7.Bölüm

136 12 0
                                    

26 Mart
Cumartesi

Eldem

"Bak, bir şeye ihtiyacın olursa beni arıyorsun tamam mı? Telefon kullanmayı biliyorsun."

"Tamaam." Arıkan'ın bezgin sesiyle gülmemi zor tutmuştum. Kendimi çocuğunu tembihleyen anne gibi hissediyordum.

"Mutfaktaki eşyaları da kullanmayı öğrendin. Bir şeyi unutursan ara."

"Anladıım. Git artık." Beyefendiye bak sen.

"Şu an beni evimden mi kovdun?"

"Ne yapayım? Deminden beri 15 kere söyledin."

"Endişelendiğim için konuşuyorum o kadar. Tabii kıymetim bilinmez."

"Televizyondaki kadınlar gibi konuşuyorsun." Ohoo bu aşmış kendini.

"Arıkan!"

"Sustum."

"Çıktım akşama görüşürüz."

"Görüşürüz."

Bugün bir kaç işim vardı. Daha sonraysa malikâneye gidip kitaplara bakacaktım. Umarım önemli bir şeyler bulabilirdim. Ama kütüphâne baya büyüktü. Bir günde bitirmem mümkün değildi. Günlerimi alacaktı bu iş. Ve Arıkan'ın bundan haberi olmamalıydı.

Sonunda işlerimi bitirip malikâneye gelmiştim. İlk önce ön kısımdan başlasam iyi olurdu. Akşama kadar buradaydım.

Elimdeki son kitabı da kapatıp gözlerimi ovmuştum. Ön kısım bitmişti, tabii ben de bitmiştim. Elle tutulur hiç bir bilgi yoktu. Saate baktığımda akşam 6'ya geliyordu. Eve gitsem iyi olurdu. Arıkan'ın evi yıkmamasını umuyordum.

Bahçeye çıktığımda genç bir adamın malikâneye baktığını görmüştüm. Beni gördüğünde gülümsemişti.

"Merhaba, size bir şey sorabilir miyim?" Aniden konuşmasını beklemediğim için şaşırmıştım.

"Tabii, buyurun."

"İçerde birisi var mıydı?" Cevap vermekte tereddüt etmiştim bir kaç saniye.

"Hayır. Neden sordunuz?"

"Hiç... Öylesine... Eğer sizinleyse ona iyi bakın ve koruyun."

"Ne? Anlamadım. Ne demeye çalışıyorsunuz?"

"Evin şu kısmı çok dikkat çekici değil mi?" Gösterdiği yere baktığımda bir şey yoktu. Ona dönüp ne saçmaladığını soracaktım ki, orada olmadığını gördüm.

"Bu da neyin nesiydi? Nereye kayboldu bu adam? Kafayı yememe az kaldı galiba... Neyse ne. Şu an daha önemli işlerim var."

Eve geldiğimde kapıyı anahtarla açıp içeri girmiştim. Televizyon sesi geliyordu. Salona girdiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

Televizyonda cizgi film oynuyordu. Arıkan'sa kanepede ikibüklüm uyuya kalmıştı. Çocuk masumluğu vardı üzerinde. Bunun sebebi şu anki dünyaya daha yeni yeni alışmasıydı aslında. Acaba yemek yemiş miydi? Uyandırsam iyi olurdu. Yanına yaklaşıp kolundan yavaşca sarstım.

"Arıkan, uyan. Ben geldim hadi." Uyanıyordu. Elini yüzüne götürerek gözlerini ovmaya başladı.

"Merhaba, ne zaman geldin?"

"Daha şimdi geldim. Yemek yedin mi?"

"Hı hı evet."

"Tamam, o zaman ben yemek yiyip geleyim."

Mutfağa geçip yemeyimi hazırlamaya başladım. Rahat rahat yiyip doyduktan sonra salona geçmiştim. Arıkan hâla uykulu duruyordu.

"Arıkan, gidip odanda uyusana."

MALİKÂNE (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin