerek ona döndüm. "Harikaydınız ya harika! Nasıl goldü onlar öyle? Düşmanınıza vuruyor gibi vurdunuz resmen topa, Ersin'in tutması imkansızdı!" Yunus'la konuşurkem diğerleri de gelmişti yanımıza. Hepsi heyecanıma güldü. Yerimde zıplaya zıplaya konuşuyordum.
Konuşa konuşa soyunma odasına giderken Arya ve İris'le karşılaştık. Kerem yanımızdan geçip Arya'ya sarıldı. "Çok iyi oynadın abi ya! Ben futboldan pek anlamam ama anladığım kadarıyla baya güzel oynadın." Arya'ya güldük hepimiz. İris'te takımı tebrik ettikten sonra Aden'i de aldık ve stattan çıktık.
[🦁]
normalde bu bolum daha ilerisi icindi ama sknradan vazgectim. aklimda fikir yok ya hicbi sey yazamiyorum. deliricem aaaaneyse dun aksamki macta kereme cok sinirlendim. dogru duzgun oynamadi. hadi bir iki sut cekti, icardiye asist yapmaya calisti ama uine de sinirlendim sorgulamayin
optuum<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elleri ellerime.aktürkoğlu
FanfictionSessiz sedasız ortalıktan kaybolmasının üzerinden iki yık geçtikten sonra tekrar dönmüştü Türkiye'ye. Ama bu defa her şey daha farklıydı, bu defa onun kalbini kazanmak daha zordu. Bitti sandığı hikayeye dönüp bir daha bakmamaya söz vermişti kendine...