sekiz

3.9K 160 6
                                    

• •
yedinci bölümün devamı, 2019

gözlerimi berbat bir baş ağrısı ile zar zor açtım ve nerede olduğumu anlamaya çalıştım. mauro'nun yatağındaydım.

bir bacağını üstüme atmış ve kollarıyla da beni sıkıca sarmıştı. oflayarak kalkmaya çalışsam da başarısız olmuştum çünkü cidden yapılı bir adamdı.

"mauro," diye mırıldandım. "kalkmama izin ver."

"ı ıhm..."

"mauro!" bu sefer sesim yüksek çıkmıştı ve homurdanarak kalkmasına sebep olmuştu. "ismimi bağırmanı seviyorum ama kesinlikle bu şekilde değil."

gözlerimi devirdim ve ondan kurtulup oturur pozisyona geçtim. o ise koluyla gözlerini kapatıp bacağıma attığı eliyle bana masaj yapmaya başladı.

elini ittirip ayağa kalktığımda onun da hareketlendiğini duydum. "neler oluyor?"

cevap vermeden bana kocaman olan tişörtü ve şortu üstümden çıkardım. dün gece o giydirmiş olmalıydı.

bir tarafa katlanıp koyulmuş olan elbisemi alırken bileğimi uzun parmaklarıyla kavradı ve beni kendisine çevirdi. "ne yapıyorsun?"

"ne yapıyor gibi gözüküyorum?"

"tanrı aşkına, dün gece de garip davranıyordun. ne yaptım?"

"neler yapmadın mauro... artık bundan sıkıldım." diyerek kapıya yöneldim ancak benden hızlıydı ve beni geçip kapının önünde durdu.

"konuşmadan hiçbir yere gidemezsin," dedi ve sanırım çok kaba olduğunu farkedip ekledi. "lütfen şuraya oturur musun?"

ama ben olumsuz anlamda kafamı salladım. "çekil önümden."

"bırak beni." dediğimde parmakları yeniden bileğimi sıkıca kavramıştı. "mauro, ne yapıyorsun?" dedim elinden kurtulmaya çalışırken. güçlü bir yapıya sahipti ve kurtulmam biraz zordu.

ne yaptığını anlamışcasına beni serbest bıraktığında ona sinirle baktım. "özür dilerim." dedi ama hâlâ bir önemi yoktu.

"derdini anlat. çözmeye çalışalım."

"benim derdim sensin! anla artık, seninle düzgün bir ilişkimiz yok. ben aşık olmak istiyorum, hayatımı birine adamak istiyorum ve sen bunu engelliyorsun! beni kullanmana daha fazla izin veremem."

"ne?" dedi yüzünü buruşturarak. "seni kullandığımı mı düşünüyorsun?" o kadar lafımın arasından takıldığı tek şey bu olunca saçlarımı çekiştirdim.

kafayı yiyecektim, kendimi atmak istiyordum. "ne bok yiyorsun peki?" dedim dayanamayıp. "beni kullanmayıp ne yapıyorsun? bana karşı içinde hiçbir şey yok, sadece seks için kullanıyorsun sen beni, işine gelince yanında tutuyorsun."

"bu doğru değil."

"siktir oradan," diye güldüm sinirle. "yanıma biri yaklaşsa deliriyorsun ama yanımda da durmuyorsun. ne biçim bir adamsın sen?"

"öfkeni anlıyorum ama böyle konuşman hoş değil, alina. sakin sakin oturup-"

"sakin falan olamam! siktir git hayatımdan!"

sonunda odadan çıkmayı başarmış, koşarak merdivenlerden inmeye çalışıyordum. arkamdan bağırıp durmamı söylese de durmamıştım.

"sen bana karşı ne hissediyorsun?"

kapıyı açmıştım, neredeyse çıkacaktım ama sorusu durmamı sağlamıştı. "ne?"

"bana, 'içinde bana karşı hiçbir his yok' dedin. sen ne hissediyorsun?"

kafamdaki tüm düşünceler uçup gitti, bir an için yerin ayağımın altından kaydığını falan sandım. midem bulanıyordu. yere düşecek gibi olmuştum, ellerim titremeye başlamıştı.

"ben..." diye mırıldandım. "sen?" o da beni tekrarladı.

"seninle konuşmak istemiyorum."

"çünkü senin de bana karşı içinde bir şey yok alina. seni kullandığımı düşündüğün için bu kadar öfkelisin."

ona deli gibi aşıktım ve bunu söyleyememek içimi yiyip bitiriyordu. nasıl söyleyebilirdim ki, imkânsızdı.

"defol git." sesim fazlasıyla sert çıkıyordu ama güçsüz olduğum da fazlasıyla belliydi. şu an gözümde o kadar kötü biriydi ki... ona bildiğim tüm küfürleri saydırmamak için zor duruyordum.

"ne düşünmek istiyorsan onu düşünebilirsin. sana kendimi açıklamak zorunda değilim. sen zaten bana hiçbir zaman güvenmemişsin."

gözümden bir damla yaş akıp yanağımdan süzülürken, bunu farketmiş olmalı ki yüzü acı çekiyormuş gibi bir hâl aldı.

"siktir, ağlıyor musun?"

bana yaklaşmaya çalıştı ama elimi öne atıp onu durdurdum. "gelme." derken çoktan evden çıkmış ve bir daha asla bu lanet yere gelmemeye yemin etmiştim.

the hills | icardi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin