Elindeki kalemi hırsla yere fırlatıp üstüne bastı. "OLMUYOR! OLMUYOR! OLMUYOR!" Tırnaklarını kollarına geçirmişti.En yakında ben olduğum için koşarak yanına varıp arkadan sarıldım. "Sakin, sakin ol. Derin bir nefes alalım mı?"
Onunla beraber derin bir nefes aldım ve yine onunla beraber verdim. Titremesi geçene kadar nefes alıp verdik sadece.Sakince yere çöküp onu da oturttum. "Ne olmuyor Reha?"
Aslında bunu yapmamam gerekiyordu, sakinleştirip uzaklaşmam gerekiyordu. Hastanemizin kesin kuralları vardı, hastalarla ruhsal durumlarını konuşmamamız gerekiyordu."Şarkım, bir türlü istediğim gibi olmuyor."
"Gitmesin, boşver. Bazen bazı şeylerin olmaması lazım."
Kaşlarını çattı, "onlar olmadan ben bir hiçim, sen ne anlarsın?"
Yutkundum. "Hayır, sen o şarkılardan ibaret değilsin. Daha fazlasısın."
Gözlerini krem rengi ayakkabılarına dikti. "Hayır, tam olarak o şarkılar kadarım. Unutulup gidene kadar varım."
Ellerini birleştirip tırnakları ile oynamaya başladı. "Onlar yoksa, insanların benimle konuşması için bir sebebi de yok."
Cevap vermedim, diyecek bir şeyim yoktu. "Bir insan yaptıklarıyla var olur hemşire. Nedeni, niçini önemli olmaz, sonuç odaklı bir toplum var karşımızda."
Dedikleri mantıklı geliyordu, ama gelmemesi lazımdı. Bir yerlerde yanlışlık vardı.
"Toplumu baz alırsak, hayatımızı yaşayamayız."Ufak bir kıkırtı döküldü dudaklarından. Hâlâ ona sarılı olan kollarımdan kurtulup ayağa kalktı. Uzaklaşmadan önce tek bir cümle kurdu, uzun süre üzerinde düşüneceğim bir cümle...
"Sen, yaşadığın hayat sana mı ait sanıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hemşirenin Şarkısı
Historia CortaSıradan bir hayatım var denilemez, akıl hastanesinde ne kadar olursa o kadar sıradan. Ama yine de sıradandı, deliler bile monotonlaşırdı, o hariç.