LIII. Dore adına

33 5 141
                                    

Olayları en başından sakince anlatmak <<<<<<<<
Felaketlerin neden olduğu sonu anlatıp geriye dönmek >>>>>>

KARANLIK DİSTOPYALAR,
KİTABIN FİNALİNE SON 7 BÖLÜM

LIII. Dore adına

Yaman; vernikli, yuvarlak, devasa masaya geçtiğinde masada oturan Armand, Victor ve Dominik'in bakışları da onun üzerindeydi. Yıllar sonra ismini siyah gotik koyacakları yapının henüz bomboş olan en alt katındaydılar. Çevrelerinden yeni yapılmış duvarlar daha üzerilerinde inşaat demirleri varken yükseliyordu.
Sonunda, henüz isimlerini koymadıkları soy sistemi, insanlar bunlara böyle diyordu, kuruluyordu.

Yaman kızarmış ve şişmiş gözlerini şarap rengindeki masadan çekmedi. Yutkundu. Günlerdir konuşmuyordu ve muhtemelen uyumuyordu da. Gözlerinin altındaki morluklar bunu ispatlar gibi git gide kötüleşmişti ve esmer yüzü artık soluk morumsu bir gri rengindeydi.

"Adoralin ile konuştum ve onu bulamadılar." dedi Dominik.

"Bir daha göremeyeceksin."

Yaman başını yavaşça aşağı yukarı sallarken bakışlarını kaldırmamış karşısındaki bu üç adama bakmaya cesaret edememişti. Gözlerinden birkaç damla yaş masaya düştüğünde bunu umursamadı. Ama masanın altındaki ellerini yumruk yapmaktan kendini alamıyordu. Victor ve Armand ona destek olmaya çalışmıştı. Dominik ise her defasında ona ürkütücü bir nefretle bakıyor, acısını tamamen ondan çıkartıyordu.

Henüz kapıları takılmamış odalardan birinde tiz bir çığlık ve ağlama sesi duyulduğunda Yaman gözlerini kapattı. Bu ağlama sesine her gece katlanmaya çalışıyor ve susması için yalvarıyordu. Dominik, arkasını dönerek bu sesin geldiği odaya çevirdi kafasını. "Mira sustur şunu bir şey konuşuyoruz." diye bağırdı.

Bu, Yaman'ın bardağından taşan son damlaydı. "Kızım ile düzgün konuş." diye gürledi. İçerideki bebeğin ağlama sesi daha da yükseldiğinde Dominik kısılan gözlerini ona çevirdi. Yaman, sandalyesini geriye düşürerek yerinden fırlamıştı. Şimdi, bu yuvarlak masanın tam karşısında çekinmeden ona bakıyordu: Günler sonra ilk defa.

Mira, "Lütfen kavga etmeyin." dedi yalvararak. Kucağındaki, pembe battaniyeli bebeğe sarılmıştı. "Annesini istiyor bu kız. Ondan ağlıyor. Sanki sadece siz Dorela'yı kaybettiniz." Almila, onun arkasından koştu. Elinde bir biberon tutuyordu. "Bak işte hazırladım." derken mamayı da bileğine damlatarak kontrol etti. Sonra, bebeğin üzerindeki pembe battaniyeyi biraz kaldırdı. Biberonu onun dudaklarına götürmeye çalışırken, bebek de ağlamaya devam ediyordu. Yaman'ın birkaç saniye dikkati dağıldı. Çektiği müthiş acıyı bir kenara bırakarak bebeğe baktı. Almila'nın başaramayacağından ikna olunca onlara doğru yürüdü. "Gel bakalım Duygu'm." Bebeği kucağına alırken Almila da ona biberonu uzattı.

Yaman, bebeği sallarken koridorda gözden kayboldu. Ağlamalar kesilince Mira derin bir nefes aldı. Ellerini saçlarına geçirirken hayretle Dominik'in ifadesiz tavırlarını izliyordu. "Dominik o bebek senin yeğenin. Dorela'dan kalan tek şey o."

"Dorela'dan geriye hiçbir şey kalmadı."

"Dominik!"

"Dorela, Akım'a geldiği gün aynen böyle öleceği belliydi Mira. Bunu hiçbiriniz anlamıyorsunuz. Eğer o aptal Yaman, aşkının peşinden koşmaya bu kadar inat etmeseydi şu anda benim kardeşim yaşıyor olacaktı!"

KARANLIK DİSTOPYALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin