*Medya: Roza*
𖤋
Münferit: Tek, ayrı, kendi başına olan."
𖤋
Zayn-Common𖤋
Fazlasıyla verimsiz, bütün bu boş uğraşlara rağmen oldukça eğlenceli geçen bir hafta olmuştu benim için. Yaklaşan vizeleri görmezden gelip günümü gün etmiştim ama artık sınav stresi burnumun ucuna kadar dayanınca vizeler yokmuş gibi davranmak zorlaşıyordu. Boynuma astığım kameramla bir oyana bir bu yana koşup kendimi yerli yersiz olayların merkezine atmaya bir ara vermem gereken dönemdi bu. Artık sayılı günler kalmıştı öğretmenlerin egolarını üzerimizden tatmin ettikleri, yani vize sınavı haftasına girmemize.
Vize haftasını sevmiyordum, öğretmenler kopya veya türevi şeylere alet olabilir diye kameramı sınavlara sokmama izin vermiyorlar, dolayısıyla canımın bir diğer yarısı kameramdan bir hafta boyunca uzak kalmama sebep oluyorlardı. Pek çalışkan biri olmadığımsa bu vize ve final haftalarından nefret edişimin tuzu biberiydi, okulda ilk senemdi ve şimdiden bir sonraki döneme bıraktığım üç dersim vardı. Dikkatim çabuk dağılıyordu, daha soruyu okurken odağım kayıyor, kendimi başka şeylerle uğraşırken buluyordum. Belki de gazetecilik kulübüne girmek yerine, direkt üniversitede gazetecilik bölümünü okumalıydım.
Üniversite, diğer birim okullardan çok farklı bir sisteme sahipti. Liseye ilk geçişimde, testlerdeki şıkların beşe çıkmasına alışma sürem bile ömrümden birkaç ayımı almıştı. Burada öğretmenler patrondu ve sınava iyi çalışmaktan çok, hocalara en iyi yalakalığı yapmaktı önemli. Ne yalakalık yapmakta ne de ders çalışmakta iyi olmadığım için geceleri dua etmekten başka bir şey yapmıyordum.
Burası Amazon üniversitesi öğrencileri tarafından oldukça uğraş bir nokta olan, düzeni ve temizliğiyle meşhur Devrim Kütüphanesi. Ana kampüste veya kampüs olan herhangi bir yerde okulun kendine ait kütüphanesi olmadığı için herkes buraya gelir. Deniz manzaralı pencereleri olan bu yer okula ve yurtlara oldukça yakın olmasının da etkisi vardır bu kadar rağbet görmesinde. Rektörlüğe, bu kütüphanenin okulla işbirliği yapması için bir çok kez dilekçe gönderilmiş olsa da ne Rektörlük bu işe sıcak bakar ne de kütüphanenin huysuz sahibi Erna.
İki katlı kütüphanenin üst katında, iki masayı birbirine birleştirerek ders çalışıyorduk. Daha doğrusu çalışıyormuş gibi kitaplarla bakışıyor ve birimizin taşkınlık yapıp hepimizi ayartmasını bekliyorduk. Yani ne ders çalışıyorduk ne de eğlenebiliyorduk çünkü bu kütüphanede bırakın konuşmak, çıtçıtlı kalem sesine bile yer yoktur. Huysuz Erna, mükemmeliyetçi yapısı ile tanınır ve kütüphanesinde ses çıkarılması onun sadist yanını tetikler, ses çıkaran kendini eşek cennetinde bulur. Yada intihar etmek isteyen hayata küsmüş insanlar, buraya gelip avazı çıktığı kadar bağırarak amaçlarına ulaşabilirler.
Burada her şey simetrik, her şey boy sırasına göre dizi, her şey paketinden yeni açılmış gibi tertemiz. Devrim kütüphanesinde, aradığın şeyi şak diye bulabilirsin çünkü diğer kütüphanedekiler gibi kitapların birbirine karışmamıştır. Bir gün başka bir kütüphaneye gidip de aradığım fantastik romanını hukuk kitapları arasında bulunca tövbe etmiştim, belki her şey fazla fazlaydı ama ille de Devrim Kütüphanemdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gittikçe Yükselen Haller İçindeyim •Tamamlandı
Ficção GeralDevrimin, avare zihinleri uyandırmaktı Devrimim, güzelliğin oldu Ah Roza'm, güzelliğin sonum oldu