Karaca bunu duyduğu anda dona kalmıştı resmen böyle bir şeyi asla beklemiyordu dün yaşadıklarına rağmen
Azer : Ne oldu sustu o papuç kadar dilin
Karaca : Oynama benimle
Azer : Oradan bakınca öyle görüyorsan sen harbiden aptalsın
Karaca: Sensin aptal
Azer : Bak nasıl canlandın hemen
Karaca : Azer olmuycak duaya amin deme
Azer : Valla kusura bakma Karaca hanım bu saatten sonra sen nereye ben oraya
Karaca : Yok ya
Azer : Aynen öyle ve sende itiraf ediceksin Kara Melek
Karaca : Neyi
Azer : Aşık olduğunu
Karaca : Çok beklersin
Deyip çekip gitmişti Azer ise kendi kendine gülüyordu çocukluğundan beri hiç bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordu. Ama aklına gelenlerle gülümsemesi solmuştu ne olmuştu Selim Koçovalı ve karısına ve daha da önemlisi Karaca'nın kardeşim dediği kimdi çünkü onun bildiği Selim Koçovalı'nın sadece iki çocuğu vardı
- Çukur -
Karaca eve geldiğinde kendini direk odasına attığı anda Akın sorgulayıcı bakışlarla kardeşinin odasına girmişti
Akın : Ne işler karıştırıyorsun sen
Karaca : O katili bulmamız lazım
Akın : Ne
Karaca : O katili bulucaz
Akın : Karaca'm güzelim ne oldu anlat hadi
Karaca : Bizim sadece anne babamız ölmemiş abi
Akın : N-ne demek bu
Karaca : Kardeşimizde ölmüş
Akın bu duyduklarına inanamışken Karaca çantasından çıkardığı kağıdı alıp okuduğunda ise gözyaşarını daha fazla tutamıştı. Meğer sadece anne babaları değil doğmamış kardeşleride kurban gitmişti o gün
- Azer'in Mekan'ı -
Yılmaz abisinin mutlu bir şekilde mekana gelmesini ve aksaklıklara rağmen bağırmaması o kadar garip gelmişti şaşkın bakışlarını saklayamıyordu
Azer : Ne bakıyon lan öyle
Yılmaz : Abi sen iyisin dimi
Azer : İyiyim
Yılmaz : Kafanı bir yere vurmadın
Azer : Hayır
Yılmaz : Hasta falan da değilsin
Azer : Değilim lan
Yılmaz : Ne oldu o zaman sana ya sen şimdiye kadarçoktan benim gırtlağıma çökmüştün
Azer : Aşık oldum lan oldu mu
Yılmaz : Hadi be kime
Azer : Karaca'ya
Yılmaz : HAS S*KT*R
Azer : Höst lan davar
Yılmaz : Abi sen kimi dediğinin farkındasın dimi
Azer : Valla hiç bu kadar farkında olmamıştım Yılmaz
Cebinden çıkardığı kolyeye gülerek bakar sabah çıkmadan önce komidinin yanında bulmuştu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Çukur -
Karaca ve Akın artık daha da fazla intikam istiyorlardı ve bunun içinm her şeyi yapmaya hazılardı. Karaca sonunda kolyesinin olmadığını fark edince odasını kısa bir şekilde ama aramış sonra aklına gelen kişi ile hemen onu aramıştı
Karaca : Kolyem nerede
Azer : İnsan önce selam verir be
Karaca : UZatma kolyem nerede
Azer : Bende
Karaca : Mekanındasın dimi
Azer : Ev-
Telefonu suratına kapatmıştı Karaca kolyesi yok diye sinirlenirlemişti ama bu Azer'in baya hoşuan gitmişti bu dik başlılık karşısında resmen mest oluyordu. Sinirle içeri girdiğinde Azer gülümseyerek ona bakıyordu
Karaca : Kolye mi ver
Azer : Kızım sen nezak bilmezmisin be
Karaca : Kızım deme bana ver kolyemi
Azer : Neden bu kadar önemli bu kolye senin için
Karaca : Annemin kolyesi o tamam mı ver şimdi
Kolyeyi uzattığı anda ani bir hareketle belinden tutup kendine doğru çekmişti
Karaca : Napıyorsun sen ya
Azer : Sen ne ara bu kadar girdin benim kalbime. Helal olsun kendine bağladın beni
Karaca : Bırakırmısın beni
Azer : bu saatten sonra zor artık hücrelerime kadar aşık ettin kızım sen beni
Karaca : Bak hala kızım diyor ya taş kafa
Azer : Aman sanırsın pamuk prenses
Karaca : Benimle oyanamdığını nereden bilicem
Elini tutup kalbine götürmüştü ve gerçekten çok hızlı atıyordu sanki yerinden çıkıcak gibiydi. Bu yalan olamazdı
Azer : Burası her zaman doğru söyler senin kalp atışını buradan duyuyorum Kara Melek
Biraz kısa bir bölüm olduğu için hepinizden özür dilerim en kısa zamanda telafi edicem