4.Bölüm

212 10 1
                                    

23 Mart
Çarşanba

Eldem

Sabah erkenden uyanıp Arıkan için telefon almaya gitmiştim. Kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu. Eminim ki bir gün lazım olacaktı. Bundan başka tüm gece düşündüğüm bir şey vardı. Arıkanı evime getirmek. Ama malikâneden çıkabilir mi orası muamma.

Sonunda işlerimi halletmiştim. Şu an Arıkan'ın odasına doğru yürüyordum. Kapının önüne geldiğimde bir kaç kez tıklatıp açmıştım. Sessizdi. Yavaşca içeriye girmiştim. Neredeydi bu adam?

Kütüphane tarafı boştu. Soluma döndüğümde Arıkanı yatakta uyurken buldum. İstemsizce gülümsedim. Çok masumdu. Resimlerden çok farklıydı. Sarıya dönük kıvırcık saçlar ve capcanlı teni, yerini uzun simsiyah saçlara ve beyaz tene bırakmıştı. Saçları dizlerine kadar uzanıyordu. Gözlerinin mavisi solgundu.

Yanına yaklaşıp uyandırmak için omzuna dokunmuştum ki yerinden sıçrayarak kolumu tuttu. Korkmuştu.

"Hey, Arıkan, benim sakin ol." Derin nefes almıştı.

"Geldin..." Gelmeme çok sevinmişti.

"Tabii geldim. Geleceğimi söylemiştim. Neden gelmeyeceğimi düşündün ki?"

"Bilmem... Belki benden korkmuşsundur diye düşünmüştüm."

"Hayırr, korkmadım. Hem bak sana ne getirdim." Elimdeki telefonu göstermiştim.

"Benim mi?"

"Evet tabii ki. Hadi gel bakalım." Heyecanla yanıma gelmişti. Ve yaklaşık 3 saate telefon kullanmayı ona öğretmiştim. Akıllı adamdı ve hızlı öğreniyordu.

"Şimdi sen gidince ben telefonla seni arayıp sesini duyabilirim, değil mi?"

"Evet. Ne zaman istersen arayabilirsin."

"Çok güzel bir şey bu." Bu duruma çok sevinmişti. Ama şu an soracağım soruyla sevincini baltalayacak olmam beni üzüyordu.

"Arıkan, sana bir şey sormam lazım."

"Sor tabii."

"Ama seni üzebilir bu soru." Kaşlarını çatsa da bir şey dememişti.

"Seni bu hâle getirenlerin kim olduğunu biliyor musun?" Soruyu sorduğum anda gözleri sert bir ifadeyle bana döndü. Deminki neşeden eser kalmamıştı.

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum."

"Neden? Sana, ailene bunu yapanları bulmak istemiyor musun? Neden bu hâle geldiğini?" Dolu dolu olmuş gözlerini bana çevirdi.

"Git."

"Ne? Arıkan, ama ben..."

"Git dedim. İyi değilim ve seni korkutmak istemiyorum. Yalnız kalmak istiyorum."

"Arıkan..."

"GİT!" Bağırmıştı. Daha fazla üsteleyemezdim. Galiba bir şeyleri tetiklemiştim.

"Tamam, sakin ol. Gidiyorum şimdi. Ama yarın geleceğim." Bana bakmıyordu. Eşyalarımı toplayıp odadan çıkmıştım. Aşağıya indiğim zaman odadan acı bir çığlık kopmuştu. Nefesimi kesmişti. Sendeleyerek duvara tutunmuştum. Bu da neydi böyle. Kendime geldiğim gibi hızla malikâneden çıkarak eve dönmüştüm.

Bu işin peşini bırakmak istemiyordum. Neler olduğunu bulacağım. Bilmiyorum ama bunu yapmam gerektiğini hissediyorum. Bir kaç saat dinlentikten sonra araştırmaya başlamıştım.

İlk önce malikânenin tarihinden başlamıştım. Ama elde tutulur bir şeyler yoktu. Saldırı gecesi hakkında bir şeylere bakmaya başlamıştım. Bulduğum bütün kaynaklarda Elmas ailesi geçiyordu. Ne kadar araştırsamda karanlık bir aile olmalarından başka bir şey öğrenememiştim. Birde saldırı gecesi büyük kızlarının ölmüş olduğunu öğrenmiştim.

Karşıma çıkan resimle başıma keskin bir ağrı girmişti.

"Ahhh." Acıdan gözlerimi açamıyordum bile. Aklıma dolan görüntülerle ağlamaya başlamıştım. Bu da neydi böyle. Beynimin içerisinde sesler dolanıyordu.

"Ahenk, seni seviyorum."

Bu ses... Tanıdıktı... Sonra bir kadının sesi yankılandı zihnimde.

"Arıkan, baksana çok güzel değil mi?"

Neyin nesiydi bunlar? Sonunda sesler gittiğinde yavaşca gözlerimi açmıştım. Zorla sandalyeden kalkıp kendimi kanepeye attım. Yavaş yavaş kendime geliyordum. Ne yaşadığım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Zihnimde yankılanan isimler... Kimdi bu Ahenk? Arıkanla alakası neydi?

Bu soruların cevabının Arıkanda olduğunu biliyordum. Ama soramazdım. Tepkisini kestiremiyordum. Bugünkü olaydan sonra sormaya çekiniyordum. Bu konuların canını yaktığı çok belli oluyor. Kendini anlatmaya hazır hissettiğinde anlatacağını düşünüyorum.

Aniden Arıkan'ın olduğu odanın içinde kütüphane olduğu aklıma geldi. Odanın sol tarafında yatak ve dolaplar, sağ tarafında ise baya büyük bir kütüphâne vardı. Arıkan oraya bakmama bir şey demez diye düşünüyorum.

Saate baktığımda 11'e geldiğini gördüm. Düşünmekten ve az önce yaşadığım olay yüzünden baya yorgun düşmüştüm. Duş alıp yatmayı düşünüyordum. Bunları gerçekleştirmek için zorla da olsa kendimi kanepeden kaldırabilmiştim. Daha sonraysa kendimi uykunun sıcak kollarına bırakmıştım.

Bölüm sonu.

Merhabalar✨Acaba neler oluyor?

Bir sonraki bölüm büyük ihtimal hafta sonu gelir.

Kışı sevmiyorum🙂Hasta olmaktan nefret ediyorum. Hem de işlerimi yoluna koymuşken🤦🏼‍♀️Neyse...

Howl kaçar👋

MALİKÂNE (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin