Bölüm 1

512 89 114
                                    

Demet Sağıroğlu/ Arnavut Kaldırımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Demet Sağıroğlu/ Arnavut Kaldırımı

........

Ayağımdaki ayakkabıların topukları mermer zeminde tıkırtı şeklinde düzenli sesler bırakırken adımlarımı daha sert atmaya başladım. Sanki adımlarımı sert basarsam sinirimi dışarı atabilirmişim gibi hissediyordum ama bu ayak tabanlarımı acıtmaktan başka bir şeye yaramamıştı maalesef. Sinirimi çıkaramamak beni daha çok sinirlendiriyordu ve böylece sürüp gidecek bir çıkmaz döngünün içine girmek üzere gibi hissediyordum kendimi.

Asya Şafak İplikçi'yi - ki bu afilli adın sahibi bizzat ben oluyordum - pratik biri olarak tanımlardım. Bu bana ait en belirgin ve iyi özellikti ki kriz anlarında kolay çözümler üretebilirdim. Bunu kendimi övüyormuşum gibi algılamanızı istemiyorum,lütfen. Çünkü en sinir olduğum insan tipi kendini olmamasına rağmen bir şey zanneden tiplerdir.

Benim bu özelliğim ailem ve arkadaşlarım tarafından da sık sık dile getirelen bir şeydir ve bunun egoyla alakası olmadığına emin olabilirsiniz.

Ama fark ettiniz mi bilmiyorum az önce cümleyi pratik biri olarak tanımlar-dım şeklinde kurdum. Çünkü tam da şuan pratiklikle ve çözüm üretmekle uzaktan yakından alakam olmadığını hissediyorum. Hatta o kadar işe yaramaz hissediyorum ki kendimi, o ayaklarımdan çıkarmaya çalıştığım sinirimin sebebi yine kendimim.

Tamam,biraz da şu Mehmet Bora denilen adamın da suçu olabilirdi. Hatta suçun yüzde elliden fazlası onundu. Ve ben daha hiç tanımadan ona sinir olmayı başarmıştım.

Neden diyecek olabilirsiniz. Size hak veririm çünkü sinirden biraz gözümün döndüğünü ve konuya direkt olarak daldığımın farkındayım.

Sorun şuydu ki canlarım, iş kariyerim kendisiyle röportaj yapmamdan geçen adam benimle röportaj yapmayı reddediyordu. Tam 4 gündür kendisini defalarca aramış ve arattırmıştım. Mine arayıp isteğimi dile getirdiğinde ters bir şekilde reddedildiğini söylemişti ama ben tabiki pes etmemiş ve kendisini bir kez daha aramıştım.

Aynı şekilde kaba bir dille reddedildiğimde sinirlerim yavaş yavaş gerilmeye başlamıştı. Şuan yani dördüncü günün sonunda ise adeta saatli bomba olarak dolanıyordum etrafta.

Anlaması gerekiyordu. Onunla röportaj yapmazsam kazıya kazıya geldiğim kariyerim çıkıştaki zorluğunun tam aksi olarak hızlı bir şekilde dibe batacaktı ve ben bir felaketi daha kaldırabilecek durumda hissetmiyordum kendimi.

Odama girmeden önce son bir umut Mine'ye bakmıştım ama o daha bir şey sormama gerek bile kalmadan "Hayır Asya Hanım, aramalarımızı yine reddetti." diyerek benden önce davrandı.

Toz Pembe YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin