On Bir

350 7 8
                                    

"Reha? Bir şey mi oldu?"

Koridorun sonunda oturan Reha'yı izliyordum. Dursun yanına yaklaşmış sorunu çözmeye çalışıyordu, ben yaklaşmamıştım bu kez. Fazla göze batmamak için bir süre görünür alanlarda yaklaşmamaya karar vermiştim.

Üstelik bu koridorda doktorların ofisi bulunuyordu, Deniz Bey görürse ne yapar eder yine müdürün yanında aldırırdı bana soluğu.

O sebeple işimi yapıyor gibi yapıp uzaktan izlemeyi seçmiştim bu sefer.
"Sen neden geldin?"

Gözlerini bana çevirince kendiminkileri kaçırdım. Ve çalışıyor gibi yapmaya devam ettim.

"Niçin? Burada ne yapıyorsun? Herkesle beraber dışarıda olman gerekmiyor mu?"

"Hayır, gerekmiyor."

"Ama böyle yapmamalısın."

Gözlerinin ağırlığını üstümde hissediyordum. Niçin hâlâ bakıyordu?

"Ben onun yanında kalacağım?"

"Kimin?"
Dursunun meraktan yoksun sesi cevabı zaten bildiğinin bir göstergesiydi. Ama Reha bunu umursamadı, "Meryemin tabii ki de. Kimin olacak başka?"

Neşeden yoksun ufak bir kıkırtı çıktı Dursunun dudaklarından. Ama hemen kendini toparladı. "Meryem şu an meşgul, sen çık istersen? Bekleme onu?"

"Yok beklerim, hep beklerim ben. Zaten alışkınım beklemeye, sıkılmam da hem."

Hızlı cevapları karşısında tebessüm ettim. Çok tatlıydı, kahretsin ki bu adam ayarlarımla oynuyordu.
"Hem, sen git Meryem gelsin. Onunla konuşmak istiyorum ben. O zaman giderim belki bahçeye.."

Yine aynı şeyi yapıyor olması yutkunmama sebep oldu, yapmacık ilgiler arıyordu.
Evet, benimki tam olarak yapmacık sayılmazdı. Çünkü zaten dünden hazırdım ama bunu başkalarına da yapıyor muydu?

İnsanlardan ilgi namına o kadar az şeyle yetinmişti ki, şimdi yapmacık ilgilere kendini muhtaç ediyor, onlarla yetinmeye çalışıyordu.

"Ama meşgul?"

"Bitirince gelir, sen üzülme."

Dursun'un yorgun bir şekilde pekâlâ diyerek pes ettiğini duydum. Ardından adımları yanıma ulaştı. "Ben devam edeyim, sen bir bak ona. Ama acele et, görmesin kimse seni."

"Neden? Onunla da ilgilenmem normal olan değil mi? Niye kaçayım ki?"

"Yanına yaklaşma diye uyarı almışsın kızım, Deniz Bey zaten takık sana. Uğraşılmaz hiç."

"Haklısın, gideyim geliyorum."
Bana kocaman gülümseyip yanağımdan makas aldı, ardından da işimi devraldı benden.
Ben ise ufak adımlarla zaten bizi izleyen Reha'ya doğru ilerledim.

"Merhaba, kuşlar söyledi ki beni özlemişsin?"

"Sen özledin mi?"

Soruma soruyla cevap vermişti. Kaşları çatık, dudaklarını dişleri arasına kıstırmıştı. "Anlamadım?"

"Sen özledin mi peki?"

"Özlememeli miydim?"

Elimi saçına attım, ufak bir karıştırmanın ardından bende yanına diz çöktüm.

"Herkes bahçede, niye buradasın?"

"Çünkü bahçede sen yoksun."
Açıksözlülüğü yutkunmama sebep oldu. "Ama her zaman ben olamam?"

"Niye olamayasın? Kimse her zamanlara dair söz veremiyor mu? Yalandan da olsa olur, gerçekten."

"Ben sana yalandan sözler vermek istemiyorum ama. Elimden geldiğince olurum ama şu an olamam. Bugün koridor sırası bende."

"Tamam, şimdi de ben yanında olayım işte, koridorda durayım. Rahatsız etmem ki seni."

Kocaman gülümsedim. "Ama şu an bahçede grup terapisi yapıyorlar. Katılman gerek."

"İstemiyorum! Sen yoksan gitmem."

Derin bir nefes aldım. İnatçıydı, ama nedensizce bıktırmamıştı beni.
"Sonra gelsem?"
Kaşlarını çatıp kafasını salladı. Durumdan hiç memnun değildi, ama bir şekilde dediğimi yapmayı kabul etmişti.
"Bir şey daha isteyebilir miyim?"

"Yapabileceğim bir şeyse?"

Başını hızla salladı. Sonraysa usulca kulağıma yaklaştı. "O adam, o adam bir daha yanağından makas almasın."

Ardından kalktı ve koşarak uzaklaştı. Şaşkınlıkla arkasından baktım. Yalnızca bakabildim zaten.

Kendime bunu yapmamam gerekiyordu, acilen görev yerimi değiştirmem gerekiyordu. Benim uzaklaşmam gerekiyordu..

Hemşirenin ŞarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin