• •
icardi ;
üstümdeki ağırlıkla birlikte gözlerimi açarken alina da kıpırdandı.
"günaydın..."
uykulu sesiyle mırıldanıp bana daha da sokulduğunda gülümsedim. "günaydın güzelim, çok acıktım."
"mauro," dedi gözlerini ovuşturarak. "pankek yapalım mı?" saçlarına parmaklarımı daldırdım. başını kaldırıp bana bakmaya başladı.
yavru köpek bakışlarına genelde dayanamasam da bu sefer olumsuz yanıt verdim. "her sabah pankek yiyemeyiz."
dudaklarını büzerek suratsız bir şekilde üstümden kalktı ve yerdeki tişörtümü alıp kendi giydi. omlet, haşlanmış yumurta gibi kahvaltılıkları pek sevmiyordu ama bir sporcuyla da yaşamaya alışması gerekiyordu.
"neyse ya, sana ne. ben yerim. sen yemezsen yeme!" diye homurdandı. gülerek yattığım yatakta dikleştim ve sırtımı bazanın başlığına yasladım.
"tamam, yapacağım pankek. kızma ama bana."
"gerçekten?"
"gerçekten." der demez üstüme atladı ve bir süre nefesimin kesilmesine neden oldu. "seni çok seviyorum!"
yüzümü iki eliyle kavradı, her karışını öpüp en sonunda da elimden tutup beni kaldırdı. "pankek zamanı!"
kıkırdayıp onu bacaklarından yakaladım ve omzumdan aşağı sarkıttım. çığlık atarak eşofmanıma tutunmaya çalıştı ve bana bir sürü küfür etti ama onu bırakmamıştım.
"kusacağım, indir beni!"
"hamile misin yoksa?"
"kes sesini be gerizekalı," diye çıkışıp sırtıma vurdu. "indir beni!"
"ne kadar da şiddete meyilli bir insansın." deyince yumruğunu kaldırıp bakışlarıyla elini işaret etti. "bununla o güzel burnunu kırarım."
yalandan dudaklarıma bir fermuar çektim ve anahtarı da ona verdim. o da yutmuş gibi yapmış ve mutfağa girmişti.
hazırladığımız hamuru ısıtılmış tavaya döktük ve bu işlemi birçok kez tekrar ettik. alina daha sonra dolaptaki kahvaltılıkları masaya götürmemi rica etti. "portakal suyunu da al, ben de bunları tabağa koyup geleyim."
bardaklarımızı doldurup onu beklemeye başladım. birkaç dakika sonra "iyi ki doğdun" şarkısı söyleyerek yanıma adımladı.
"iyi ki doğdun mauro, iyi ki doğdun mauro... iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun mauro!"
"siktir, bunu beklemiyordum." gülerek pankeklerin üstüne koyduğu sarı-kırmızı mumları söndürdüm.
"teşekkür ederim bebeğim." tabağı masaya bıraktıktan sonra boynuma sıkıca sarıldı ve ben de aynı şeyi yaptım.
"iyi ki varsın mauro. seni seviyorum."
"ben de seni seviyorum."
——
iyi ki dogmus irz dusmanimmm 🫶🏻🫶🏻💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the hills | icardi
Fanfici only love it when you touch me, not feel me ≠ mauro emanuel icardi rivero fanfiction.