8-"Esir Kalınan Hisler."

94 14 12
                                    

Selam canımın içleri! Nasılsınız? Dilerim ki mutluluk yakanızı bir ömür bırakmasın!
Şimdi daha fazla bekletmeden bölüme geçmek istiyorum.

Keyifli okumalar dilerim!🫶🏻

🎶Candan Erçetin-Ben Kimim?
🎶Oğuzhan Koç-Bulutlara Esir Olduk.
🎶Cem Adrian&Aylin Aslım-Herkes Gider Mi?
🎶maNga-Işıkları Söndürseler Bile.

🫀

Korkusuzca geçmişime baş kaldırarak onun yanına sokuluyordum her şeyin farkında olduğum halde inancın dev alevleriyle buluşuyordum. Yakıp kavurmaya hazırlanan alevler gittikçe harlanıyordu. Lakin bu ateşin büyümesine sebep olan kişiyi çıkartamıyordum. Birkaç ay öncesine kadar ruhumu boğan kanlı ellerin Poyraz olduğuna emindim. Peki ya neden düşüncem değişmişti? Bilmece gibi konuşması okları onun üstünden ayırıyordu. Boşlukta kalan okun hedefi kimdi? Gittikçe derinleşen bataklıktan çıktığım zaman gerçekler de gün yüzüne peyda edecekti.

Bataklığın derinliklerinde ki zehirli sarmaşık bedenimi sarıyordu, günden güne insanlıktan ayrılıp vahşi bir hayvana dönüşüyordum.

Dönüştürülüyordum.

İntikamla bu aralar çok haşır neşir olsam da zihnim karışmıştı, olması gereğinden fazla düşünüp aklımı meşgul ediyordum.

Ve öğrendim ki; yorgunluk sadece bedene hitap etmiyormuş. Bir insanın ruhu da yorulabiliyormuş, beyni de düşünmekten pes edip yorgun düşebiliyormuş. Vücudun ağırlığını dinlenerek üstümden atabilirim, peki ya ruhumun ve zihnimin yorgun, sessiz iniltilerinden nasıl kurtulabilirim?

Kurtulamam değil mi? Bu bir yenilgi değil, kabullenişti, bazı çıkmazlar sonsuzluk gibidir; uçsuz bucaksız. Karanlığın meydan okuduğu tenha bir zirvenin uçurumundayım. Burası düşünce denizinin beni ittiği son noktaydı. Rüzgarın görünmez elleri ruhumu aşağıya itiyordu. Bilinmezliğe.

🫠

"Ne bu?" Bakışlarım Poyraz'ın avuçlarının arasında ki cihaza gömülmüştü, dikkatimi üzerinden çekmiyor, büyük bir çabayla inceliyorum. Siyah kısa ince bir nesneydi. "Ses cihazı ama diğerlerine nazaran biraz daha gelişmiş. Sen bunu bedeninin herhangi bir yerine yapıştıracaksın üzerinde ki düğmeye basarak açıp kapatıyorsun, lakin bunun bir diğer ucu daha var. O kulaklık tarzında yuvarlak ve daha küçük. Diğer ucunu ben takacağım. Şöyle düşün; sen sesi verici cihazı taşıyorsun, ben de sesleri alıyorum. Verici-alıcı misali. Bunun yanı sıra ikimizin de cihazları kayıt yapıyor. Cihaz arkasında küçük bir tuşa sahip, orada parmak izi var. Sadece iki kişinin parmağını algılayınca sesi dışa veriyor."

"Bu cihaz mükemmel!" dedim. "Peki cihaz kimlerin parmağını algılayacak?"

"İkimizin, Nisa. Girdiğimiz bu işten kimsenin haberi olmayacak, sadece sen ve ben." dedi, saydam bir ifadeyle. "Bu arada cihazın bir başka özelliği daha da şu; verici kısım kapanırsa, alıcı da otomatik bir şekilde kendini kapatır. Bir de en çok işimize yarayacak özelliği zamanlayıcı ayarı olması, cihazın zihnini bilgisayardan yönetebiliyorum. Mesela kırk dakikalık bir zaman dilimi ayarladığımda sürenin dolduğuna dair kısık bir ses veya hafif titreşimle beraber sana uyarı gelecek. Ayrıca her ihtimale karşı konum takibini de takip edebiliyorum. Çok gerektiği anlar da alıcı, vericiyle cihaz üstünden iletişime bile geçebiliyor." Şaşkınlığımı gizlemeden cihaza mıhlanmış gibi bakıyordum, gerçekten kullanışlı ve uzun süre emek verilmiş bir uğraş olduğu belliydi.

Ateş ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin