3. Mutluluk Katili

951 118 154
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyerek destek olursanız sevinirim❣️

Beni İnstagram'dan takip edebilirsiniz: fleurdenarcise

Beni Twitter'dan takip edebilirsiniz: bliestry

Ölü Kuklanın Dansı

Bölüm Şarkıları:
Perdenin Ardındakiler - Vedalardan bir buket

3.Bölüm

On yedi katlı bir binanın tepesinden bedenimi boşluğa bırakmış gibi hissediyordum. Karşımdaki adamın kelimeleri kulaklarımdan girerek zihnimin duvarlarına kazınırken canımı fazlasıyla yakmıştı. Parmaklarımın tek hareketi üzerimdeki tişörtün yakasını çekiştirmekken tek istediğim birazcık da olsa nefes alabilmekti. Beni boğan bu karanlık oda veya üzerime gözlerini dikmiş adam değildi, duyduklarımdı. Kardeşimin kendini öldürmediğini, bunun bir cinayet olduğunu söylüyordu. Şimdi ben azıcık da olsa sevinebilir miydim Hilal'in bizi bırakmadığına? Başka bir gerçek gün yüzüne çıkarken buna sevinemiyordum.

Biri kardeşimi öldürmüştü. Biri onu bizden almıştı.

Kuzey elinde tuttuğu fotoğrafı diğer fotoğrafların yanına bırakırken gözlerim onu takip etti. Üzerindeki şık elbiseye bakmak bile acımı katlıyordu. Bana yalan söylemiş, beni başından etmişti. Canımı yakan bir şey değildi o an, tek düşündüğüm bir katilin varlığı idi. Hilal ona ne yapmıştı? Ondan ne istemişti? Göğüs kafesimi sarıp sarmalayan zehirli hava beni boğmaya devam ederken kafamın içinde çığlıklar duyuluyordu. Çok korkmuş muydu katili ile yüzleşirken? Öleceğini fark ettiğinde çok korkmuş muydu?

Kuzey sorgu odasının kapısını açarak, "Mete, su getir," diye bağırdı, sesi tüm karakolu dolduracak kadar yüksek bir tonlamadaydı. Titreyen elim Hilal'in fotoğrafına ulaşıp onu parmakları arasına aldığında dudaklarım aralandı ve bir nefesi ciğerlerime çekmek için çabaladım. Dudaklarımın arasından çıkan boğuk ses, Kuzey'in hızla yanıma gelmesine sebep olurken soğuk ellerini yanaklarımda hissetmiştim. Elleri neden bu kadar soğuktu? Hilal'in de elleri buz gibiydi. Başımı çevirerek gözlerine bakmamı sağlarken bakışlarım kayıyor, onda sabit duramıyordu.

"Bana bak, Efnan! Nefes al, sakinleş."

Uyuşmuş beynime aynı komutları göndererek kendimi sakinleştirmeye çalışırken gözlerim bazen kararıyor, ardından tepemizdeki beyaz floresan ışığın onun yüzünü aydınlattığını görüyordum. Görüşüm net değildi, tamamen bulanıktı. Fotoğraf parmaklarımın arasından kayıp düşerken kolum sertçe masanın üzerine düştü. Tek yapabildiğim o an derin nefesler alıp vermekti. Kuzey aynı kelimeleri bağırırken sesi kulaklarıma bir gürültü olarak doluyor, ardından tamamen kopup tekrar duyuluyordu.

Nefesim tamamen kesilirse Hilal'e mi giderdim? Neredeydi şimdi? Cennet mi cehennem mi? Ben hangisine gidecektim? Bir kez görebilir miydim onu? Sarılmak istiyordum. Son kez olduğunun farkında olarak ona sarılmak istiyordum. O evden çıkarken ona sarılmamıştım. Ertesi gün cansız bedenine sarılacağımı nereden bilecektim ki...

Etrafımıza toplanan birkaç bedenin gölgesi üzerime düşerken gördüğüm tek yüz Kuzey'e aitti, onun gözlerine bakıyordum sadece. Kuzey ona uzatılan pet şişeyi nefes almak için araladığım dudaklarıma yaklaştırırken, "Birkaç yudum al, sakinleş," diye fısıldadı, sakince. Sadece birkaç yudum aldım, Kuzey su şişesini yanında duran polis memurunun eline tutuşturdu. Ardından etrafımıza toplanan insanlara bağırdı. "Bir bok yapamayacaksanız burada toplanmayın! İşinizin başına!" Gözlerimi kapatarak derin nefesler alıp verirken ayakkabıların zeminde bıraktığı tok sesleri duyuyordum sadece. Kuzey'in nefesini yüzümde hissediyordum. Soğuk elleri yanaklarımdan uzaklaştıktan sadece birkaç saniye sonra ıslak elleri tekrar yüzüme dokundu, ardından tişörtümün açıkta bıraktığı boynumu elleriyle ıslattığında bir su damlası göğüslerime doğru yol çizmişti.

ÖLÜ KUKLANIN DANSI | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin