"OLMUYOR OLMUYOR OLMUYOR!"
274. odadan gelen bağırışlarla birkaç kişi oraya doğru koşmaya başlamıştık bile. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde kalem çoktan avucunun içine batmış bir haldeydi.
Dursun hemen kollarını tutup onu sakinleştirmeye çalışırken ben sakinleştirici iğneyi hazırlamıştım. "Şş, Reha geçti bak. Geçti.."
İğneyi batırırken hâlâ olmadığından bahsediyordu. Olmuyor, yapamıyorum...
İki yahut üç günde bir sinir krizi atakları olurdu, ve kalem mutlaka bir yerine saplanmış halde bulurduk onu.Kalemi elinden almayı da denemiştik ama müdür izin vermemişti. "Tedavi, hastalığın içindedir," sözünü dikte edindiği için bize müsaade etmiyordu.
Ondan kalemi almak yerine bizim kalemden önce ona ulaşmamız gerektiğine inanıyordu.Dursun onu yatağa yatırırken elindeki kalemi yavaşça çıkardım. Elini pansuman ederken Karadeniz siniri yüklenmiş arkadaşım yine heyheyleri kendisine getirtmişti.
"Ula, anlamıyorum ya! Anlamıyorum! Olmuyorsa niye öldüreysun kenduni!"
Şivesi ufak ufak kaymaya başladığında sakinleşmesi için oturmasını söyledim."Kızmak yerine, tedavi etmeliyiz."
Gözlerini devirdi, haklı olmam sinirini bozsa bile bandajı sararken bana yardım etti. "Kötü oldu, bir süre rahat yazamayacak."
Dursun bana ciddi olup olmadığımı anlamak için bakarken sadece omuz silktim. Hiç inkar edemezdim, onun şarkılarını seviyordum.
Her ne kadar insanın mental sağlığını tehlikeye atsa bile seviyordum işte, hem zaten o şarkılarıyla anlatmıştı çoğu hüznünü. Onun elinden alınmasını bende istemezdim.
Elini sarmamız bitince üstünü örttüm. Sessizce odadan çıktığımda bir süre kapının önünde bekledim.
Her şey bir gün istediğin gibi olacak, demek istiyordum. Her şey bir gün olacak, sabret.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hemşirenin Şarkısı
Historia CortaSıradan bir hayatım var denilemez, akıl hastanesinde ne kadar olursa o kadar sıradan. Ama yine de sıradandı, deliler bile monotonlaşırdı, o hariç.