4. Yaralar

864 110 233
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyerek bana destek olabilirsiniz❣️

Beni İnstagram'dan takip edebilirsiniz: fleurdenarcise

Beni Twitter'dan takip edebilirsiniz: bliestry

Ölü Kuklanın Dansı

Bölüm Şarkıları: Perdenin Ardındakiler, Her gece.

4.Bölüm

26 Haziran, Can'ın sorgusu.

Kuzey karşısında fazlasıyla rahat bir şekilde oturan adama sertçe bakmasına engel olamazken elindeki dosyayı da aynı sertlikle önüne fırlattı. Can gözlerini usulca dosyaya, ardından Kuzey'e çevirdiğinde dudaklarında bir kıvrılma oluştu. Sanki sorguda değilmiş gibi davranıyor olması Kuzey'in sinirlerini daha da gerdi fakat bunu belli etmedi. Efnan'ın yaptığı onu fazlasıyla öfkelendirmişti ve tüm hıncını bu adamdan çıkarmak gibi bir yanlış yapmak istemiyordu.

Can, Kuzey'in işareti ile dosyayı açtığında gördüğü fotoğrafla gülümsemesi yok oldu. Onu alma sebepleri olarak Efnan'ı az kalsın öldürecek olması olduğunu düşünüyordu zirâ kendisini asla Hilal'in soruşturmasında şüpheli listesinde görmüyordu. Küçük sürtük beni suçladı demek, diye düşündü dişlerini sıkarken. Bakışlarına düşen öfkeyi ve sıktığı yumruğu Kuzey'in dikkatinden kaçmazken bunu aklının bir kenarına not etti. Öfkesinin sebebini merak etti. Hilal'e karşı mıydı yoksa Hilal'in ölümüne karşı mıydı, bilemiyordu.

"Hilal Günce üç gün önce evinde ölü bulundu," diye başladı söze Kuzey, sandalyeyi çekerek Can'ın tam karşısında oturduğunda Can eline aldığı fotoğrafı inceliyordu. Hilal'in tavandan asılı bedenini, yüzünü kapatan saçlarını ve üzerindeki şık elbiseyi. Yumruğunu biraz daha sıktı, çenesi öfkeden kasılırken Kuzey onun her tepkisini aklına not ediyordu. "Duyduğuma göre çok aşıkmışsın Hilal'e. Anlatsana biraz, Can."

Can sert bakan gözlerini Kuzey'in kahverengi gözlerine değdirdiğinde burnundan sertçe nefesini verdi. Elindeki fotoğrafı masanın üzerine fırlattığında, "Anlatacak bir şeyim yok," dedi, Kuzey kaşlarını alayla havaya kaldırmıştı. "O küçük sürtük sana ne dedi bilmiyorum ama dediği tek bir şey doğrudur o da Hilal'e âşık olduğum." Cümlesine başladığı an kelimelerin Kuzey'e ulaşması ile biçimli kaşları sertçe çatıldı. İçinde kaynayan öfkenin daha da çoğaldığını hissetti, nefesini tuttu. İstediği sakinleşmekti fakat karşısındaki adam ona istediğini vermedi, aksine öfkesini katlayacak kelimelerine devam etti. "Ne dedi o sürtük? Benim Hilal'i öldürdüğümü mü?" Güldü. "O kızın aklı yerinde bile değil."

Kuzey tuttuğu nefesini sakince verdi, dilinin ucuyla dudaklarını ıslatıp kaşlarını çattığında kısık gözleri Can'ın yüzünde geziniyordu. Kahverengi gözlerinde bir endişe veya korku yoktu, genelde bu dört duvar suçsuz insanların bile gözlerine korkuyu yerleştirirdi. Çünkü ne kadar suçsuz olsan da suçlu ilan edilebilirsin, yalanlar seni parmaklıkların arasına yerleştirebilirdi. Can'ın bu kadar rahat olmasının sebebini suçsuz olma ihtimaline değil de parasının çokluğuna bağladı Kuzey. Genelde zengin insanlar bu kadar rahat olurlardı çünkü paraları onları kurtarırdı, adalet bir işe yaramazdı. Merak ettiği neden avukatını yanına almadığı idi, kadını kapıda bekletmişti.

"Hilal'i ne kadar süredir tanıyorsun? Nerede ve nasıl? Anlat biraz."

Can alayla bakarken karşısındaki adama Kuzey sakinleşmeye çalışıyor, öfkelendiğini ona belli etmemek için bir çaba sarf ediyordu. Nefesini tekrar tuttu, saymak bir işe yaramadığından sadece nefesini tutuyordu. "İki senedir," diye cevapladı sorusunu. Cevap vermek istemiyordu ama ne olursa olsun karşısındakinin bir polis olduğunun farkındaydı ve cevap vermek zorundaydı. "Son sınıftaydı onunla tanıştığımda. Sınıf arkadaşı benim kuzenimdi, onu almak için üniversiteye gittiğimde Hilal'i gördüm. Dikkat çeken bir kız olduğunun sende farkındasındır. Benim de dikkatimi çekti. Kuzenimden onun numarasını aldım ve onunla konuşmaya başladık. Her şeyin güzel olduğunu düşündüğüm bir zamanda Hilal bana başka birine âşık olduğunu söyledi ve benimle konuşmayı bıraktı."

ÖLÜ KUKLANIN DANSI | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin