10-"Mazinin Arkasına Saklanan Doğrular."

91 11 1
                                    

Merhaba!
Satır aralarında buluşalım, aşkımlar.
Keyifli okumalar dilerim.

🎶Dedüblüman - En Dibine Kadar

🫀

Kaderin yazarının en acımasız yüzü benliğimden bir saniye ayrılmıyorken, bilinmezliklerle savaşmak oldukça biraz daha zora koşuyordu. Çoğu zaman doğan güneş, yıldızlar, karanlığı şekillendiren ay parçası bile bilinmezliklerle doğar. Ne sebepten ötürü içine sokulduğunu bilmediğin nefesin bilinmezliği kursağında kaynarken boğulduğun düş deryası da en az hüküm sürdüren yazar kadar ketum olur.

Ne de güzel söylemiş Cemal Süreyya;

"Nasıl bir his biliyor musun?
Oda çok geniş ama sığamıyorsun,
bak kapı orda ama çıkamıyorsun,
pencere açık ama nefes alamıyorsun,
birşeyler düğüm düğüm dizilmiş
boğazına, ama ne yutabiliyorsun
ne atabiliyorsun..."

Bahsettiğim bilinmezliğin tanımı olabilir, bu şiir. Her yolun bir sonu olduğu gibi benim de düşüncelerimin sonu vardı elbet. Lakin her biri bilinmezlik veyahut soru işaretiyle bitiyorlardı.
Kıvrak son, zekamı alt etmek için elinden gelenin fazlasını yaparken onun mücadele eden zihnim oldukça yorgun düşüyordu. Ama hep söylediğim gibi 'Öldürmeyen acı güçlendirir.'

Acı öldürmezdi, ruhun ve bedenin dirayet sahibi olmasını sağlardı. Öldürmezdi ama kıvrıldığı ruhu ölümden beter ederdi; bir kere gün yüzü gösterir, bin kere karanlığa mahkum ederdi. Alışırsın. Bir zaman sonra acıya dair alışkanlık oluşur bünyede. Nadiren gördüğün gün yüzünden sıkılıp karanlığa tutunup, hayran kalırsın. Artık bir mahkum gibi değil de, geceye ruhunu teslim etmiş gibi hissedersin.

⏳️

Nalan'ın delici bakışlarının yanı sıra şaşkınlığa bürünen ifademden kurtulamıyordum. Poyraz bu kadar kısa sürede toparlanmış ve bana Sezer'den intikam alacağının bilgisini vererek, ona katılmamı teklif ediyordu. Doğru anlıyor oluşumu sorguladım. "Gidip gitmeyeceğini sorgulamıyorum bile bu saçmalığı devam ettirmeyeceksin değil mi Mona?" Nalan'ın sesiyle dış dünyaya döndüm. Dudaklarım haylazca kıvrıldı. "Gideceğim." Ses tonum öyle bir çıkmıştı ki sanki uzun zamandır bu anı bekliyormuşum gibi. Poyraz'la alakasızdı, fakat bunu anlamayıp olayı yanlış bir şekille biçimlendirmişti. "Sen kafayı yemiş olmalısın!" Teklifi reddedeceğime emindi, cevabımı duyunca zihni küçük çaplı bir şokun içine yuvarlandı.

"Ne yapmamı bekliyorsun Nalan? Sezer'in itleri tiksinilesi ellerini bedenimde gezdirmeye çalıştı o da yetmedi bana el kaldırdılar! 'Hiç sorun yok, canınız sağ olsun' mu diyeyim heriflere?" Sinir yavaş yavaş bedenime süzülmeye başladı, derin bir nefes aldım ve sakinliğimi korumaya özen gösterdim. Beni düşündüğünün farkındayım ama böyle bir konuya karşı susacağımı nasıl düşünebilirdi?

"Elbette öyle deme tabii de, hiç düşünmeden Poyraz'la işbirliği yapman sence de tuhaf değil mi, ona güveniyor musun, onun kim olduğunu unuttun mu yoksa!?" Beni, kendime getirmek istercesine sitem ederken gözlerimi koyu kahve çekirdeği harelerine yerleştirdim.

Temiz havayı burnumun içine hapis ederek gözlerimi kapattım. "Poyraz'ın kim olduğunu unutmadım, sadece şüphelerim var Nalan. Ayriyeten onu öldürerek elime bir şey geçmeyeceğinin farkına vardım. Onun canını saniyeler içinde alırsam yanında ben de öleceğim. Yine özgürlüğüm elimden alınacak, buna ne gerek var? Onun yerine, Poyraz'a aldığı nefesi zehir etmek daha akıl işi. Vakti zamanı geldiğinde elbette ki bana, bize yaşattığı her şeyin cezasını ödeyecek. Elbette ki yaptığı yanına kalmamalı, kalmayacak. Sadece şu an intikam için yanlış zaman," Haklılık payımı sorgulayamazdı, özgürlüğün sıcak kollarına kavuşalı sadece yirmi beş gün olmuştu. Ne kadar toparlanmış gibi gözüksem de psikolojiken henüz kendime gelemediğimi fark etmesi gerekirdi. Kendimde o gücü hissettiğim an da zaten durmak bilmeden savaşacağım ve her ikimizin de kaybettiği yılların öcünü en sert biçimde alacağım.

Ateş ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin