Gerçekten de tek o günün kayıtları yoktu ama ona denen şey ''Kameralar göstermelik kayıt yapmaz'' olmuş ama şimdi bütün günlerin kayıtları vardı
Azer : Biri çok fena oynuyor kim ulan bu
Karaca : Azer bunu yapan kişi belliki senin amcamla düşman olmanı istemiş
Azer : Kim sence
Karaca : Valla o kadar çok kişi vardır ki senin amcamla düşman olmanı isteyen
Azer : Gülüm bana yardım edersin dimi
Karaca : Etmiycek olsam burada işim ne manyak
Birbirlerine sıkıca sarıldıklarında Azer derince bu gül kokusunu içine çekmişti çocukluğunu ve gençliği elinden kayıp gitmişti ama Karaca'yı tanıdığından beri sanki o günleri ona geri vermişlerdi
- Çukur -
Salih ve Saadet çocukluklarında buluştıkları gizli yerde konuşuyorlardı daha doğrusu tartışıyorlardı
Saadet : Salih gözünü seviyim sakin ol artık
Salih : Ne sakini Saadiş ya resmen benim kara kızımla o herif baş başa yemek yiyordu
Saadet : Karaca'ya nasıl baktığını gördün mü. Yada Karaca'nın ona
Salih : Ne demek o
Saadet : Salih adam bizim kara kızımıza çok aşık aynı şekilde Karaca'da ona
Salih : Ya Saadiş herif düşman bize düşman manyağın önde gideni ya zarar verirse
Saadet : Sende düşmandın zamanında ama bak noldu evlendik çocuğumuz var. Neden Karaca'da yaşamasın bunu hem bizim Karaca'mı kendini bilmez bu konuda hata yapar mı o
Doğru yapmazdı ama o hiç tanımaya fırsat bulamadığı kardeşi Selim'in emanetiydi mezarında söz vermişti çocuklarına ve katillerini bulucağına
- Azer ve Karaca -
Karaca deponun bir köşesinde ki Yılmaz Güney kitaplarına bakarken Azer arkasından sımsıkı sarılıp boynunu uzunca öpmüştü
Azer : Kitap okumayı seviyorsun galiba
Karaca : Babam sağ olsun o alıştırdı benide abimide
Azer : Selim Koçovalı'yı tanımayı çok isterdim
Karaca : Senden nefret ederdi
Azer : O niye be düşman olduğum için mi yok
Karaca : Yok onu umursamazdı benim hayatımda olduğun için nefret ederdi senden
Azer : Kızına düşkün bir babaydı anladığım kadarıyla
Karaca : Öyleydi
- 2004 -
Selim yorgun bir şekilde bahçeden içeri girdiğinde camda bekleyen küçük kızını gördüğünde bütün yorgunluğu uçup gitmiş kocaman gülümsemişti. Küçük Karaca'da babasını gördüğünde sevinçle ellerini çırtıktan koşarak kapının önüne gelmişti ama açamamıştı Selim kapıyı açtığında kızını kucağına almıştı
Selim : Kız sen neden uyumadın
Karaca : Seni bekledim babacım
Selim : Ama saat çok geç oldu
Karaca : Olsun ben hep karşılarım seni
Selim : Günün birinde benden başkasını seversin ama
Karaca : Sevmem ben hep senin yanında olucam babacım
Selim : Bende hep senin yanında olucam güzel kızım
Baba kız birbirlerine sıkıca sarıldıkları merdivenin başında Ayle'de gülümseyerek onlara bakıyordu
- Şimdiki Zaman -
Karaca : Ama 2 yıl sonra babamı annemi doğmamış kardeşimi çekip aldılar bizden
Azer : Noldu o gece
Karaca : Tam bilmiyorum gibi he gece olduğu gibi sohbet ederken dışarıdan ses geldi babam aceleyle bizi üst kata gönderdi sonra bir ses daha geldi annem indi aşağı. İkiside geri dönücez dediler ama dönmediler
Kendini daha fazla tutmamadan ağlamaya başlamıştı uzun zamandır ilk defa hıçkıra hıçkıra ağlıyordu abisinin yanında bile duygularını saklardı genelde
Azer : Ben yanındaydım ve seni asla bırakmıycam tamam mı
Karaca : Çocukken annem ve babamın katilini bulursak onlar geri dönücek sanardım. ama öyle olamdığını anlayınca o büyütmeye çalışstığım çok öldü Azer. Hep 6 yaşında kaldı
İlk defa sevdiğinin yarasını görmek sandığından ağır gelmişti çünkü bunu silemiyceğini bildiği için ağır geliyordu
- Kafe -
Duygu tezgah düznlerken işini bitirince kafasını kaldırdığında Yılmaz'ı görmesiyle gözlerini devirmişti
Duygu : Sıktın ama
Yılmaz : Yemek teklifimi kabul ediyorsun o zaman
Duygu : Kabul edersem peşimi bırakıcak mısın
Yılmaz : Hayır
Duygu : O zaman hayır
Yılmaz : Ya nolur lütfen bana güven
Duygu : Bir şartla kabul ederim
Yılmaz :Neymiş
Duygu : Bu yemekten sonra da eğer seni görmek istemezsem bir daha asla karşıma çıkmıycaksın
Yılmaz : Kabul
Duygu : Ne zaman ve nerede
Yılmaz : Ben sana mesaj atarım
Duygu : Numaramı nereden bulucaksın peki
Yılmaz : Beni hafife alma
Göz kırpıp gittiğinde Duygu'da istemsizce gülmeye başlamıştı gerçektende baş belasıydı bu adam
- Çukur -
Karaca eve geldiğinde yüzüne yediği sert tokat ile neye uğradığını şaşırmıştı kafasını kaldırıp baktığında Cumali Koçovalı'yı zar zor tuttuklarını görmüştü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Sevda
Hayran KurguAşk delilik demek miş meğer Sevince aklını kaybetmek miş meğer