ISI, binasında hiç olmadığı kadar yoğunluk ve bir o kadar gerginlik vardı. Böylesine kalabalığı uzun zaman sonra ilk defa görüyordu bu bina. Güvenlik
önlemleri maksimum seviyedeyken, ellerinde dosyalalarla, koridorlarda koşuşturan personeller, toplantının yapılacağı salonu doldurmaya başladı.
Toplantı, daha doğrusu brifing salonu, bir tane bile boş koltuk bırakılmamış şekilde hıncahınç doluydu.
Üst düzey yöneticiler, en ön sırada saf alırken, rütbe ve mevkiye göre, oturma planı yapıldı.Salonda, onlarca kişi hep bir ağızdan konuşmaya devam ederken, kapının eşiğinde Yusuf Khan ve Karan, görününce hepsi aynı anda sustu ve ayağa kalktı.
Yusuf, personellerine bakarak, ağır adımlarla yerine doğru gitti. En ön sıranın ortalarında bulunan önündeki küçük masa da kendi adı yazan koltuğa
oturdu Yusuf, hemen sol tarafında yardımcısı Karan otururken, sağ tarafındaki koltuğunu ise önemli misafiri olan meslektaşına bıraktı.Misafirler, henüz gelmemişken, personellerden birisi, kulağındaki telefonu kapattı ve oturduğu yerden kalkarak hızla Yusuf'la Karan'ın yanına gitti.
Yanlarına varınca, sesli konuşmanın tehlikeli olabileceğini düşünen genç adam, tam da o sırada telefonuna gelen resimleri, Yusuf'la Karan'a gösterdi ve
kısık bir sesle:"Hayalet, İslamabad sokaklarında ve Keşmirdeki saldırının faili olan Farhan'ın, şirketine ait olan bir depodan çıkarken görülmüş."
"Toplantı bittikten sonra, odama gel." diyen Yusuf, eliyle 'git' işareti yaptı ve Karan'ın işareti üzerine ayağa kalkıp, salondan koşar adımlarla çıktı.
Birkaç dakika sonra Yusuf, salona, Türk meslektaşı ile beraber girdi. Arkalarında ise Türk istihbarat servisi müsteşarının yardımcıları vardı.
Türk müsteşar, salondaki, Türk ve Pakistan'lı personelleri selamladıktan sonra adının yazdığı koltuğa oturdu ve toplantının başlamasına onay verdi.
Kürsüye çıkan konuşmacı ISI personeli, klasik başlangıç konuşmasnı yaptıktan sonra, kürsüye MİT müsteşarını davet etti.
Eski bir Astsubay olan Türk müsteşar, kendisinden daha rütbeli olan, Eski Albay Yusuf Khan'dan müsade aldı ve konuşmak için kürsüye doğru ilerledi....
Toplantının ve konuşmanın konusu belliydi. Alışılagelmiş bir şey olan terör ve silah anlaşmalarıydı. İki ülke de, geçmişten bu güne, terörden oldukça
etkilenen ülkelerdi.
Türkiye'de; PKK, YPG, DAEŞ ve DHKP\C gibi örgütler ile, Pakistan'da; Lashkar, Naksalit, El-Kaide, BKO ve Taliban, gibi örgütler, iki ülkeyi kana bulayan
terör örgütleriydi.
Her ne kadar bu örgütler dağılmış ve güçlerini kaybetmiş olsalarda halen daha varlıklarını sürdürüyor, saldırılar yapmaya devam ediyorlardı.Toplantının amacıysa; Pakistan'ın, Türkiye'den aldığı İHA ve SİHA'lardı. Aslında Milli Savunma Bakanlığını ilgilendiren bir konuydu. Ancak, bunları
çalıştıran ve güvenliğini sağlayan yazılım ve güvenlik protokolü sadece MİT ve ISI'nın elinde olacaktı.
Toplantı bitmek üzere iken Yusuf, güvenlik protokolünü ve yazılımı, bir disk halinde teslim aldıktan sonra dostane bir şekilde kuçaklaşıp, toplantıyı
bitirdiler......
Toplantıdan sonra, diski gerekeni yapması için Karan'a veren Yusuf Khan, odasına gitti. Odasındaki banyoda yüzüne su çarpıp, uykusunu açmaya çalıştıktan
sonra, koltuğuna oturdu ve arkasına yaslandı.
Öylece geçmişini ve hatalarını düşünmeye başladı Yusuf. Yıllarını, askerde hem özel kuvvetler komutanı hem de istihbarat başkanı olarak geçirdikten sonra askeriyeden emekli olup, ISI'ya atandı.
Ancak yine her zamanki gibi ailesini yalnız bırakmaya devam etti. En büyük hatası da buydu zaten. Ailesiyle, canından çok sevdiği eşiyle ve neredeyse
hiç göremediği çocuğuyla zaman geçirmediği, onlarla ilgilenmediği için kendini suçluyordu. Ancak iş işten geçince anladı Yusuf Khan, karısı, çocuğunuda
alıp, terk edince ve habersiz bir şekilde bir mahkeme kararıyla boşandığında anladı.
Dünya'nın en iyi istihbarat servislerinden birisinin başkanı olmasına rağmen halen daha onları bulamadı Yusuf. İsimleri yıllar önce öldü olarak görünüyordu.
Eşi ve çocuğu, bütün kaynaklarda ölüydü, ancak buna inanmıyordu Yusuf, inanmak istemiyordu ve eninde sonunda bulacağından da emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALET "SINIR"
AksiyonKasım 2021'de yayınevi aracılığı ile yayımladığım, HAYALET "KEŞMİR" kitabının devamıdır... İlk kitaptaki olaylardan, üç yıl sonrasını anlatır. "Hayalet" lakaplı ISI ajanı, Rehan Khan, "Keşmir Operasyonu" isimli oldukça önemli bir görevi başarıyla bi...