14. Bölüm: Yağmurlu Hava

77 7 77
                                    

"Bu ne demek oluyor? Hiçbir şey anlamıyorum."

"Kısacası, bu zehiri yaşadığın sürece Changbin dışında kimseyi sevemeyeceksin Felix."

"Seversem ne olur?"

"Böyle acı verir."

"Ölme riskim var mı?"

"Bunun için bir şey diyemem," dedi Hyunjin ve yanıma gelmişti. "Ölümü sakın aklına getirme. Ölmeyeceksin. Yaşayacaksın."

"Bu nasıl saçma bir şey? Nasıl olabilir Chan hyung?" Diye sordu Jisung.

"Böyle bir zehiri nasıl ürettiğimi ben bile bilmiyorum," dedi Chan hyung.

"Panzehiri gibi bir şeyi yok mu?" Diye sordu Jeongin.

"Henüz yok. Ama yapacağız. Bunun için çalışıyoruz," dedi Chan hyung.

"Elimizi çabuk tutalım hyung. Yoksa daha da ilerleyebilir."

"Haklısın Hyunjin," dedi Chan hyung ve bana doğru döndü. "Eğer kendini kötü hissediyorsan eve bırakabilirim. Evde dinlenmen daha doğru olur."

"Ben daha iyiyim. Teşekkürler," dedikten sonra ayağa kalkmıştım. "Halletmem gereken bir iş var."

"Senin yatıp dinlenmen gerekiyor. Sen işim var diyorsun," dedi Minho hyung.

"Hemen halledip geleceğim."

"Sonra da halledebilirsin."

"Of, hyung! Ben gayet iyiyim. Bir şeyim de yok. Turp gibiyim," dedikten sonra kendimi toparlamış ve dükkandan çıkmıştım. Çıkmadan önce kapıdan seslenmiştim.

"Peşimden gelmeyin." Biliyordum ki, peşimden kim gelecek diye konuşuyorlardı. O yüzden de bunu demiştim. Yolda yürürken parkımıza doğru gitmiştim. Changbin'den ayrılık konuşması yaptığım, aynı zamanda çocukluğumuzun parkına. Telefonumu cebimden çıkarmıştım. Arama kısmına girmiştim. Aradığım ismi bulunca üstüne tıklamış ve telefonu kulağıma götürüp açılmasını bekledim. 2. Çalışta açılmıştı.

"Alo? Felix."

"Parka gel," dedikten sonra telefonu kapatmıştım. Kapattıktan sonra boş bir banka oturmuştum. Etrafa bakmaya başlamış, bir yandan da gelmesini beklemeye başlamıştım.

Bir süre bekledikten sonra parkın girişinden geldiğini görmüştüm. Etrafa bakındıktan sonra beni görmüş ve yanıma doğru yürümeye başlamıştı.

"Felix. Neden çağırdın beni?"

"Otur," dedikten sonra boş olan tarafa oturmuştu. Yüzüne bakmıyordum. Ama onun bana doğru döndüğünü ve baktığını hissetmiştim.

"Beni görmek istemezsin diye düşünmüştüm."

"Görmek istemiyorum zaten. Bir kere konuşup gideceğim ve bir daha da suratını görmeyeceğim."

"Neden?"

"Bir de soruyor musun Changbin?" Diye sorduktan sonra derin bir nefes almış ve tekrardan konuşmaya devam etmiştim. "Nasıl ve neden yaptın? Sadece bunun cevabını ver bana."

"Oradayken söylemiştim. Sadece beni sev istedim."

"Seni sevmeye devam edebilirdim belki Changbin."

"Bunun için özür dilerim Felix. Çok özür dilerim," dedi ve devam etti. "Benim gerçekten de sana zarar verebileceğimi düşünüyor musun?"

"Biliyorum. Zarar vermezsin. Ama bu iksiri bana içirtmeyi düşündün ve yaptın da. Bu da bir çeşit zarar vermek."

"Eğer sana bu kadar zarar vereceğini bilseydim yapmazdım."

VENOM || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin