Mide bulantısıyla kalkmıştım ve bu olaydan nefret ediyordum. Uyanmamın üzerinden bir saat geçmişti bu yüzden kahvaltı yapmaya karar verdim. Uyandığım gibi yemek yemeyi sevmiyordum o yüzden aradan bir saatin geçmesini bekliyordum.
Yemeğimi yedikten sonra üstümü de değiştirerek evden çıkmak için ilerledim. Dersime daha bir buçuk saat olmasına rağmen okula gitmek için evden ayrılacaktım. Kapıya ilerlediğim sıra da kapı çaldı. Gökay'ın geldiğini düşünerek kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm kişi kaşlarımın çatılmasına neden oldu.
"S-sen ne arıyorsun burada?"
Ağzımdan sadece bu kelime dökülmüştü. Güçlü durmak için elimle kapıdan destek alıyordum.
"Konuşmamız gerekiyor."
Onunla konuşmak istemiyordum ama haklı olduğunu biliyordum. Konuşmamız gerekiyordu...
"İçeri gel, biri görebilir." Dedim.
Bora, hiçbir şey söylemeyerek yanımdan geçti. Evimi çok iyi biliyordu o yüzden oturma odasına doğru ilerledi. Kapıyı kapatarak peşinden ilerledim. Oturma odasına girdiğimde ayakta beni bekliyordu.
"Ne konuşacağız?"
Sorduğum soruyla bana doğru döndü. Derince iç çekti. Ela gözleri, tenimi yakıyordu.
"Konuşmamız gereken o kadar çok şey var ki... Ben nereden başlayacağımı bilmiyorum."
Kendini yorgunlukla ve bıkkınlıkla koltuğa attı. Daha önce çok kez oturduğu koltuğuma...
Karşısındaki koltuğa oturdum. Ona doğru bakıyordum. Bir süre sessizde durduk ve gözlerini gözlerimle buluşturdu. Yorgunluk, kırılmışlık ve hayal kırıklığını görebiliyordum.
"Dün gece hiç uyuyamadım aklımda sadece sen vardın. Lanet olsun!"
Sinirlenmişti, gerçekten sinirlenmişti. Onu çok iyi tanıyordum.
"Dünyada başka hiç erkek kalmamış gibi nasıl üvey oğlumla olursun?"
Sorduğu soruyla kaşlarım çatıldı.
"Oğlun olduğunu bilmiyordum." Dedim.
Bu doğruydu, bunu gerçekten bilmiyordum. Eğer bilseydim en başından hiç yaklaşmazdım. Arkadaşım olarak bile hayatıma almazdım. Bora, bir kez daha iç çekti.
"İclal, bu ilişki doğru değil."
Söylediği cümle gülümseme yol açtı. Bunu bana bir kez daha söylemişti. Hatta geçmişte birkaç kez söylemişti. Hiçbir şey bu cümle kadar canımı yakmamıştı. Ondan duymak kadar hiç yakmamıştı. Ve şimdi bir kez daha söylüyordu.
"Onu seviyorum." Dedim.
Gözlerindeki hayal kırıklığı daha çok büyüdü. Gerçekten çok büyük bir hayal kırıklığı vardı. Geçmişte ben de ona böyle bakmıştım.
"Bu ilişkiyi sürdüremezsin."
Duyduğum cümleyle kahkaha attım ve kafamı iki yana salladım.
"Bunu bana ikinci kez söylüyorsun ve ben bu sefer ilişkimden asla vazgeçmeyeceğim. Hele de senin için asla!"
Sesim kırgın ve sinirli çıktı. Bir süre önce karşımda oturan adam için tüm dünyayı yakardım. Onun için her şeyi yapardım. Ama şimdi...
"Ben onun babasıyım, bu ilişkiyi nasıl yürütebilirsin? Nasıl sağlıklı olmasını bekleyebilirsin?"
Kurduğu cümleler karşısında omuzlarımı silktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağlılık | Daddy İssues
Short StoryGördüğüm manzarayla olduğum yerde kala kaldım. Bu o muydu? Sevgilimin babası... #daddyissues