13.Bölüm

74 11 0
                                    

15 Nisan, 2022
Cuma

Eldem

Dün arkadaşımı arayıp olanlardan bahsetmiştim. Ve bana araştıracağını söylemişti. Bu sabah arayıp bir kaç şey bulduğunu, bu yüzden de yüzyüze görüşmek istediğini söylemişti. Onunla üniversitede buluşacaktım. Bir kaç saatim boştu. Şimdiyse evden çıkmaya hazırlanıyordum.

"Arıkan, ben çıkıyorum. Yemek hazır ben gelene kadar aç kalma. Dikkatli ol. Bir şey olursa beni arıyorsun. Tamam mı?"

"Tamaaam." Bıkkın sesine gülüp evden çıkmıştım.

Bugün 3 dersim vardı. İkisi sabah biri de öğlenden sonraydı. Şimdi de ilk dersime girmek üzere kapmüse yürüyordum. Umarım canım arkadaşım iyi haberlerle gelirdi.

Sonunda ikinci ders de bitmişti. Odamın önüne geldiğimde Elvan'ı (erkek) odanın önünde beklerken buldum. Beni gördüğü an sırıtıp bana doğru yürümeye başlamıştı.

"Eldem, nerelerdesin be oğlum? Yüzünü gören cennetlik." Yaklaşıp sarılmıştı. Sarılışına karşılık verip sırtını patpatlamıştım.

"Üzgünüm, kardeşim. Bu aralar baya bir meşgulüm anladığın kadarıyla. Sen nasılsın? Neler yapıyorsun peki?"

"Anladık meşgul oıduğunu. İyiyim bu arada. Bildiğin gibi her şey. Pek bir yenilik yok hayatımda." Konuşarak odama geçip oturmuştuk.

"Ben vereyim biraz yenilik o zaman. E ne yaptın bir şeyler bulabildin mi?"

"Buldum, çok derinlere inmem gerekti ama." Deyip çantasından çok eski, kalın bir kitap çıkarmıştı.

"Bunu nerden buldun?"

"Sence kaç asırlık?"

"Elvan, ciddi misin? Bu nereden bakarsan 9.asrdan kalma bir kitap."

"Evet, içinde bilinen iyi ve kötü büyülerin neredeyse hepsi bulunuyor. Sen hiç bir yerde bir şey bulamadığını söylediğinde aklıma bu kitaba bakmak geldi. Bir kazı sırasında bulmuştuk."

"Bu kitap başkalarının eline geçmemeli biliyorsun, değil mi?"

"Biliyorum merak etme. Sadece sana göstermek için getirdim. Vee aradığın şey bu. Attığın fotoğrafla birebir aynı görünüyor. Ama bir muamma var."

"Nasıl bir muamma?"

"Senin bu kilidi açman mümkün değil. Bana bıçakla açtığını söylemiştin ama olamaz."

"Ama oldu. Adam şu an evimde, Elvan."

"Ciddi misin? Beni onunla mutlaka tanıştırmalısın."

"Konuya odaklanır mısın?"

"Yani diyorum ki, sen bu adamın sevgilisi olmadığın sürece bu kapıyı açamazsın."

"Benim anlama kabiliyyetim mi zayıfladı, yoksa sen mi anlatamıyorsun. Ne demek sevgili, adam beni kapıyı açtıktan sonra gördü."

"Tamam tamam, sakin ol. Şimdi şöyle ki, kilidi yalnızca aşık olduğu imsanın kanı açabilir. Tabii karşılıklı aşk olmalı. Ama malesef o da 400 yıl önce öldü. Şimdi asıl gizem şu ki, sen bu kapıyı nasıl açtın, Eldem? Düşünsene bir."

Gözlerimi kapatıp o anı hatırlamaya çalıştım. Anlamadığım kısım neydi ki? Bıçakla açmıştım işte. Yani başka... Aklıma düşen ayrıntıyla yutkunmuştum. Elimi kesmiştim... Gergin bir şekilde gözlerimi açıp Elvan'a döndüm.

"Hatırladım."

"Bir şeyler var değil mi? Söyle hadi. Büyük ihtimal ki önemli bir ayrıntıyı atlamışsın."

"Evet, hem de çok büyük... Elimi kesmiştim, Elvan. Açmaya çalıştığımda bıçak kayıp elimi kesmişti. Zaten direk açılmıştı kilit."

"Vay anasını..."

"Burdan benim nasıl bir kanıya varmam gerekiyor ki?"

"Ailen hakkında ne biliyorsun, Eldem?"

"Pek bir şey bulamamıştım zamanında. Bir yerden sonra hiç bir şey bulamamıştım. Ben de fazla irdelememiştim."

"Bir de ben araştırayım bakalım." Yüzünde düşünceli bir ifade vardı. Elvan'ı nadiren böyle görürdüm. Aklında bir şeyler vardı.

"Bir fikrin var mı?"

"Aklıma bir şeyler geliyor. Ama önce araştırmam gerekiyor. Daha sonraysa düşüncemi kanıtlayabilmem için en ufak ayrıntıya ihtiyacım olacak, Eldem."

"Anlaşıldı."

"Tamam o zaman. Ben şimdilik gidiyorum. Bu olay çözüldükten sonra rahat rahat buluşuruz artık. Hoşçakal ve kendine dikkat et."

"Hoşçakal, kardeşim. Tamam sen de dikkatli ol. Hele ki üstünde getirdiğin o kitapla."

Elvan gittikten sonra kalan dersimi de zar zor bitirip eve geçmiştim. Aklım allak bullaktı. Kapıyı açıp içeri girdiğimde Arıkan anında önümde belirmişti. Bir şey söyleyecekken birden durup kaşlarını çattı.

"İyi misin sen? Bir şey mi oldu?" Artık nasıl görünüyorsam Arıkan'ı bile endişelendirmiştim.

"Yorgunum sadece. Merak etme dinlenirsem iyi olacağım. Başka bir şey söyleyecektin galiba. Ne oldu?"

"Ah şey laptopun kapandı ama ben bir şey yapmadım." Bu masum hâli yüzümü gülümsetmeye yetmişti.

"Bakayım neden kapanmış." Salona geçtiğimde masanın üzerindeki laptobu görmüştüm. Yaklaşıp baktığımda şarjı bittiğini anlamıştım.

"Arıkan, şarjı bitmiş sadece." Kenardan şarj aletini alıp takmıştım. Biraz bekledikten sonra açılmıştı. "Bak açıldı işte. İzlemeye devam edebilirsin."

"Teşekkür ederim." O laptobun başına geçerken ben de odama gidip üstümü değiştirmiştim. Yemek zaten hazırdı sadece ısıtıp masayı kurmuştum.

"Arıkan, hadi gel. Yemeğini ye sonra izlersin."

"Geldim."

"Bugün aç kalmadın, değil mi?"

"Hayır, öğrettiğin gibi ısıtıp yemeğimi yedim." Gülümsedim.

"Bir şeyleri öğreniyor olman güzel bence."

"Evet, bir çok şeyi öğrenmem gerek. Zaten sana yük oluyorum."

"O da ne demek ya. Bana yük olduğunu düşündüren ne?"

"Ne bileyim tüm gün evdeyim. Yemek yemek ve yatmak dışında bir şey yapmıyorum zaten. Bana yardım etmek zorunda bile değilsin."

"Hayır, efendim. Çıkar aklından o lafları. Yemek ve yatmak dışında da bir şeyler yapıyorsun, Arıkan. Öğreniyorsun. Ayrıca tabii ki sana yardım edeceğim. Bu kadar şeyden sonra seni kötülüklerle dolu bu dünyada yalnız başına bırakacağımı düşünmedin heralde."

"Yanii..."

"Ne? Düşündün mü cidden?" Sırıtmaya başlamıştı.

"Tabii ki hayır. Senin gibi pamuk kalpli birisi yapmazdı öyle şey." Şimdi sırıtma sırası bendeydi.

"Hmm demek pamuk kalpli..." Utandığı için anında yemeğine dönmüştü. Ben de bu hâline gülmekle yetinmiştim. Şapşal adam...

Yemek bittiğinde Arıkan tabakları kaldırmama yardım etmiş sonra da kaçmıştı. Ben de mutfağı toparladıktan sonra biraz dinlenmek için odama geçmiştim.

Bölüm sonu.

Merhabalaar✨ Evet evet arka arkaya bölüm attım ben ehe...

Hadi size iyi geceler,
Howl kaçar👋

MALİKÂNE (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin