17.Bölüm

49 6 0
                                    

29 Nisan, 2022
Cuma

Eldem

Rüya görüyordum galiba. Çünkü yine kendi bedenimde değildim. Ahenk'tim. Güzel ve ferah bir odadaydım. İçimde olduğum beden hareket hâlindeydi. Galiba bir yere girmek için hazırlanıyordu. Aniden aynanın önüne geçti.

Bu... Bu garipti. Karşımdaki insan ben değildim ama bendim. Sarı uzun saçlar, mavi gözler ve dahası. Benziyorduk. Aradaki tek fark cinsiyyetimiz olabilirdi. Zaten aynı ruha sahiptik. Böyle söyleyince daha da garip oldu sanki...

Bir süre sonra odanın kapısı çalınmış ve içeri 12-13 yaşlarında bir çocuk girmişti. Kimdi acaba diye düşünmeme gerek kalmadan çocuk konuşmuştu.

"Abla, bir yere mi gidiyorsun?" Revan'dı... Dikkatli bakınca anlaşılıyordu. Çok küçük ve masumdu.

"Evet, ablacım. İstediğin bir şey var mı?"

"Hayır, istemiyorum. Arıkan abiyle mi buluşacaksın?"

"Evet ama bu bir sır kimseye söylemek yok, tamam mı?"

"Tamam." Dedikten sonra Revan'ı saçlarından öpmüş ve bereber odadan çıkmıştılar. Tabii ben de bu sırada uyanmıştım.

Hava hâlâ karanlıktı. Beni uyandıranın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Zil sesi... Telefonum çalıyordu. Elime alıp baktığımda Arıkan olduğunu görmüştüm. Neden arıyor ki bu saatte acaba?  Bir şey olmamıştır umarım.

"Alo? Arıkan? Bir şey mi oldu?"

"Sakin ol. İyiyim, Eldem. Uyandırdım mı?" Sakin sesiyle rahatlamıştım.

"Evet, biraz öyle oldu."

"Üzgünüm, ben sadece uyuyamadım."

"Daha alışamadın galiba. Bir kaç güne düzelir büyük ihtimal."

"Umarım... Sen olmayınca kendimi yalnız hissediyorum."

"Ama Revan var yanında."

"Evet, öyle olmasına öyle de... Onu tanımıyorum ki! En son gördüğümde 15 yaşındaydı. Şimdiyse kocaman adam olmuş. Ona alışmakta zorlanacağım."

"Zorlanabilirsin. Her şey kolay olacak değil ya. Beni de tanımıyordun."

"Sen farklısın." Demesiyle bir süre susmuştum.

"Nasıl yani?"

"Farklısın işte. Hep farklıydın. Tanıştığımız andan itibaren senin yanında güvende hissediyorum. Ve bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyorum. Bunu bilmemek de canımı sıkıyor."

"Arıkan, biraz dayan tamam mı? Yanına gelmeye çalışacağım."

"Söz mü?"

"Söz veriyorum. O zamana kadar sık sık seni arayacağım. Sen de kendini yalnız hissettiğin her an beni arayabilirsin. Anlaştık mı?"

"Anlaştık. Peki derste olursan?"

"Sorun değil."

"Tamam. Şey, Eldem, uyuyalım mı?"

"Uykun geldi mi?"

"Evet." Diyen Arıkan'la gülümsemiştim.

"O zaman sana iyi geceler."

"İyi geceler."

Yüzümde gülümsemeyle telefonu kapatmıştım. Arıkan benimle görüşmek için en az 1 ay beklemek zorundaydı.

Eğer ki oraya yerleşirsem Elvan'ı da yanımda götürecektim. Bu olanlar yüzünden başına bir şey gelmesini istemezdim. Ona da ulaşma ihtimalleri vardı. Umarım Revan sorun etmez.

Galiba Arıkan'a gerçekleri daha erken söyleyecektim. Çünkü geciktirdikce kendimi kötü hissediyordum.

Saate baktığımda daha işe gitmeme 3 saat kaldığını görmüştüm. Uyusam iyi olurdu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Sabah uyanıp kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Şimdi de sofraya son dokunuşları yapıyordum. Ama Elvan hâlâ uyanmamıştı. Odasının önüne gelip kapısını sertçe çalmıştım.

"Elvan, uyan artık. İşe geç kalacaksın. Kalk da kahvaltını yap."

"Tamam, bağırma kapımda. Geliyorum." Yemin ederim tam dayaklıktı.

Bir süre sonra Elvan hazırlanmış bir şekilde masaya oturmuştu. Kahvaltıya daha yeni başlamıştık ki telefonum çalmıştı. Arayan Revandı.

"Alo?"

"Alo, Eldem, günaydın. Sabah sabah rahatsız etmedim umarım. Bir kaç şey sormak istiyorum da."

"Hayır rahatsız etmedin. Bir sorun yok, değil mi?"

"Yok şimdilik. Arıkan'ın alerjisi olduğu bir şeyler var mı?"

"Bildiğim kadarıyla yok. Yani benle yaşadığı müddetce her hangi bir şeye alerjik reaksiyon göstermemişti."

"Anladım. Peki sevdiği bir yemek var mı?"

"Patatesi çok sever. Her hâlini. Bir de mercimek çorbası. Bu arada asla ve asla cips tarzı şeyleri fazla yemesine izin verme. Bütün gün onları yeme potansiyeline sahip."

"Anlaşıldı o zaman."

"Revan, bu soruları aslında kendisine de sorabilirsin. Onunla iletişim kurarsan sana daha çabuk alışır."

"Mesaj alınmıştır. Şimdi kapatıyorum, sana iyi günler, Eldem."

"Sana da." Telefonu kapatıp kahvaltıma geri dönmüştüm. Bir kaç dakika sonra konuşan Elvan'la ona bakmıştım.

"Kim bu Revan?"

"Kardeşim." Dememle yemek boğazına kaçmıştı. Öksürmeye başlayınca önündeki sudan içmişti. Kendine gelince konuşmaya başladı yeniden.

"Töbe töbee. Görmeyeli annen yeni çocuk mu doğurdu acaba? Ya da ne ara bu kadar büyüdü?" Sorularıyla kahkahamı tutamamıştım.

"Lan öyle değil. Yani kardeşim derken benim değil, Ahenk'in kardeşi."

"Haa öyle desene. NE?! Kaç yaşında o zaman?"

"415."

"Vay canına... Onunla da tanışacak mıyım?" Dediğinde gözlerimi devirmiştim.

"Elvaaan."

"Ne var be."

"Hadi kalk işe geç kalacağız."

Sonunda evden çıkabilmiştik. Tabii Elvan'ı iş yerine bırakana kadar onun sorularıyla cebelleşmiştim. Bazen ruh hastası olabiliyordu.

Bölüm sonu.

Merhabalaaar✨ Elvan'cım acaba ne zaman Arıkan ve Revan'a tarihi eser muamelesi yapmayı kesecek...

Not: Arıkan'la Revan çok fazla yakın değillerdi. Birbirlerini tanıyordular evet. Ama bir şeyleri bilecek kadar değil. Çünkü aralarında yaş farkı da vardı. Revan o zamanlar küçüktü daha.

Arıkan'ın gerçekleri öğrenmesi 🤝 Eldem'in geçmiş anılarını hatırlaması. Bunlar kapışır...

Hadi iyi geceler,
Howl kaçar👋

MALİKÂNE (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin