- 1997 -
Ayşe hamileliğinin son günlerine yaklaşmış bu süreçte okul hayatınıda ihmal etmemişti zaten. Selim'de karısına her zaman yardım etmişti şimdi de karısının canı kayısı istedi diye bütün manavları aramış ve en sonunda da bulup eve geldiğinde karısının kocaman karınıyla bahçede onu beklediğini görür
Selim : Hayatım sen neden uyumadın
Ayşe : Ay napıyım Selim ya gözüme uyku girmedi bir türlü şu kayısıları düşünmekten
Selim : Dur geliyorum
Eve girip kayısıları yıkadıktan sonra karısın yanına balkona çıkmış beraber kayısıları yerken gelecekleri hakkında konuşuyorlardı
Selim : Ne zaman doğucak ya
Ayşe : 20 gün kaldı ya hayatım işte
Selim : Doğsun istiyorum biran önce napıyım
Ayşe : Doğduğunda uyku yok ama
Selim : Olsun sen iyi ol oğlum iyi olsun gerisi önemli değil
Tam o sırada kapı çalmış Selim kapıyı açtığında karşısında İdris Koçovalı'yı görmeyi hiç beklemiyordu. Ne zaman girmişti bu adam bahçesine
Selim : Ne var ne istiyorsun
İdris : Torunuma hediyeler getirdim
Selim : Sen-
İdris : Beni çok hafife aldın sen. Hadi eşyaları topla karınıda al bize gdiyoruz
Selim : Biz hiçbir yere gitmiyoruz
İdris : O çocuk bir Koçovalı ve benim varisim o olucak
Selim : Senin varisin Cumali ve Kahraman benşm oğlum değil
İdris : O çocuk soyadımızın devamını getiricek ve benim izimden gidicek
Selim : Asla benim oğlum sana benzemiycek eli silah tutan bir katil olmuycak yaşıycak. Herşeyi doya doya yaşıycak en çokta çocukluğunu
İdris : Garantisi var mı bunun benim kanımdan o kaderide o olucak
Selim : Buradan hemen defol oğlumu katil yamana izin vermem duydun mu şimdi de-
Ayşe : SELİM
İçeri girip baktığında karısının acı içinde kıvrandığını görür ama onu daha da korkutan karısının bacaklarından akan sular olmuştu
Selim : Tamam canım hemen hastaneye gidiyoruz
Ayşe : Daha 20 gün var olmaz
Karısını kucağına aldığı gibi hastanenin yolunu tutmuş Ayşe'yi hemen doğuma almışlar kendiside koridorda volta atarken Koçovalı ailesini görmeyi beklemiyordu
Selim : Ne işiniz var sizin burada
Sultan : Torunumuz doğuyor muş onu görmeye geldik
Selim : Siz şaka mısın ya bu herif gelmese benim karım şuan burada doğum yapıyor olur muydu
İdris : Doğru konuş
Selim : Konuşmuyorum ne olucak
Cumali : Haddini bil o bebek bizim kanımız soyumuz
Selim : Benim bebeğim sizin hiçbir şeyiniz değil
Kahraman : Selim o bebek bizim yeğenimiz babamız dedesi annemiz babannesi
Selim : Benim oğlumun çok şükür bir tane amcası var size benzemeyen iki tane dedesi var ananesi var babanneye ihityacı yok
Sultan : Haddini aşma
Selim : aşarsam ne olur ha. Hemen buradan defolun oğluma yada karıma yaklamaya kalkarsanız sizden bile daha kötü olurum ben
Koçovalı'lar gerisin geri gitmişler bir kaç saat sonrada doktur çıkmış heyecanla ağazından çıkıcak kelimeleri beklerken sanki kalbi durucaktı
Doktor : Gözünüz aydın nur topu gibi bir oğlunuz oldu
Selim : İyi mi peki
Doktor : Bir kaç kontrol için küveze alıcaz ama merak etmeyin yakışıklı gayet iyi
Selim : Peki karım
Doktor : Eşinizde çok iyi merak etmeyin birazdan odaya alıcaz
Selim : Teşekkür ederim
Doktor yanlarından gittikten sonra asıl torun sahibi olanlar gelmişlerdi hepsi de Selim'e sarılıp tebrik etmişlerdi
Zerrin : Oğlum iyiler dimi
Selim : Çok iyiler Zerrin anne merak etme
Galip : Odaya aldılar mı
Selim : Birazdan alıcaklar
Levent : Ee ufaklık
Selim : Oda çok iyi sadece tedbir için küveze alıcaklar
Bir süre sonra odaya alınmış Selim odayı mavi balonlarla süslemiş Ayşe ise uyandığında eli direk karnına gitmişti
Ayşe : Bebeğim nerede
Selim : Sakin ol hayatım
Ayşe : Oğlumuz nerede Selim nerede
Zerrin : Kızım iyi merak etme birazdan getiricekler
Ayşe : Kandırmıyorsunuz dimi
Galip : Merak etme kızım iyi
Bir kaç dakika sonra hemşire kucağında bebekle içeri girdiğinde hem Ayşe'nin hemde Selim'in gözleri dolmuştu
Ayşe : Annem
Zerrin : Oy maşallah şunun tatlığına
Selim : Akın oğlum hoşgeldin babacım
Ayşe : İyi ki geldin annem
Ve küçük Akın Koçvalı