🔖Amber Gelini: Haber geldi

1.5K 147 10
                                    

Haber Geldi

Amber Gelini

38.Bölüm

"Siz neden Mardin'e gidiyorsunuz?"dediğim de gördüğüm mesaja bakıyordum. İşlediğim günahlara mı yanayım yoksa şu an gördüğüm mesaja mı şok olayım bilmiyorum. Mehmethan nasıl bunu devam ettirir? Ya hayatını hiç mi düşünmüyor? Basit bir söz ya söz sen nasıl bu kadar aptal olursun?

Ona bakan gözlerim donuklaşmıştı. Zihnimle beraber silikleşen bedenim yerini doldururken Aram pür dikkat bana baktı. Bildiğimi biliyordu ve o sebeple geriye yaslanıp "Aziz Ağa abine de davetiye gönderdi ama o pek gitme taraftarı değil"dedi. Ne? Bize de mi davetiye geldi? Ama neden bana söylemedi? Böyle bir şeyi benden saklaması çok saçma değil mi?

Şaşkınlığım soru işaretleri ile karışırken "Neden? Yani abim benden neden saklasın ki?"dedim. Çok saçma değil mi? Sonuçta abim yani benden bunu gizlemesi için sebep yok.

Gözlerim açılmış davetiyeyi sindirmeye çalışırken Aram ayağa kalkıp ellerini cebine koydu ve önünde geçtiği sandalyeyi kendisiyle sürükleyip tam karşıma geldi. Sevdadan uzak durup karşıma oturduğunda tekrar arkasına yaslanıp "Efnan sana açık olacağım...gördüğüm her karede Mehmethan'ın hisleri olduğunu düşündüm. Senin soğuk tavırların onun platonik olduğunu gösteriyordu ama...ama geldiğin günden beri eriyen sensin o ise evleniyor. Her şey aslında tam tersi....senin ona hislerin var"dedi. Dedi ama beynimden vurulmuş gibiydim. Benim ona hislerim yok! Olamaz! Olmaz!

Yutkunamayacak kadar kuruyan boğazıma giden ellerimle sakinleşmek istesem de Adam durmadı ve "Abin, ben ve eminim Mehmethan da bunun farkında olduğu için gitmeyeceğini düşünüyoruz. Yani en azından sadece tebrik mesajı atarsın"dedi.

Sadece tebrik mesajı mı? Ya benim ona karşı nasıl bir hissim olabilir? Altı üstü bir kaç ay gördüğüm adam yani ve o artık evleniyor. Ay zaten o evlenmesi de ayrı bir mevzu ama ben ona karşı hiç bir şey hissetmiyorum!

Derince nefes alıp bilgisayara döndüm ve dosya listesini Excel de açıp yerleştirmeye başladığım da sanki her şey normal gibi davranarak "Saçmalamayın! Sizce hissim olsaydı abimle Mardin'e gitmez miydim? Fazla mı roman okuyorsunuz?" Dediğim de hala ciddiyetini bozmamış olan Aram kollarını yanlara açıp "Efnan...ben abin değilim ya da herhangi biri de değilim. Seni tutma, yapma, yanlış, doğru gibi sözler söylemeye de hakkım yok ama gördüğüm şeylere inanırım ve şu an gördüğüm şey....korkuyorsun"dedi. Ben mi korkuyorum? Ben korkmuyorum sadece ona acıyorum sonuçta istemediği bir evlilik...bu ona ağır gelecek.

Kahkaha atıp isimleri girerken tekrar ona bakıp "Ben onun için üzülüyorum....Aram sadece söz uğruna istemediği evliliğe sürükleniyor ve buna bir kaç gün var!"dedim. Yoksa banane evliliğinden ben ona üzülüyorum...hatta bir nebzede Dalal'a üzülüyorum sonuçta onun da sevip sevmediği muallak.

Kendimle geçirdiğim bir kaç dakika da üzülmediğime ikna ediyordum ama tuhaf bir his vardı. Sol göğüs kafesi de acı bir sızı vardı. Gözlerime doğru çıkan bu sızı da tek durduran şey acı gülümsememdi. Hatta Aram inanmıyordu....bana inanmıyordu! Gözlerimi indirip derince nefes aldım ve entere basıp kalan puanı da sisteme girdim. O an sadece ayaklandım ve "Hatta karnelerden sonra düğüne gidelim ne dersin? Sen, ben, Zeynep, Arsa hem...hem kısa turistik gezi olur"dedim. Bu halime oldukça şaşırmıştı. Ani atağımı beklemiyor olacak ki tek kaşı havalanmıştı. Fakat durmayıp gülümsedim ve eşyalarımı toparlayıp "işim halloldu hadi gidip tatlıya katılalım hem detayları da konuşmuş oluruz!"dedim. O an kendimi bile kandırmıştım. Ben hissediyordum ama ne olduğunu bilmiyorum.

***

"Evet çocuklar diğer dönem görüşmek üzere kendinize iyi bakın"dedim.

Bugün çocukların karne günüydü. Çocuklara karne ve hediyeleri verip kapıda beni bavullarla bekleyen abime koştum. Aram ve Zeynep ile buluşacaktık. Ben elime çantamı alıp hoplaya zıplaya karşıya gittiğim de sonunda abime ulaşmıştım. Havaalanına gidecektik.

"Hazır mısın?"dedi. Ben bomba gibiyim. Hatta inanır mısın şu an gitsek iki çifte telli kendim için çaldırırım. Allah'ım şu an kendimi çok tuhaf hissediyorum. O büyük günahı işleyip kendime dahi yalan söylüyorum. Peki şu an yaşadığım bu durumun adı ne? İnanmadığım aşkın düğününe gidiyorum.

Sanki her şey yolunda gidip sakince çıktığımız yolda derince nefes aldım. Arda arabayı havaalanına sürmeye başladığında ben sadece telefona bakıyordum. Kimseye haber vermedim ama Zümra bana mesaj atıyordu. Gideceğim için değil....evliliği saklama çabasıydı. Neden saklıyorsunuz ki? Sonuçta en başından belliydi. Hah ama ben yine bana veda etmeyi beceremeyen o adamın nikahına gidiyorum. En azından bunu beceriyorum.

"Bak eğer istersen gitmeyiz. Ya da ben ve Aram gideriz"diyen Arda havaalanına yaklaşıyordu. Göz devirip ona döndüğüm de "Abi vallahi ben Mehmethan'a aşık değilim. Kendimi konağın damından atmayacağım!" Dedim. Gerçi hala emin değilim. Heran her şey olacak gibi hissediyorum. Çünkü bitmiş olmasını istediğim bir şeylere ışık tutuluyor. Ben o şehrin ışığından kaçarken olan şu duruma bak.

Abime gülümseyip parkettiği araçla yavaşça indim. O sırada bir araç gözüme çarptı. Aram ve Zeynep'te gelmişti. Onlara el salladığım sırada karşıda aynı şekilde Zeynep'te el salladı. Ya bu kız çok mu tatlı ne?

Sırıtarak abimle giderken birden durdum. Abime hızla dönüp "Abi bak Zeynep çok hoş bir kız biliyorum sen...sen vakti var demiştin ama o çok tatlı"dedim. Sanki bizle olunca yemek yemiş gibi doyacaktım. Heyecanla gözlerim açılırken abim başımı tutup çevirdi ve "Yürü!"dedi ve bana ters yapıp yürüdü. Zaten iyi biri olunca yok dersiniz sizi süründüreni seçersiniz! Aman neyse yok da demedi ona bakarım. İhtimal olabilir.

Sallana sallana yürüyüp onlara doğru gittiğimiz de hepimiz selamlaşmıştık. Durumum fazlasıyla karışık olsa da ben yine mutlu gibi davrandım. Yani biraz Mustafa Topaloğlu biraz da Beyaz gibi takılıyordum. Herkes gülüyorum kafam marsta sanarken içim tam olarak Yıldız Tilbe gibiydi.

Salına salına yürüdüğüm yolda eşyaları güvenlikten geçirirken Aram da eşyalarını bırakarak "Seni iyi gördüm" dedi. Ahh herkes niye yastaymışım gibi davranıyor. Sizleri nasıl etkiledik bilmiyorum ama biz sandığınız o çift değiliz! Biz...nasip çiftiz neyi abarttınız.

"Ahh üzgünüm bugün acı gözlüğümü unuttum. Bir de siyah giymedim"dedim. O anki sırıtışı güvenlik kameralarını çatlatırken ben çantamı alıp yürümeye başladım. Acılara yürüyorum korkmuyorum modunda yürümeye başladığımda biletleri alıp son anonsla uçağa doğru ilerlemeye başladık. Hadi bakalım umarım her şeyin hayırlısı olur.

Amber GeliniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin