🦋
"Abi, nerdesin?" Beyaz bir odadaydım. Dikkatli bir şekilde baktığımda hastane odası olduğunu anladım. Kimse yoktu. "Heyy, kimse yok mu?" Yataktan kalkıp odadan çıktığımda kapının önünde de kimse yoktu. Hastanenin içi bomboştu. Ne doktor, ne hemşire, ne de bizimkiler vardı.
Koridorda biraz ilerlediğimde çığlık sesleri duymaya başlamıştım. Neler oluyordu? Sese doğru gittiğimde, ses uzaklsşıyordu. Ne kadar yakınlaşsam da çığlık sesleri o kadar uzaklaşıyordu. Etrafta bir insan aradım ama bir Allah' ın kulu yoktu.
Çığlık sesleri kesilmişti. Işıklarda gitmişti. Etraf kararmıştı. Olduğum yerde durduğumda nereye gidiceğimi düşünüyordum. Kapkaranlıktı heryer hareket edemiyordum.
Işıklar tekrar geldiğinde karşımda ki kapı ile karşı karşıya gelmiştim. Üstünde ise yoğun bakım yazıyordu. İçeriden kalp atış sesleri duyuluyordu. İçeriye girmek istedim ama birşey beni tutuyordu hareket edemiyordum sanki ayaklarım geri geri gidiyordu. Bir kaç dakika öylece bekleyip kalp atışlarını dinlemiştim. Bir anda içeriden kalp atış sesleri kesildi ve 'dıt' sesi duyulmaya başlanmıltı.
Bir yanım içeriye gir derken diğer yanım uzaklaş ordan diyordu. Bir yanım içeride ne olduğuna bakmak isterken diğer yanım görmemem gereken şeyler olduğunu söylüyordu.
Birşeyler yapmalıydım içeride her kim varsa ölüyordu. Bir kaç saniye orda öylece kendi içimde tartışırken içeriden gelen ses tamamen gitmişti.
Anlık gelen cesaret ile içeriye girdiğimde kimsenin olmadığını gördüm. Ne bir hasta vardı ne de bir doktor. Hayati işlevlerin gösterildiği monitöre baktığımda ise düz çizgiler vardı ama ses yoktu. Etraf darmadağındı. Yatakta yatan bir hasta yoktu.
İçimi korku kaplamıştı. Işıklar yine gidip gelmişti. Odadan çıkmak istediğimde kapı üstüme kapanmış ve korkuyla yerimden sıçramıştım. Başıma korkunç bir ağrı girmişti.
Tekrar hasta yatağına baktığımda üstü beyaz çarşafla örtülü birisinin yattığını gördüm. Geri geri adımlardan sırtım kapıya çarpmıltı. Kapıyı zorlandığımda açılmamıtı. Başımdaki ağrı ile birde dönmeye başlamıştı. Etraf bulanıklaşıyordu. Birisi yanıma yaklaşıyordu. Daha fazla ayakta duramayınca yere çökmüştüm. Bulanık görüyordum. Odanın içinde doktor görünümlü birisi belirmişti.
Yatağın yanına gidip elindeki kağıda birşeyler yazıyordu. Üstündeki çarşafı kaldırdığında yatan kişinin yüzü görünmüyordu, bulanıktı.
Bana doğru gelen kişi ise yanıma gelmiş ve sarsmaya başlamıştı kolumu. Gözlerim iyice kaydığında kendimi boşlukta hissetmiştim.
Her yer yine kararmıştı.
Bu sefer gözlerimi açtığımda üstümde simsiyah bir elbise vardı. Karşımda ise 2 tane mezar. İkisinde de isim yazmıyordu sadece baş kısmına tahta dikilmişti. Bir tane tahtanın üzerine kırmızı diğerinin üzerine lacivert kumaş bağlıydı.
Her taraf yemyeşilken mezarların olduğu alan simsiyahtı. Ağaçlar kurumuştu.
Koşmaya başladığımda adım attığım yer siyaha bürünüyordu. Çiçekler soluyor, ağaçlar kuruyordu. Durmuştum en sonunda koşmanın bir faydası yoktu. Ensemde nefes hissedince arkamı döndüm kimse yoktu. Yine hissedince tekrar arkamı döndüm ama kimse yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili Hayat
Novela JuvenilBen Aren ama Hayat olan. Yanlız, biraz deli, biraz çılgın, biraz dobra ama en önemlisi mutlu olmaya çalışan bir kız.. Hayattan çok bir beklentim yok sadece huzur, sessizlik ve ölüm... Şu zamana kadar her şeyimi kendim yaptım ve bundan sonra da öyle...