Hayatının, dönüm noktalarından birinin bugün olduğundan bihaber olan Rehan, Karan'ın, kıvılcımı yakması üzerine ISI binasının çevresine kadar geldi. Uzaklardan, binaya bakmaya başladı. Her ne kadar gelmek istemese de, burayı özlediğini, inkar edemiyordu. Burada geçirdiği günler, yaptığı görevler ve aldığı eğitimler... Hepsi güzel birer anıydı. Bir nevi, bu anıları tekrar yaşamak için geldi buraya Rehan. Ancak gelme sebebi tamamen hür iradesi değildi.Kabul ediyordu; gelmeyi en başından beri çok istiyordu hatta Londra'da kaçırılırken bile gözleri gülüyordu, Pakistan'a geleceğini bildiği için. Ama şu an gelmesinin asıl sebebi sadece Aalia idi.
Karan; kendinden hiç beklenilmeyen şeyi yapıp, Rehan'ı, Aalia'yı kullanarak kışkırtınca, gelmek mecburiyetinde kaldı Rehan. Fakat bir şeyi de fark etti. Pervez'den sürekli bilgiler aldığını Karan biliyordu ve Karan, Aalia'yı araştırması için sürekli bu tür işleri verdiği Samir yerine pek samimi olmadığı Pervez'i görevlendirdi. Böylelikle de Rehan, bir nevi tehdit edildiğini anlayabilecekti.
İçeride ne ile karşılaşacağından habersiz, kapıya doğru yöneldi. Hızlı adımlarla merdivenlerin başına kadar geldi. İçeriye girmek ve girmemek arasındaydı.Hedef ve hayalleri arasında ISI'ya geri dönmek gibi bir şey yoktu ancak kısa bir süre detaylıca düşününce bu hayale giden yolun ISI'ya geri dönmekten geçtiğini fark etti.
Düşüncelerini, aklından çıkarıp, bir kenara atan Rehan, kendinden emin bir şekilde, merdivenlerden çıktı ve sensörlü kapının, kendisini tanıyıp, açılmasıyla,kapının eşiğinden, içeriye giden ilk adımı attı. Daha adım atar atmaz da onlarca ISI personeli, saniyeler içinde etrafına toplandı.
Üç yıl sonra, tekrardan ait olduğu yere dönen Rehan'ı gören eski arkadaşları, onunla ilgilenmeye ve hasret gidermeye başlayınca, gerçekten eve dönmek gibisinin olmadığını anladı Rehan.O da eski arkadaşları olan ISI personellerine eşlik edip, onlarla hasret giderirken, birinin uzaklardan bağırdığını duydu.
"Ne yapıyorsunuz, orada?"
İçten içe gülümsedi Rehan. Bu bağıran sesin sahibini çok iyi tanıyordu. Karan'dan başkası değildi bu. Rehan, arkadaşlarından müsade isteyip, aralarından ayrıldıktan sonra, birinci katın merdivenlerinin başına baktı. Tahmin ettiği gibi Karan oradaydı. Yanında ise; Samir ve kim olduğunu şu an tanıyamadığı veya çıkaramadığı bir kumral güzeli vardı. Onların yanına doğru ilerledi. Merdivenlerden hızlıca ikişer ikişer çıktı ve Karan'ın tam karşısında onun sıfırında durdu.
"Gelmemi çok istediniz, bende sizi kıramadım efendim" dedi Rehan, alay edercesine sırıtarak.
"Demek, Aalia numarasını yuttun" diyerek gülmeye başladı Karan.
Rehan, her zamanki gibi Rahatlığından ve sakinliğinden bir ödün vermedi.
"Bir oyun yaptığınızı biliyordum Efendim. Benim tanıdığım ve benim sırdaşım olan Karan, asla böyle bir şey yapmazdı zaten. Ben, sadece yuvama geri dönmek istedim."
Gülümsedi Karan ardından da hemen yanında duran ve Rehan'ın hayli dikkatini çeken o kumral güzelini işaret etti;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET "SINIR"
AcciónKasım 2021'de yayınevi aracılığı ile yayımladığım, HAYALET "KEŞMİR" kitabının devamıdır... İlk kitaptaki olaylardan, üç yıl sonrasını anlatır. "Hayalet" lakaplı ISI ajanı, Rehan Khan, "Keşmir Operasyonu" isimli oldukça önemli bir görevi başarıyla bi...