yedi

4.5K 169 26
                                        

• •
altıncı bölümün devamı, 2019

icardi ;

"ilk önce sen çık, biri bir şey sorarsa "midem bulandı ve mauro da beni lavaboya götürdü" dersin."

sık nefeslerinin arasında kafasını salladı, eteğini çekiştirip kapıyı açtı. yürürken hafifçe sendelediğini ve bacaklarının titrediğini farkedince sırıttım.

ben de elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım ve alina'yı bulmak için eve göz gezdirdim ancak bulamamıştım.

"junior!" diye bir bağırış ve kahkaha geldi sağ taraftan. oraya doğru adımladım, bu kadar kalabalığın içinde ve müzik sesinde bile gülüşünü ayırt edebiliyordum.

"hayır, o portakal değil."

"o bir portakal, seni aptal!"

neymar'ın elinde tuttuğu limonun portakal olup olmadığını tartıştıklarını anladığımda kaşlarımı çattım. "ne yapıyorsunuz siz?"

"mauro, bu bir portakal değil mi?" alina sorunca güldüm ve başımı salladım. neymar'a dönüp dil çıkardı ve yeniden bana döndü.

"doğum günü kızını yeniden kaçırır mısın?"

yüzündeki sırıtış bir şeyler istediğini söylüyordu. "kaçırayım," dedim bana doğru gelmesini izlerken. "nereye kaçırmamı istersin?"

topukluları sayesinde boyuma biraz daha yaklaşmıştı, kulağıma doğru eğilip fısıldadı. "sanırım herhangi bir oda bize uygun olur."

tırnaklarını kimseye belli etmeden elime sürttü ve masumca gülümsedi.

"seni kesinlikle kaçırmalıyım."

deli gibi sarhoştu ama merdivenleri ikişer ikişer iniyor, arada benimle sohbet etmeyi de unutmuyordu.

"biliyor musun, benim favori futbolcum sensin."

"sahiden mi?" gülerek sordum, o da gülmeye başladı. "hı hım... en favori hem de."

"en favori? pekâlâ, benim en favori sarhoşum nereye gitmek istiyor?"

topuklarının üzerinde bana döndü ve geri geri yürümeye başladı. "düşeceksin." diyerek onu belinden yakaladım. 

hiç umursamadan omuzlarını silkti, koluma girdi ve birlikte yürümeye başladık. "senin evine... gidel...im bence."

arada konuşamaması o kadar komikti ki sürekli beni güldürmeyi başarıyordu. "off..." diye mızmızlandı bir anda. "ne oldu?"

"sen şimdi benimle ilgilenmeyeceksin." dudaklarını büzdü, ben de kaşlarımı çatarak suratına bakıyordum. "öyle bir şey söylemedim."

"partiye gelmeden sarhoş olunca seninle uğraşamam demiştin ama." kıkırdayarak açmaya çalıştığı kapı konusunda ona yardım ettim, sonra da konuştum. "sadece şakaydı."

"hiç komik değildi ama."

"sarhoşken daha da çekilmez hâle geliyorsun."

"teşekkür ederim, icardi."

"icardi mi? çok resmî." mekanın arkasındaki boş sokakta gülüşüm yankılandı. bir şeyler mırıldandı ama anlayamadım, sormadım da çünkü üşüdüğünü farkedince hemen arabaya doğru yürümüştüm.

the hills | icardi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin