"Ölmek istiyorum!"
Attığım çığlık kafamı yastığa gömdüğüm için çok boğuk çıkmıştı. Ama bana yeterince netti. Kafamı kaldırdığımda Senem'in suratını buruşturduğunu görünce onun için de epey net olduğunu anlamıştım.
"Yok olmak istiyorum!" Diye bağırdım bu sefer de. "Gömün beni bir yere,nolur. Ben daha fazla yaşayamam."
"Yemin ediyorum içim şişti."
Haklı bir isyan olabilirdi. Yaklaşık iki gündür aynı pozisyonda aynı kıyafetlerle yerimden oldukça az kalkıp aynı cümleleri sıraladığım düşünülürse elbette.
"Kim bilir benim hakkımda neler düşünüyordur? Böcekmişim gibi baktı diyorum sana!"
"Asya." Dedi Senem sabır dilenircesine. Tamam biraz abartıyor olabilirdim. Normalde daha sakin olduğumu sizler de az çok biliyordunuz. Ama yaşanılanların bırakın "normal" olmasını "anormal şeyler" listesi yapsam en başa yazmaya gocunmazdım.
"Bu adamın senin hakkında ne düşündüğü neden bu kadar önemli? Bence bundan daha önemli konularımız var. Ama sen iki gündür sadece senin hakkında ne düşündüğünden bahsedip duruyorsun. "
"Bir önemi yok tabiki de!" Dedim sinirle. "Bu kendimle ilgili. Düştüğüm konumla ilgili. Olayların en başından buralara gelebileceğini düşünmememle ilgili. Onun ne düşündüğüyle değil!"
"Emin misin?" Derken odamdaki sandalyeden kalkıp yatağıma,yani yanıma oturmuştu. "Bana tam öyle gelmedi çünkü."
"Neymiş sana gelen?"
"Bence sen bu adamdan etkilenmişsin." Pat diye söylediği şeyle konumuzun alakasızlığı karşısında ağzım bir miktar açıldı.
"Ne!" Sesim fazla yüksek çıkmıştı. Kendimi dizginleyerek "Ne alaka şimdi bu Senem?" Dedim. Derdim başımdan aşkındı hala ne ima ediyordu.
"Farkında mısın ama bu adam seni polise bile şikayet edebilir."
"NE!" Bu sefer sesim biraz öncekinin belki on katı yüksek çıkmıştı. Neyse ki annem evde değildi. Eğer evde olsaydı ve bu bağırışlarımı duysaydı can çekiştiğimi düşünebilirdi. Eh,yanlış bir yorumlama olmazdı.
"Gerçekten böyle bir şey yapabilir mi?" Derken gözüm korkuyla açılmış ve sesim kısılmıştı. Yapardı tabiki. Adamı kandırmıştım. Dolandırıcılıktan şikayet etse kaç yıl yerdim? Ben daha yirmi yedi yaşındaydım. İşimi kaybetmeyelim diye verdiğim mücadelede hayatımı mı kaybedecektim? Galiba ben hepsinden önce akıl sağlığı kaybetmek üzereydim.
"Bak işte." Dedi Senem. Bu kadar sakin konuşması sinirimi bozuyordu.
"Bundan bahsediyorum tam olarak. İki gündür düşündüğün ve umursadığın tek şey Mehmet Bora'nın arkadandan ne dediği,bir daha karşılaşırsanız ne yapacağın,kaçtığın için utanman, arkamdan güldü diye sinirlemen ve sürekli kesin benden tiksinmiştir diye düşünmen. Ya oturup adamın her şeyi en başından biliyor oluşuna bile doğru düzgün tepki vermedin! Ve sana yapabileceği şeyler konusunda diğer ihitmalleri de göz ardı ediyorsun. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toz Pembe Yalanlar
Short StoryBir dergide iyi bir konumda editör olarak çalışan Şafak derginin iki ay sonraki sayısı için belirlenen konu üzerine araştırma yapıp yazı yazmak üzerine patronundan aldığı talimatla işe koyulur. Sorun şudur ki ona verilen yazının konusu tam bir baş b...