the hills | icardi

on beş

• •

icardi ;

yüzümde gezinen el yavaş yavaş gözlerimi açmamı sağlarken o nazik sesini duydum.

"mauro, kalk hadi."

cevap veremeyecek kadar uykuluyken  gözlerim yeniden kapandı. "maaauro..." diye homurdanmıştı.

birkaç saniye sonra kıpırdandığını, daha sonra ise üstümde ağırlığını hissettim. çıplak vücudumda parmakları dolaştığında gözlerim açıldı ve üstümde duran alina'nın iki yanıma attığı bacaklarına ellerimi yerleştirdim.

"beni hep böyle mi uyandıracaksın?"

"işine mi geldi?" diye sorarken yüzünde yaramaz bir gülüş vardı. "kucağımda olan sensin, sana sormalıyız."

kıkırdadı ve eğilip dudaklarını benimkilere bastırdı, kısa bir süre sonra da geri çekildi. o saçlarımla oynarken daha da mayışmıştım ve bunu farkettiğinden ellerini saçlarımdan çekti.

"seni uykucu, geç kalacağız."

"bir şey olmaz." diye homurdanıp belinden tuttum ve yanıma düşmesini sağladım. bacaklarımla onu sardığım için kaçma şansı da olamamıştı.

"ya ama, haksızlık yapıyorsun!" bir şey dememeyi tercih edip daha da sıkı sarılmıştım. alnımı onunkine yasladığımda pes etmiş gibi kollarımdaki elleri aşağı düştü.

boynuma sarıldı ve kafasını biraz geri çektiğini hissettim, elbette burnumu ısırmasını beklemiyordum.

"alina!" diye bağırıp yataktan fırladım. başarmış olduğunu belirten o gururlu sırıtışı yüzünde görünce kaşlarım çatılmıştı.

"ama kalkmıyordun ki..." dudaklarını büzüp bazanın diğer tarafından benim olduğum tarafa geçmek için yatağın üstüne çıktı.

kollarını açıp bana bakarken affetmemem imkânsızdı. dayanamayıp beni kollarına almasına izin verdim ve göğsüne denk geldiğinden başımı oraya yasladım.

"kızarmış burnun." masumca güldü ve burnumun ucunu öptü. "delinin tekisin."

"sanırım sana deliyim." dediğinde gözlerinin parlaklığıyla heyecanlandım. "partiye gitmek istemiyor olmalısın."

"bahane bulma hemen," diye kızdı yalandan. "ne giyeceksin?" silktiğim omuzlarıma ellerini koydu ve hafifçe masaj yapmaya başladı.

"takım arkadaşım nişanlandı, gitmezsem hiç
iyi olmaz ama şu an tek istediğim sana sarılıp uyumak."

"ben de isterdim ama gitmek zorundayız." dudaklarını büzerek bana sarıldı. sırtına sardığım ellerimle onu aşağı indirdim ve yerdeki gömleğimi aldım.

alina da makyaj masasına geçmiş, eline üç ruj almıştı.

"hangisi?"

"hepsi aynı gözüküyor." dediğimde gözlerini devirmişti. yakından bakmam gerektiğini belirttiği için birkaç adım yaklaşmıştım fakat yine de hiçbir şey farketmemişti.

kızmaması için rastgele bir renk seçtim ve onu sürmeye başladı.

——

yazmaya ne hevesim ne de gucum var ama cok kisi istedi bolum 🫠

kisacik bi sey yazdim, umarim hepiniz iyisinizdir 🤍