🦋
Otırduğum yerden kalkıp gidiceğim esnada arkamdan ses gelmişti. Arkamı döndüğümde Atlas Hoca' yı görmeyi beklemiyordum. Gözleri dolmuştu. Kendi kendime konuştuklarımı mı duydu yoksa?
Yanıma gelip tam karşımda durduğunda konuştu. "Aren seninle biraz konuşalım mı? İstemeden kulak misafiri oldum da biraz, kızmazsın demi?"
Neden kızıyım ki?
Kızgınlığım ve sinirim hepsi ebeveynlerim olucak o insanlaraydı.
Kafamı tamam anlamında sallamıştım. "Kızmam ki hocam niye kızıyım? Şurdaki banklarda konuşsak olur mu?" Sesim düşündüğümden de kötü çıkmıştı. Ağlamaktan çatallaşmış ve biraz kısılmıştı.
Atlas hoca ile göz önünde bulunmayan bir banka oturmuştuk. Ne o konuşuyordu ne de ben. En sonunda ben konuşmuştum. "Ne konuşucaz hocam?"
Atlas hoca bunu bekliyormuş gibi söze atladı. "Dosyanı incelerken annen ve babana dair bilgiler bulamadım. Veli bilgileri kısmı boştu. Demin de konuşmana şahit olunca merak ettim. Eğer özel değilse ve seni üzmüceksem bana neler olduğunu anlatır mısın?"
Kafamı salladım. "Anlatıcak bişey yok ki hocam. Annem babam yok benim." Dediğimde zorlukla yutkunmuştu. Bunu farkedebilmiştim.
"Nerdeler? Öldüler mi yoksa?"
"Hayır hocam." Yüzümde acı bir gülümseme olmuştu. İlk defa birisi beni bu kadar merak etmiş, insan yerine koymuş ve konuşmak istemişti. "Onlar beni bebekken sokağa atmışlar. Yani ben onları hiç tanımadım ve tanımakta istemem." Dememle yüz ifadesi değişmişti.
"Peki sen nasıl bu yaşa kadar geldin kimse sahip çıkmadı mı?" Sesi kızgın çıkmıştı ama bana değildi. Bunu yaşatan adaletsiz dünyaya kızgındı.
"Kendi kendime. Ben beş yaşına kadar kimsesizdim hocam. Sonra Bulut ile tanıştım. Onunda aynı şekilde anne babası terk etmişti. Biz birbirimizin ailesi olduk. Zaman geçtikçe birbirimizden destek alıp ilerledik. Sonra hayatımıza Asrın ve Alya girdi onların ailesi bize baktı. Alya on iki yaşındayken annesini kaybetti sonra babası kayboldu ortadan. Hepimize Asrın ın anne babası baktı. O kadar iyi insanlar ki anlatamam. Şuanda şehir dışındalar ama ihtiyaçlarımızı karşılıyorlar."
Atlas hoca dolu gözlerle bana bakıyordu. Şuanda koskoca adamı hayat hikayemle ağlatırsam var ya cidden trajikomik bir olay gerçekleşir.
"Siz nasıl tanıştınız Bulutla? Onunla daha yakınsınız bu uzaktan olsa bile çok iyi anlaşılıyor. Tamam asrın ve Alya ile de çok yakınsınız ama Bulut ile farklı bir havanız var. Gerçekten kardeş gibisiniz?"
Bu sefer yüzümde gerçek bir gülümseme oluşmuştu.
"Öyleyiz çünkü."
"Ben daha 5 yaşındaydım. Bulut ise 6 yaşındaydı. Biz tamı tamına 12 yıldır kardeşiz."
~12 yıl önce~
Yine ve yine yemek bulabilmek için yürüyordum bir sokakta. Arkamdan gelen köpeği farketmemiştim bile önüme geçmişti bir anda. Neden beni buraya kadar takip etmişti. Daha yaşımın 5 olmasına rağmen sokaklarda büyüyen biri olduğum için yaşımdan daha olgundum ama bazı şeyleri anlamazdım.
Biraz zaman geçince köpeğin hala peşimde olduğunu fark etmiştim. Durdum ona bakmıştım. Konuşmaya başlamıştı bir anda küçük ben.
"Yeter ya gelme istemiyorum yeter. Benim sana verebilecek hiçbir şeyim yok beni anlıyor musun? Hem benimle gelemezsin ben de senin gibi sokaklarda kalıyorum donarsın. Git kendine başka uğraş bul. Yemekte yok aç kalırsın. Hasta olursun. Seni hastaneye götürücek kimse bulamazsın kendin gidersin. Kendi yaralarını kendin sararsın. Karnını doyurmak için insanlardan yemek çalarsın. Bunları yapabilir misin? Hergün hem de hergün, üzülmek yok, ağlamak yok, zorla o yüzünde gülümsemeyle durabilir misin? Seninle ilgilenen bir Allah' ın kulu bile yok. Bununla başa çıkabilir misin? Güzel kıyafetlerin yok, oyuncakların yok. Bunları geçtim bir annen baban bile yok. Yanında hiç kimse yok. Böyle yaşayabilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili Hayat
Teen FictionBen Aren ama Hayat olan. Yanlız, biraz deli, biraz çılgın, biraz dobra ama en önemlisi mutlu olmaya çalışan bir kız.. Hayattan çok bir beklentim yok sadece huzur, sessizlik ve ölüm... Şu zamana kadar her şeyimi kendim yaptım ve bundan sonra da öyle...