4. BÖLÜM ~ Sessizlik

13 8 0
                                    


" Her sessizlik kötü bir olaya zemin hazırlar."


Bir kaç saatlik uykusunun ardından uyandı. Uykusundan sık sık uyanan biriydi. Doğrulamaya çalıştığın da kolunda feci bir ağrı hissetti.

O an aklına yaralandığı an geldi. Soğuk karların içinde olduğunu hatırladığında tüm vücudu titremişti. Koşuşturma sırasında kollarının acısını unutmuştu. Önce üzerindeki montu sonrada v yakalı kazağını çıkardı.

Gömleğinin kollarını sıvamak istedi ama ince kumaş derisine yapışmıştı. Derin nefes alarak yavaşça gömleğini ucundan tutarak kaldırmak istedi ama acıyla inleyip hemen bıraktı.

Ayağa kalktı hâlâ geceydi. Sadece şömine ateşi odayı aydınlatıyordu. İlk açtığı kapıyla banyoyu buldu. Kapıyı açar açmaz yerdeki siyah boya ile geri gitmiş sonra yavaşça içeri girmişti. Biraz eğilip yerdeki siyah lekelere baktı. Kapıdaki havluyu alarak biraz dokundurdu. Boya sanmıştı ama daha yapışkan ve koyu bir kıvamı vardı.

Havluyu kenara atarak aynanın önünde geçti. Saçları dağılmış yüzünün bazı yerleri çizilmiş ti. Kırmızıya boyanmış elleri onu başka anılara sürüklerken gözünden birkaç damla yaş düştü ve siyah akıntıya karşıtı.

Önce yüzünü sonrada ellerini yıkadı.
Gömleğinin derisiyle yapıştığı yerleri su ile ıslatarak yumuşamasını bekledi.
Bir süre sonra yavaş hareketlerle gömleğini sıvadı.

Gömleği tamamen bedeninde çıkardığında vücudunda önceden kalmış izleri asla umursamamıştı. Dolapları kontrol etmiş bulduğu ilk yardım kitini alarak küçük banyoda koyacak bir yer aramıştı.

En sonunda mermer zemine oturdu bacakları mermerin soğukluğu ile titredi ve beklediği gibi öksürmeye başladı. Soğuktan sıcağa girdiği için başı da ağrımaya başlamıştı.

Kollarına gereken tedaviyi yaptıktan sonra sargı bezi ile güzelce sardı. Dışardan o kadar profesyonel biriymiş gibi gözükse de on yedi yaşında sadece kendi değil, kendisi gibi olan bir çok çocuğun da yarasını sarmış biri olarak bu konuda gayet başarılıydı.

Ellerini sararken aklına hep doktor olmak istediği geldi. Ve çok değer verdiği bir insanın ona söylediği son söz. Yüzünde mahçup bir gülümseme ile, hali hazırda bekleyen göz yaşları döküldü.

Kazağını geri giydiği sırada içerden geleneksel kırılma sesiyle olduğu yerde sıçradı. Hemen kulaklarını kapıya götürdü. Ayak sesleri.

Hızla ayağa kalktı montunu gelişi güzel giydi. Dolaplara bakarken gördüğü makası aldı. Ayak sesleri banyonun önünde bir sürü beklemiş Emma ses çıkarmamak için nefesini bile tutmuştu. Adımlar sonunda üst kata çıkmıştı. Emmada vakit kaybetmeden banyodan çıktı.

Gözü direkt yerdeki cam parçalarına oradan da kırılmış olan cama kaydı. Dışarıda fırtına vardı ve karlar evin içine dolarken camın yanındaki şömineyide söndürmüştü.

Etrafına bakarak nereye gideceğini düşündüğü sırada tuz gibi olan cam parçalarının arasında bir halat dikkatini çekti. Botlarıyla cam parçalarını kenara doğru ittirdi halatı eline sararak yukarı doğru çekti.

Düşündüğü gibi bu bir kapıydı. Yerin altına açılan bir sığınak.Karşısına çıkan merdivenleri inip arkasından kapıyı geri kapattı. Merdivenlerin bittiği yerde içi eşyalarla dolu olan bir oda karşıladı onu.

Masadaki şamdanı eline aldı. Dolaplardan birini açtı silahlar, başka birini açtı , daha fazla silah. Anlam veremedi bir insan bu kadar silaha neden ihtiyaç duyardı ki.

YAŞIYORUM YAŞIYOR MUSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin