25-"TOZPEMBE MASALLARIN GERÇEK YÜZÜ"

27 4 2
                                    

Sezen Aksu - Aşktan Ne Haber?
Yalın - Yeniden.
DKTT - Dilerim ki.
Adele - Set Fire To The Rain.


İyi okumalar dilerim.🌸✨️

Sarpa sarmış zehirli dikenlerin arasına sıkışan sessiz çığlıklar vardır. Sen dışında herkesin kör, sağır, dilsiz olduğu o anlarda çaresizliği anlatan milyonlarca romanın yazarı olan çığlıkların kuvveti fırtınaların, kasırgaların yeryüzünde görülen felaketlerin gücüyle eşdeğerdir. Küçük bir kız çocuğunun yüksek sesten korkup kulaklarını kapatmasına rağmen duymak istemediği sesten kurtulmaması gibi, uçsuz bucaksız bir ormanda, arkasından koşan avcıdan kaçamayan bir geyik gibi. İşte bunun adı çaresizlik. Bu hissi birden çok tatmama rağmen dile getirip anlatamam. Yaşanmadan anlanmayacak olan tek his.

Ve ben aylar sonra duymaya cesaret bile edemediğim o sesle yüzleşmiştim.

Sessizlik, bozguna uğramadan tüm gücüyle devam ederken araya karışan nefes alış verişimiz birbirine çarpıyordu.

Korkunun ecele faydası yoktu ama içimde durmak bilmeden kanat çırpan, yıllardır gün yüzüne çıkmak için binlerce çare sunan bir kuş vardı. Babamın bana sinirli olduğunu biliyordum, haksız da sayılmazdı. Keza en savunmasız anda bile kişinin kendine özgü bir haklılık payı vardır. Ben sevdiklerimi haklı çıkartmak için sebepler yaratırken, karşımda ki daima benim hatalarımı yüzüme çarpmak için fırsat bekliyordu.

💙

"Hem kiminle konuşuyorsun? Sesin dışarıya kadar geliyordu."

"Mona'yla."

Babamın uzun süren sessizliği bozmasıyla bir anlığına nefes almayı bile bırakarak dinlemeye başladım. "Sevgilisi uğruna terk ettiği insanları mı hatırlamış? Yoksa gözünü bile kırpmadan harcadığı insanları mı özlemiş?"

Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Ya beni hiç tanımamıştı ya da göz ardı edeli çok olmuştu. Öfke damarlarımda gezinen kana karışıp tüm uzuvlarımda dolaşıyordu. Bana reva gördüğü tavır bu muydu gerçekten? Hak etmediğim tepkisi karşısında cümleler boğazıma düğümlenmişti. "Ben gidiyorum, imzalayacağım evrakları ve dosyaları asistanıma verirsin." dedi buz kesen sesiyle. Hemen arkasından da sertçe çarpılan kapının sesi de kulaklarımda yankılandı.

"Sonra tekrar konuşuruz. Görüşürüz." Aramayı sonlandırdıktan sonra parmak uçlarım babamın numarasını buldu. Nasıl düşünmek isterse düşünebilirdi bunu umursamazdım fakat bana böyle kötü bir ithamla yaklaşamazdı. Onu arayacaktım, hoşuma gitmeyen bu tavrına son vermezse gerçekten son iletişime geçişim bile olabilirdi. Benim babam bu değildi, o her şeye rağmen bana sevgiyle yaklaşırdı. Ses tonunu bile yükseltmeye kıyamazdı.

Saniyeler sonrasında aramamı yanıtlasa da konuşmamıştı. "Baba," dedim. "Fazla vaktini almayacağım." Ses tonumda tek bir duygu parçacığı bile yoktu. Buz gibiydim; aylar sonra ilk kez konuştuğumuz an da böyle bir ifadede olmayı ben bile çıkaramıyordum.

"Efendim?"

"O istediği için değil; aşamadığım geçmişim, verdiğim kayıplarım yüzünden buradayım. Ben artık tahammül edemez hale gelmiştim baba! Annemle birlikte ruhumu da kaybettim. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi, ne tepki göstereceğimi bile bilmiyordum. Rüzgarın estiği yöne savruldum." Bazen kelimeleri dile getirmek istemezsin, sadece sessizliğe çekilmeyi ve insanların bakışlarını okumasını istersin. Şu an olduğu gibi. Kendimi açıklamak ya da alnıma sürülen kara lekeyi temizleme çabası vermekten yorulmuştum.

Ateş ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin