Eve geldiğinde direk kendiniş banyoya ya atmış uzun sürede orada kalmıştı. Duştan çıktığında Saadet ablasının yatağında oturmuş onu beklediğini görmüştü
Saadet : İyisin dimi kuzucum
Karaca : Çok iyiyim Saadişim
Saadet : Kızım bir tane psikopatın yanındaydın kaç saattir
Karaca : Eee
Saadet : E si biraz tedirgin olman gerekmez mi
Karaca : Çukur dediğin yerde psikopatlarla dolu Saadişim
İçi acıyarak bakmıştı Saadet kendi büyütmüştü ama ne düşündüğünü asla anlamıyordu. Çocukken çok neşeli ve güleryüzlü bir kızdı ama artık öyle değildi. Daha doğrusu anne babası öldüğü günden beri böyle değildi
- Kurtuluş'ların Evi -
Azer kardeşlerini eve getirdiği için baya rahatlamıştı Allahtan annesine ulaşılmadan güvenli yere aldırmıştı
Yılmaz : Abi sen nasıl ulaştın bize
Azer : Malları verdim işte
Kadir : İyide nasıl buldun abi o kadar malı
Azer : Koçovalı'ların kızı sayesinde buldum
Yılmaz : Nasıl yani
Azer : Malları kaldıran kız işte
Kadir : Yok artık
Azer : Vicdanı var mış ki söyledi malların yerini
Yılmaz : Abi
Azer : Ne var
Yılmaz : Kız güzel mi
Azer : Ne alakası var gerizekalı
Kadir : Ya güzel mi değil mi onu söyle sen bize
Azer : Lan güzel olsa ne olur gerizekalı Koçovalı'ların kızı. Ayrıca işim olmaz benim onunla
Yılmaz : Günün birinde sana bunu hatırlatmam umarım gerekir abi
Kardeşleri gülerek içeri gittiklerinde Azer bir süre düşündükten sonra kafasını olumsuz bir şekilde sallamıştı. Gerçekten çok güzeldi Koçovalı'ların prensesi ona bakardı sanki
- Çukur -
Karaca bahçede tek başına otururken yanağından öpülmesi ile gülerek gözlerini açar Duygu onun tek gerçek arkadaşıydı. Salih amcası Saadet ablası abisi küçük İdris ve Duygu onun içi aile onlardı
Duygu : Doğru mu duyduklarım
Karaca : NEreden duydun diyicem ama
Duygu : Gizli kaynaklarımı söyleyemem tatlım
Karaca : Şu Azer Kurtuluş'u araştırsana
Duygu : Neden
Karaca : Bir nedeni yok sadece onun hakkında her şeyi bilmek istiyorum
Duygu : Beğendin mi adamı yoksa
Karaca : Ne alakası var
Duygu : Ne biliyim o kadar düşan geldi geçti ama hiçbirini araştırmamı istemedin
Karaca : Dediğim gibi bir nedi yok sen bana diyiceğine sen o adamı tekrar gördün mü
Duygu : Aman nerede görücem ya
Karaca : Belki karşına çıkar
İki arkadaş gülerek sohbet ederken Sultan büyük bir öfke ile izliyordu onu resmen aynı anne ve babası gibiydi bu durum onu artık giderek daha da sinir etmeye başlamıştı
- 2 Hafta Sonra -
Bu 2 haftada ne Azer nede Karaca birbirlerini hiç görmemişlerdi ama sıra birbilerinin akıllarına gelmişlerdi Yamaç ve Cumali Azer'e karşı hamlede bulunmak için bir plan yapmışlardı bile şimdi o planı hayata geçiriceklerdi. Azer buluşma yerine geldiğinde telefonu çalmış açtığında hiç beklmediği biri vardı telefonun diğer ucunda
Karaca : NAsılsın Azer Kurtuluş
Azer : Sen kimsin
Karaca : Bu kadar çabuk mu unuttun beni ya Karaca ben
Azer : Sen benim numaramı nereden buldun
Karaca : Ben bulurum
Azer : Ne istiyorsun
Karaca : Yerinde olsam hayatını kurtarıcak insana böyle davranmazdım
Azer : Ne
Karaca : Tuza çekildin kimse ile bulucağın felan yok. Ölmemeye çalış
Deyip telefonunu kapattığında çok geçmeden Azer'in arabası taranmaya başlamıştı bile. Zar zor oradan çıktıktan sonra mekanına gelmişti
Azer : Ulan şeytan diyor yak o Çukur'u olsun bitsin
Karaca : Makbule geçer valla
Arkasını dönüp baktığında koltuğunda oturmuş Karaca'yı görünce daha da şaşırır
Azer : Sen nasıl girdin içeri
Karaca : Kusura bakma ama adamların salak mış
Azer : Senin derdin ne
Karaca : Ailemi hayatta tutmaya çalışıyorum
Azer : O kadar kişiyi sen mi koruycaksın
Karaca : Benim ailem 5 kişiden ibaret diğerlerine ne olduğu beni bağlamıyor
Azer : Baban ve annen neden öldü
İşte bu soruyla Karaca'yı sağlam kıstırmıştı