kıkırdayıp bana sarılmasına izin verdiğim mauro boynuma minik bir öpücük bıraktı. hafifçe geri çekildikten sonra gözlerini ovuşturup mırıldanmıştı.
"eşyalarını al da çıkalım, çok yorgunum." başımı sallayıp, doldurduğum çantamı omzuma atıp mauro'nun koluna girdim. "idman zorlamış gibi, ha?"
"normalde olduğundan çok daha fazla koştuk," dedi huysuzca. "ve ben koşmaktan nefret ederim." kapıyı benim için açtığında teşekkür etmiş ve koridorda karşımıza çıkan barış'a selam vermiştim.
"abla akşam buluşuyoruz, haberin olsun."
"nerede?"
"grupta konuşacağız!" bizden uzaklaştığı için bağırmıştı. ben bir cevap vermeyince de dönüp yürümeye devam etti.
"buluşacakmışız." dedim mauro'ya. "haberim var, gitmeyiz diye düşünmüştüm."
dudaklarımı büzdüğümde gözlerini devirdi. "böyle yaparak beni kandıramazsın- tamam, kandırabilirsin."
tesislerden çıktığımızda çok yorgun olduğunu söylediği için anahtarı ben almıştım. şoför koltuğuna yerleşip onun da binmesini bekledim ve klimayı açtım.
"eve gidince kendimi yatağa atacağım."
"beni de?" deyip arsızca sırıttım. "tanrım, yorgun olduğumda söylenecek şey değil bu."
"belki daha fazla yorulmaya ihtiyacın vardır." kahkaha attığımda bana bir süre baktı ve anlayamadığım bir şeyler mırıldanıp önüne döndü, ben ise hâlâ gülüyordum.
——
mauro başını geriye atmış, kollarını önünde kavuşturmuş uyuyordu. ona doğru adımlayıp yanına oturdum.
hafifçe yüzünü okşayıp saçlarından öptüğümde gözlerini açtı. "iyi misin aşkım?"
"hı hım," diye mırıldandı ve kendini sol tarafa bırakıp göğsüme yaslandı. "sen neredeydin?"
"kuaföre gidecektim ya." dememle birlikte hemen kalktı ve bana baktı. "siktir, saçların." kıkırdayıp, aktığı için yeniden kızıla boyattığım saçlarımı elimle düzelttim.
"çok güzel olmuş." saçlarıma dokundu ve gülümsedi. sarı saçlarımı daha çok sevdiğini biliyordum ama bu rengi de beğenmişti.
"teşekkür ederim. ama kalkmamız gerek, bizimkiler bekliyor." ofladı ve mecburen kalktı. benim gitmeden durmayacağımı biliyordu, o da bensiz kalamazdı.
odaya gidişini izlediğim mauro yaklaşık 10 dakika sonra üstünü giyinmiş bir şekilde geldi. hâlâ uykusu olduğunu anladığımda güldüm.
ayağa kalkıp ona doğru yürüdüm ve dağınık saçlarını ellerimle birazcık toparladım. saçındaki boya akmıştı ve buna rağmen ilk hâlinden çok daha iyi duruyordu.
belime sardığı kollarıyla beni kendine çeken mauro dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı ve evden çıkmak için hareketlendi.
